-4-

6.2K 222 43
                                    

"Ne, 'demek o kız' derken?"

Konuşurken, aynı zamanda boş bir, masaya oturduk.

"Lalisa, bu yatılı okulda, popüler değil ama çok bilinir. Babası bir sürü, şirket sahibi olduğu için, baya zengin."

"Oh, anlamıştım. Giyinirken beni gördüğünde, zengin olduğunu anlamak zor değildi."

Bir anda, gözleri büyüdü.

"Lalisa, seni giyinirken mi gördü?!"

Sesi, yüksek çıkmamıştı ama hinede şaşırdığı çok belliydi.

"Evet, beni giyinirken gördü."

Dedim, utanarak.

Jennie, gülmemek için, yanaklarını tuttu. Neredeyse gülecekti. Konuyu değiştirmek istedim ve sordum:

"Peki ya, senin oda arkadaşın kim?"

"Tiffany. Tam bir baş belası..."

"Tiffany?"

"Jisoo'yla, lisedeyken en yakın arkadaşlarımdan biriydi. Hala öyle ama, biraz sinir olacağın tiplerdendir."

"Neden, sinir olayım ki?"

"Görürsün..."

"Bu arda, Jisoo kim?"

Yutkundu.

"Ş-şey... Tiffany gibi, iyi bir arkadaşım... hatta şurada oturuyor."

Dedi, işaret parmağını, Jisoo denen kızı işaret ederek. Kafamı Jisoo'ya çevirdiğimde, siyah saçlı, fit vücutlu, beyaz tenli, çekik gözlü ve siyahı andıran, koyu kahverengi gözleri olan bir kızdı.

Jennie'ye döndüğümde, Jisoo'ya hayranlıkla, bakıyordu. Onun bu halini görünce, ufak kıkırdadım. Kafasını bana çevirdi ve:

"Neye gülüyorsun?"

Diye, sordu.

"Sana. Yüz ifaden, çok tatlıydı."

Böyle söyleyince, oda kıkırdadı.

-

Ders bitmişti ve ikimizde, odalarımıza gidiyorduk. Ben tam odaya girecekken, kolumu tuttu.

"Ah, unutuyordum, bu arda bu gece, Jisoo, Tiffany ve ben Tiffany ve benim odamda kalacağız. İstersen sen ve Lalisa'da gelebilir."

"N'apıcaz?"

"Bilmiyorum... bir şeyler yaparız."

Sırıttım.

"Ben gelirim ama Lalisa gelirmi, pek emin değilim. Neyse ben sorarım ve gelip, gelmiyorsa sana telefondan, haber veririm."

Dedim ve sarılıdık, odalarımıza geçtik.

Odaya baktığımda, Lalisa hala gelmemişti. Bende bunu fırsat bulup, yatağa fırladım, çantamı fırlattım ve telefonumu alıp Lalisa'nın fotoğraflarına bakmaya, başladım.

O gerçekten, bir sanat eseri gibiydi... fotoğraflarına bakıp, gülümsüyordum resmen.

Birden fotoğrafları, ss almaya başladım. Bu fotoğraflara baktıkça, mutlu oluyordum ve gülümsüyordum...

-

Gözlerimi araladığımda, yanımda yatan bedene baktım. Lalisa'ydı, bu beden. Yanımda, uyanık bir şekilde, bana bakıp gülümsüyordu.

"L-lalisa... sen benimi-"

"Evet, seni izliyordum... uyurken, çok tatlı oluyormuşsun, Chaeyoung..."

Gözlerimi, Lalisa'dan ayırdım ve yere bakıp, sırıtıyordum. Hoşuma gitmişti, beni izlemesi.

"Lalisa, bu gece Jennie ve Tiffany diye bir kızın odasında, kalacakmışız. Sen gelecekmisin?"

"Evet. Gelirim."

Dedi, hafifçe tebessüm ederek.

-

Gece olmuştu, Ben giyinip Lalisa'nın yanına geldim.

Üstümde, siyah dar siyah bir tişört, sade siyah bir choker, altıma, açık mavi renginde yırtık bir dar pantolon, altına siyah kısa çizmeler, düz saçlarım ve makyaj olarak abartılı bir şeyler, yapmadım.

Lalisa, üstümü süzdü ve gülümsedi.

"Tanrım... bu kadar güzel olamayı, nasıl beceriyorsun?"

Dedi.

"Teşekkür ederim, Lalisa."

Dedim, kıkırdıyarak ve bende onun süzdüm.

Üstünde, omuzları hafif açık mor bir dar üst, altında, siyah dar bir pantolon, ayakkabı olarak, hardal sarısı bir bot, saçı salık ve benim gibi düz, yüzünde hafif bir makyajla, cidden bir sanat eseriydi, benim için...

"S-sende, çok güzel olmuşsun... hemde çok fazla, güzelsin..."

Gülümsedi.

"Gidelim."

Dedi. Kafamla onaylayarak, odadan çıktık ve Jennie'lerin odasına kadar geldik. Kapıyı çaldık.

My Roommate | ChaeLisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin