3.5💙

658 36 2
                                    

Alkım notlarını toplayarak odasından çıkarken salona arkadaşlarının yanına ilerledi.

Herkes ellerinde kahveleri günün yorgunluğunu atmak için koltuklara serilmişlerdi.

Saat 8:30 a gelirken kapıdan gelen anahtar sesiyle gelenin elisa olduğunu anlamaları uzun sürmemişti.

Saçları dağılmış sersemce yürüyen kız kendini elizyanın yanına atarken nefes almaya bile gücücün olmaması onu daha da yoruyordu. Elizya ikizinin bu haline dayanamayarak saçlarını yukardan toplayıp genç kızı biraz rahatlattı.

O sırada gözleri benç kızın ellerine kaydığında içinin acıdığını hissetti. Üç saatte 32 sayfa yazı yazmış olduğu gerçeğiyle birlikte parmaklarının eklemlerinin morardığını gördüğünde yavaşça yerinden kalktı ve buzluktan bir buz torbası alarak ikizinin eline koydu. Herkes telefonlarını sessize alıp kenara koyarken kafalarını elisaya çevirmişlerdi. Genç kızın oturduğu yerde uyuya kalmış olması herkesi gülümsetmişti.

Neyse ki yarın hafta sonuydu ve biraz olsun hepsi rahatlayabilecekti.

Eren sevgilisinin rahat uyuya bilmesi için yanına İlerleyip onu yavaşça kucağına alıp odasına çıkardı. Elisa uyku mahmurluğuyla kollarını erenin boynunda birleştirmiş ve sevgilisine daha da sarılmıştı.

Sonunda genç kız yatağına kavuştuğunda sevgilisi ise yanına uzanarak genç kızın küçük elini, eline aldı ve buz koymaya devam etti.

Gecenin ilerleyen saatlerinde buzun erimiş poşetini odada ki çöpe atarken kendisi de odasına geçti ve yatağına kuruldu. Herkes uyumuş olmalıydı ki evin ışıkları yanmıyordu. O da daha fazla direnmedi ve kendini uykuya bıraktı.

Elisa sabah telefonunun melodisiyle gözlerini açarken parmaklarını biraz olsun oynatabildiği için mutluydu.

Diğerlerinin de uyanmaması için telefonunu eline alırken arayanın mehmet bey olduğunu görünce sinirlenmeden edemedi.

Yine ne istiyordu bu kaçık herif...

Telefonu sesizce açıp yatağında oturur pozisyona geçtiğinde karşıda ki sesi dinlemeye başladı.

Aksi yönde ise mehmet bey elisada ki ışığı fark ettiği için onun üstüne bu kadar yüklendiğini biliyordu.

Telefonu açan genç kızın sesinin yorgunluğu içini titretse de elisa gelecekte ona teşekkür edecekti.

"Efendim hocam."

.....

"Çok isterim..""

.....

"Çok geçmeden orda olurum hocam hoşçakalın."

Genç kız sevinçle ayağa kalkarken saate kaydı gözü saat daha 8:10 du oysa ki bu gün dinlenmek istiyordu. Ancak bu fırsat bir daha eline geçmezdi. Bu okula girdiğinden beri hep gerçek bir beyin ameliyatı görmek istiyordu ancak hocaları izin vermiyordu. Üstünü giyindikten hemen sonra. Yavaşça odasından çıktı ve merdivenleri ikişer üçer inerek evin kapısına ulaştı. Bu gün arabayı almaya karar vermişti bu yüzden garajdan arabayı çıkarttı ve hastaneye doğru sürdü.

Arabayı park ettiğinde koşar adım mehmet beyi bulmak için hastaneden içeri girdi. Ameliyathanenin girişine geldiğinde ameliyatın çoktan başlamış olduğunu görmüştü.

Bu onu hayal kırıklığına uğratsada artık içeri giremezdi bir iki saat bekledikten sonra dışarı çıkan mehmet bey ve yanında ki bölüm arkadaşı burcunun yanına ilerledi. Burcu elisayı görür görmez izin isteyerek yanlarından ayrıldı.

Mehmet bey ona acıyarak bakıyordu ancak neden baktığını anlamamıştı elisa..

"Geçmiş olsun elisacım" diyen mehmet beye şaşkınca sordu elisa.

"Neden ki hocam."

"Kaza yapmışsın."

Duyduklarıyla ağzı aralanan elisa hocasına döndü.

"Ne kazası hocam ben kaza falan yapmadım."

"Sadece iki dakika geç kaldım o kadar"

Mehmet bey ne olduğunu anladığında burcuya sıkı bir ceza vereceğini aklına not etti.

"Üzgünüm elisa. Burcu bana kaza yaptığını ve arabanla uğraştığın için gelemeyeceğini söyledi ve bende burcuyu ameliyata soktum."

Elisa duyduklarıyla şoka uğrarken kafasını usulca salladı. Şuan ne burcuya ne mehmet beye sinirlenecek gücü kendinde bulamıyordu.

Sakince hastaneden çıktı ve arabasına ilerledi telefonunda ki cevapsız çağrıları gördüğünde sakince derin bir nefes aldı ve elizyayı aradı.

İlk çalışta telefonu açan elizyanın telaşlı sesi kulağını doldururken haber vermediğini hatırlayarak sıkı bir küfür savurdu.

İyi olduğunu ve her şeyi eve gelince analatacağını söyleyerek telefonu kapattı.

Çok geçmeden eve geldiğinde anahtarla kapıyı açtı ve elini yüzünü yıkayarak mutfağa geçti. Herkesin gözü ona dönerken beyni hala düşünemeyecek kadar uyuşuktu.

"Selam millet."

Eren sinirle konuşmaya başladığında elisa çoktan bir sandalyeye oturmuştu.

"Nerdesin sen elisa seni sabah yatağında bulamayınca ne yaşadım haberin var mı senin.?

"Özür dilerim eren sabah sekiz gibi mehmet hoca aradı ve istersem bir beyin ameliyatı izleyebileceğimi söyledi. Ne kadar istediğimi biliyorsunuz apar topar çıktım evden hastaneye geldiğimde ameliyat çoktan başlamıştı. Burcu mehmet hocaya kaza yaptığımı ve arabayla uğraştığım için gelemeyeceğimi söylemiş mehmet hocada diğer doktorlara söyleyince ameliyata burcu girmiş."

Bu sefer sakinliğini koryamayarak ağlamaya başlayan elisa herkesi tedirgin etmişti.

"O ameliyat benim hakkımdı ya...benim."

Eren sevgilisine sarılırken diğerleri de onu sakinleştirdi. Bu burcunun ilk yaptığı şey değildi. Ve artık hepsinin canına tak ettiğinden bir şeyler yapmaya karar vermişlerdi. Ancak elise gerekli yerlerle konuşacağını söyleyerek herkese uzak durması gerektiğini kesin bir dilde Belirtmişti kısa bir süre sonra evdeki kasvetli hava dağılmış ve keyifli bir kahvaltıdan sonra keyifli bir hafta sonu için ilk adımlar atılmıştı.

Sessizliğimin sesi...[Yarı Teksting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin