Çok geç olmadan herkes uyumuştu . Heves uyumamıştı daha doğrusu uyuyamamıştı . Yarın ilk denemeyi yapıcaklardı bunun heyecanı gözlerine bir gram uyku koymamıştı . Senelerdir yapmak istediği şeyi bugün deniyorlardı . İnsanlık adına bunu yapmak çok istiyordu , en çokta annesi için .
***
Heves kendisine aksiyon kameralarından almıştı. Sabah çok erkenden kalkıp duşunu aldı , üstünü giyinip kamerasını başına geçirdi .
-07:48
" Merhaba ben Heves Toksöz . 20.06.2018 tarihindeyiz . Htr2b durdurma çalışmamızda bugün kobaylara ilk ilaç enjekte edişimiz olacak . Farelerdeki hal ve hareket değişikliklerini inceleyeceğim ve saat başı vital bulguları kontrol edeceğim ."-11:21
" Şu anda K1 adlı kobayımıza 'cQ' adı verdiğimiz karışımı enjekte ediyoruz ... Evet tamamdır . Şu anda enjekte etmiş bulunmaktayız . Selim bana Holter EKG'yi getirebilir misin ? Teşekkürler ... Kobayımıza Holter EKG'yi yerleştirdik . Bununla birlikte ilk 1 saat 15 dakikada bir sonrasında saat başı 'K1'e kontrolümüz olucak . K1'in durumu şu an stabil ."-11:47
" 'K1'de yüksek ateş ve üriner ikontinans (istemsiz idrar kaçırma)bulunmakta . Bilinci açık . Durumu kontrol altına almaya çalışıyoruz . Alex, 2cc ateş düşürücü hazırla .."-12:03
" Ateş düşürücüsünü enjekte ettik ve 'K1'in ateşi normal seviyeye indi şu anlık bir sorun gözükmüyor ."-13:01
Heves laboratuvardan çıkmış ve bir bardak su almak için mutfağa gitmişti . Suyunu yavaş yavaş yudumlarken yanına Selim geldi ."N'oldu Selim ? " dedi endişeli bir şekilde Heves ,
" Galiba ilaçlarda fazla adrenalin kullandık Heves , bir anda kalbi durdu ve kolonlar(bağırsak) , karnından dışarı çıktı"
Heves yıkılmamış gibi kendini göstererek"Kaç tane fare kaldı ?"
" Galiba 6 tane "
" Olana kadar yapacağız Selim , başka çaremiz yok "
ERTESİ GÜN 07:45##
Heves erken kalkıp kobay farelerinin vitallerini aldı . İçinde kuşku çok fazlaydı ' ya yapamazsam , bunca masraf , bunca hazırlık ne olur . ' diye düşünüp duruyordu . En kötüsüde babasına kendisini ispat edememekti . Zemin katta ki laboratuvara indi . Sağ tarafında duran günlük gözlem dosyasını aldı . Günlük 0,5cc 'cQ' adlı ilaçtan kalan 6 kobayın 3'üne verilmişti . Dosyasındaki notlara göz gezdirdi Heves . k2-k3-k4 kobayları ilacı aldığı saatten itibaren fiziksel ve zihinsel anomalilik tespit edilmiş , ilaç enjekte edilmeyen k5-k6-k7 kobaylarına saldırgan davranışlar sergilemişlerdi . Bunun üzerinede gece saat 04:20'de Alex k2-k3-k4 kobaylarına ayrı bir ortam hazırlayıp oraya yerleştirmişti .
Heves dosyayı okuduktan sonra aldığı yere geri koydu . İlk önce 'cQ' ilacı enjekte edilmeyen kobaylara bakmaya gitti . Genişliği yaklaşık 1,5 metre olan kaba detaylıca baktı , içindeki farelerin 3'ü de ağır yaralıydı . Sırasıyla fareleri tedavi etti . k4'ün durumu pekte iç açıcı değildi . Ön ayakları nerdeyse parçalanmıştı . Son kobayıda tedavi ettikten sonra kabın ısısını ayarlayıp diğer farelerin yanına gitti .
Gördükleri karşısında şok geçiren Heves dengesini kaybediyordu ki eliyle duvardan destek alıp anca ayakta durabildi . Kamerasını çalıştırıp konuşmasına başladı .
"Hayatımda ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum . Fareler aşırı agresif ve tahminimce ne yaptıklarınında farkında değiller . Farelerde Hematemez (kan kusma) , Melena( siyah dışkı ) mevcut , ayriyeten taşikardi ve her nefes alışlarında sol boyun tarafında anevrizma ( damarın balonlaşması ) mevcut . Camın etrafındaki perdeyi kaldırdığım andan itibaren bana doğru saldırmaya başladılar . Aradaki camı bile umursamadan saldırıyorlar . "Heves derin bir nefes çekti ve kamerasını kapattı . Notlarını bilgisayarına ve defterine girdi . Sonrasında saatine baktı , saat 10:58 idi . Yukarı çıkıp üstünü değiştirdi . Sonrasında kahvaltı için masaya gitti . Suratı bembeyaz olmuştu kendine gelmek için kahve alıyordu ki Selim kolundan tuttu .
"Bişeyin var senin . Ne oldu ? bu suratının hali ne böyle ? "Dedi Selim .
" Uykusuzluktan tahminimce kahve içsem kendime gelirim " dedi Heves . Selim Hevesin elindeki bardağı tezgaha geri koydu ,
" Kobaylarla ilgili farkındayım . Ne oldu ? Anlatır mısın lütfen Heves " dedi Selim . Heves arkasını dönerek babasını kolaçan etti . Alex ile konuşuyor bir yandanda kıkırdıyordu .Heves sessizce beni takip et dedi Selime . Steril kıyafetlerini giydikten sonra laboratuvara indiler . Heves Selime video kayıtlarını ve günlük gözlem dosyasını Selime gösterdi . Gördükleri karşısında Selimde şok oldu fakat Hevese belli etmemek için kendini toparladı .
"Ne dersin bu ilaç htr2b'yi azaltmak yerine etkisinimi arttırıyor ? " dedi Selim .
Heves eli anlında farelere gözlerini dikmiş bir şekilde konuşmasına başladı
" Bilemiyorum bir şeyler ters gidiyor gibi . Tahminimce kobayların içlerinde öç alma , öldürme , zarar vermekten zevk alma gibi bir his olmadığından bu 'cQ'karışımı kobaylara ters etki yaratmışa benziyor , yani benim kanaatim bu "
" Ne yapalım arayalım mı hocayı ? " dedi Selim
" Yok hayır şimdi sırası değil başlayalı daha ne kadar oldu ki hem , ama benim aklımda bir şey var Selim . Bence bu işe yarayabilir " dedi Heves
"Heves aklında bir şeyler olması çok güzel ama biliyorsun baban kobayların bu hallerini öğrenirse çok kızar ve bu yaptığımız sıkıntılı bir şey daha onay bile almadık temkinli davranmamız lazım.." demeden Selimin lafını ağzına tıkadı Heves
" İnsan kobay kullanmamız şart Selim . Yapıcağımız şey insanlar üzerinde daha etkili olucak eminim çünkü daha demin saydığım bütün o hissiyatlar insanlarda mevcut . 500-600 lira verdiğimizde bu işe hayır demiyecek bir sürü insan tanıyorum "
" Heves bu projeyi ve seni en başından beridir destekliyorum fakat fareler gibi bu insanlarda saldırganlaşırsa fiziksel olarak değişime uğrarsalar ne yaparız biz ? En kötüsünü söyleyeyim mi ya ölürlerse ne yapacağız o zaman ? " dedi Selim . Sözlerinde haklıydı ama Heves aklına koymuştu insanı kobay olarak kullanmayı
" Kötüyü ve iyiyi hesaplamamız lazım haklısın ama günden güne ölüyorlar fareler sende bunun farkındasın Selim . " dedi Heves
" haklısın Heves her şeyde olduğu gibi bu konudada arkandayım merak etme fakat bir şartım var , elimizdeki bütün kobay fareler ölmeden insan kobayları kullanmayacağız , anlaştık mı ? " dedi Selim . Heves'de 'anlaştık 'dermişcesine başını sallayarak onayladı . Yukarı çıkıp kahvaltılarını yaptılar .