Chapter3:My Jungkook
"Neden etrafımda bu kadar gerginsin?" diye sordu Jungkook, Jimin onu antibiyotiklerini alması ve bandajlarını değiştirmek için uyandırırken. Karnına biraz yiyecek gitmesini bile sağlamıştı. Jungkook kendisini şımartan birine sahip olmanın güzel bir şey olduğunu inkar edemedi. Muhtemelen, ben de Jimin'i şımartıyorum, değil mi? Şimdiki/gelecekteki Jungkook düzgün bir erkek arkadaş, değil mi?
"Gergin değilim." Kafasındaki bandajı değiştirdikten sonra cevapladı Jimin, ve sırtındaki yarayı temizledi (Jungkook arkasında bir yara olduğunu bile fark etmemişti) ve biraz kremi Jungkook'un vücudunun üstündeki çiziklere yaydı, gövdesindeki korkunç yaraları da kapladı, pazılarının üstünü ve omuzlarını da. Koyu kırmızıdan ve maviden siyah ve sarıya doğru değişiyorlardı ve Jungkook, Jimin'in yaraları görünce renginin solduğunu gördü.
"İyiyim." diye mırıldandı Jungkook Jimin'in eli üzerlerinde gezinince, hızla gözlerini kırpıyordu. Jimin onun için kötü hissettiği için mi yoksa çok yüksek sesle konuşunca ya da ona uzun uzun bakınca parçalara ayrılacak kadar kırılgan olduğunu düşündüğünden mi bu kadar gergindi merak etti.
"Hayır, değilsin." dedi Jimin eline biraz daha krem sıkarken. "Sen... sen..." Keskin bir nefes aldı ve dikkatini Jungkook'un dizindeki derin ve geniş sıyrığa verdi.
Jungkook, Jimin çok üstüne titrediği için küvetlerinin kenarında tişörtsüz bir şekilde oturuyordu, sadece baksırıyla. Bu durumu daha iyi bir hale getirmek için bir şey söylemeyi istiyordu, ama insanları rahatlatmakta gerçekten iyi değildi. Öyle olmayı diledi, arkadaşlarını üzgün görmekten nefret ederdi, Jimin'i bile.
"Seni böyle endişelendirdiğim için özür dilerim." dedi sonunda Jungkook.
Yeniden omuz silkti Jimin, zayıf ve güçsüz bir hareketti.
"Bir kaza geçirdiğimi duymak korkunç olmalı." Geveledi Jungkook ve belki de bir şey söylemek için berbat bir zaman olduğunu düşündü.
"Evet, Seokjin aradı beni." Nefeslendi ve durdu Jimin, gözleri Jungkook'un bacağındaki kesikte geziyordu, bacağının üzerindeki mor, iltihaplı yarada. "Bir saniyeliğine seni... Seni kaybettiğimi düşündüm." İç çekti Jimin ve daha sessiz konuştu. "Sanırım gerçekten kaybettim."
Jungkook, onun perişan sesiyle kaskatı kesildi ve tüm vücudunun buz kestiğini hissetti, ve diğer yandan bu oldukça üzücüydü çünkü Jungkook hafızasını kaybetmeyi istememişti. Bu onun için sinir bozucuydu, Jimin için de öyle olmalıydı. Jimin yaşlı gözleriyle ona baktığında, Jungkook muhtemelen pek de hoş olmayan (sonrasında Seokjin'den özür dilerdi) bir şey söylemek üzereydi.
Tekmelenmiş bir yavru köpek gibi görünüyordu.
"Sana sarılabilir miyim?" Jimin'in sesi zorlukla duyuluyordu, ve eğer banyo yüzünden sesi eko olmasaydı muhtemelen Jungkook duymazdı. "Hala burada değilmişsin gibi hissettiriyor." Bunu sormak zorunda olduğu için mahçuptu, ve küçük görünüyordu. Jungkook onun erkek arkadaşıydı ve Jimin ona sarılabilir miyim diye soruyordu. Bunu arkadaşlar yapsa bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Falling For You Again • Jikook [Çeviri]
أدب الهواةJungkook, hayatının son beş yılının tüm anılarını unutur. Jimin ise Jungkook onu tekrar sevmeyeceği için korkuyordur.