Nabersiniz? Bu bölüm Lolipop-6767 için. Bölüm ona rezerveydi çünkü ya, canım benim.
Multimedya Pamela - Aşk Sevgiden Beter. Bu şarkıyı son ses açıp saçlarımı sallayarak dinledim. Annem telefonu elimden aldı ve o şarkıyı dinlememi yasakladı... Artık benim yerime siz dinlersiniz!
"İki tür insan daima açtır. Biri bilimi arayan, diğeri de parayı." - Cat Stevens.
Artık satır arası yorum istiyorum yazmayacağım çünkü gerçekten güzel yorumlar geliyor. Ben demesem de yazacağınızı biliyorum! (Hiç demedim gerçekten.)
İyi okumalar.
"Daniel Radcliffe!"
Ona donakalmış bir şekilde bakıyordum. Ama bu o olamazdı. Olsa olsa bu, bu...
Harry Potter'dı.
Iyk. Öğk. Böğğ.
Yüzümü ekşittim. "Yağız, şu an karşımda genç Daniel Radcliffe duruyor. Bana onun Harry Potter olmadığını söyle ve telefondan uzanıp beni cimcikle. Hemen!"
"Öyle bir şey mümkün değil yalnız Çisilciğim."
Harry olması gereken kişinin bakışları bana döndü. Kafasında bir şeyleri yerine oturtmaya çalışıyordu sanırım.
"Hadi kapat kapat, görüntülü arayayım da ne olduğuna kendi gözlerinle şahit ol!"
"Ara hadi! Bekliyorum."
Bana dik dik bakan gözler dikkatimi dağıttı. "Ne var, ne bakıyorsunuz öyle?"
"O elinde tuttuğun şey, feteleton mu?"
Bunu soran Potter'dı. Ona göz devirdim. "Harry'ler ve Potter'larla muhatap olmuyorum canım, kusuruma bakma. Ya da bak, umrumda değil!"
Bana hayretle baktı. "Ama ben seçilmiş kişiyim! Kim - Olduğunu - Bilirsin - Sen'i de ben öldürdüm!"
Açtım ağzımı, yumdum gözümü.
"Sen değil, annen seçilmiş kişi. Hem, Voldiciğim daha ölmedi. Yani, hortkulukları var ve onlar yok olmadan ölemez. Sen kendini ne sanıyorsun? Annen seni, biricik çocuğunu kurtarmak için öldü! Peki sen ne yapıyorsun? Ortalıkta 'ben seçilmiş kişiyim' diye dolanıyorsun. Bunu hak etmiyorsun, anne ve babanın senin için yaptığı fedakarlıkları hiç hak etmedin!"
Tek nefeste sıraladığım cümlelerden sonra gözlerimi açtım. Gülümseyerek put kesilmişçesine bana bakan Harry'ye döndüm.
"Filmlerin her sahnesinde ve kitabın her satırında sana bunu söylemek istemiştim. Oh, rahatladım!"
Lucius Malfoy'un yüzünde küçük ama sinsi bir gülümseme belirdi. Ona da laf çarptım.
"Sen ne sırıtıyorsun pişmemiş milföy hamuru? Konuşmam çok mu hoşuna gitti?" (Yazar bunu yazarken gülmekten öldü fnfkfkfkgk. Malfoy - milföy fjfkfdksjdkdmfk.)
Yataktan zıpladım. "Her neyse, üzerine alınma Hayri Potur olan Daniel. Hep bunu söylemek istemiştim de, o yüzden yani. Yoksa sana beslediğim bir kin falan yok! Sütten çıkmış ak kaşık (!) maşallah."
"Mesellah? O ne çeşit bir yemek ismi? Mozerella gibi mi?"
"Allahım, sen şunlara akıl fikir ver. Mesellah değil, maşallah maşallah! Yavrum siz nasıl müslümansınız yaaa? Ay doğru, siz müslüman değildiniz ki!"
Gözlerimi kıstım. "O vaftiz baba işini de unutmadım. Günah canım günah! Hem, benim ailem Türkiye'de. Buraya nasıl geldiğimi bilmiyorum. En son hatırladığım şey Harry Potter Ateş Kadehi kitabımı açmamdı. Kesin o kapıdaki kadının tüm bunlarla bir alakası var. Demedi demeyin!"
İki ayağımı da yere sarkıttım (bir de dikittim dhfkfk) ve yataktan indim. Telefonumu açtım ve kamera uygulamasına girdim.
Ellerimi iki yana doğru açtım. "Bir selfie çekinebilir miyiz?"
Üçünden aynı anda çıkan soruyla yüzümü ekşittim. "Selfie de ne?"
"Boşverin bir ara açıklarım. Yaklaşın biraz! Biraz daha. Hah! Tamam durun şimdi. Gülümseyin!"
Fotoğrafı çektikten sonra Instagram'a girdim. Çektiğim fotoğrafın altına şöyle yazdım:
"Hah, ezikler! Ben Harry Potter dünyasına gireyim, siz orada sevgililerinizle hava atmaya çalışın! Çatlayın da patlayın, oh!"
<28.08.2018>
Çisil'i dinlerken Harry.
502 kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kim Demiş Voldi? (Ara Verildi)
Fanfic"Muggle'lara ölüm! Avada Kedavra!" Şu anda kanepenin üzerine çıkmış tepiniyordum. Ölüm Yadigarları kitabını okuduktan sonra içimi bir sinir dalgası kaplamıştı. Kim, hangi cüretle Voldiciğimle dalga geçebilirdi? Onunla bir tek ben dalga geçebilirdim...