Karşılaşma

1.2K 32 0
                                    

MEDYAYA KOYDUĞUM MÜZİK LİYAKAT HAS ODAYAYA GİTTİĞİNDE BAŞLAYACAK 0:50 YE KADAR DİNLENECEK, METİNDE DE BELİRTTİM. ANACHKE'YE YANİ LİYAKAT HATUN'A BİR DAHAKİ BÖLÜMLERDE, DİYALOGLARDA ARTIK 'L' DİYE İFADE EDECEĞİZ. FAKAT BU BÖLÜMDE DE 'A' OLACAK :) İYİ OKUMALAR.

Liyakat hatun halvetden çıkmıştı. Maria ile hamama gitmiş, dönüyordu. Maria'ya bir çırpıda olanları anlatmıştı.. Müslüman olduğunu, adının değiştiğini, parmağındaki yüzüğü.. Şimdi akşama hazırlanıyorlardı. Akşam haremde bir eğlence olacaktı. Valide Sultan, Zeynep Sultan da olacaktı. Valide Sultan akşamki eğlencede Anachke ile tanışmak istediğini demişti Nihal'e. Hatunun yüzü bu yüzden gülüyordu. Öğle vakti geldi, hazırlıklar başladı. Baş köşe hazırlandı. Baş köşenin yanına üç minder atıldı. Sağında bir minder vardı. Liyakat için. Solunda da iki minder vardı. Akel ve hizmetkarı Gülşah için. Bunu gören Liyakat zorla sağtarafa bir minder daha koydurdu. Gülşah olacaksa Maria da olacaktı! Akşam oldu eğlence başladı. Valide Sultan, Zeynep Sultan ve ardından hizmetkarı ile Akel sultan geldiler yerlerine oturdular. Liyakat aynada sonkez kendine ve yüzüğüne bakıp gülücükler saçarak yanlarına gitti ve eğildi. (Valide Sultan : V, Zeynep Sultan: Z)

V: Gel bakalım Anachke, gel otur.Nasılsın? / A: Beni görmek istediiniz için gayet mutluyum Sultanim. Teşekkür ederim.. / V: Aslanımın vaktini geçirdiği hatunu tanımak istedim. (Akel'in suratı asıktır. Zor dayandığı her halinden bellidir. Zeynep lafa girer) / Z:Anlat bakalım Anachke nerelisin, nereden geldin? / A: Rusdum Sultanım.. Fakat artık buralıyım, müslüman oldum.. (Herkes şaşırır. Akel başını gömdüğü halıdan kaldırır. Valide Sultan olmasa Anachke'yi anında gebertecektir.) Sultanım bana artık Anachke demeyin. Benim adım Liyakat. (Akel'e bakışlar atarak sırıtır.) Sultan Mustafa koydu, mübarek perşembe! /(Valide ve Zeynep birbirine bakarlar. Akel dayanamaz ayağa kalkar.) / AK: NE? SUlLTANIM BU YILAN NASIL DİNLERSİNİZ! HADSİZ! / V: Akel otur yerine bu ne cüret? /  AK: Kusura bakmayın Validem bu yılanın esiri altında kalmanızı daha fazla seyredemem. (eğilir ve giderler) / Z: (Valideye doğru eğilir ve fısıldar) Onun kusuruna bakmayın daha lohusa zaten. Hatasını anlayıp gelecektir. / V: (Canı sıkılsa da oralı olmamaya çalışır) Ee Likayat memnun musun yerinden, bir saygısızlığın bir memnuniyetsizliğin yoktur inşallah? / A: Hayir sultanım, ben iyi. Nerde ne diycek ne yapcak biliyorum.. Maria ile arkadaşlık yapıp geçiniyoruz.. (Yüzüğü olan eli ile saçlarını geriye atar. Yüzüğü gören Zeynep sorar) / Z: O elindeki nedir Liyakat? Ağabeyim mi verdi! / A: Evet sultanım. Mustafa Han kendi elleri ile ensevdiğim renk yapmişlar. Benim için. Sultanlara layikmış öyle dedi. / V: (Valide Sultan ve Zeynep Sultan bozulurlar. Valide Zeynep'e doğru eğilerek fısıldar.) Aslanım bir köleye fazla yüz vermiş. O elmasın rus kölede ne işi var? Bu ne kadar doğru! / Z: (Zeynep Liyakatı bozmak için konuşmaya başlar) Aman o yüzüğü yanından ayırma! Haremdeki köle arkadaşların kapıverirler yüzüğünü! / A: Merak etmeyim Sultanım bu yüzük sonsuza kadar ben de kalcak, aynı hünkar aşkı gibi.. Ebedi.. / V: Aman Liyakat nazar değdirme aşkına! Hem Aslanım ebediyen bir hatunla olamaz. İstediği zaman istediği cariye gider ayağına. / A: Ben hünkarın bir gece değil binbir gece kadını olcam Validem.. Hünkarımız da böyle diyor! / Z: Haddini bil Anachke! İsmin değişmiş olabilir fakat hala bizim ve hünkarımızın kulusun! Bölye konuşmak böyle hayaller kurmak bir kulun haddi değildir. / V: Akel gibi üzülmek zorunda kalmayasın sonra. (Liyakat bozulup ayağa kalkar. Onu gören Maria da kalkar. ) / A: Sultanim ancak zavallılar üzülür! dik duranlar elbet s-sevinir-ler s-sonun-- ... (Bayılır) 

Hekim çağırılır. Maria ve Nihal Kalfa başında gider Liyakat'ın. Ve hekim müjdeyi verir. "Gebesiniz." Liyakat haberi alır almaz has odaya koşar. Maria da arkasından. Fakat ağalar kapıyı açmazlar. (Ağalar : X) (Medyadaki müzik girer)

A: Sana emrediyorum! Aç kapıyı hünkara geldi ben! /  X: Açamayız, hatun! Git, sonra gel. / A: Ben hünkarın çocuk taşıyorum! Neden açamazsın? Aç kapıyı!  / X: Açamayız! İçeride Akel Sultan var! Sonra gel. / A: (Liyakat şoka uğrar. Sultan Mustafa aşk, aşk dedi ama o kadın içeride. Az ötede peşinden koşarken yorulan MAria'ya bakar. Gözleri dolar. Sinirlidir, ihanete uğramıştır.) O kadın içeride? Ben dışarı mı atıldım! Lanet olsun ona!! (Yumruklarını sıkar. Maria'nın olduğu yöne hırsla yürümeye başlar.) / M: Dur Anac.. Aman Liyakat! Nereye? / A: Cehennemin dibine!

O sırada Akel ile Mustafa içeride tartışmaktadırlar.

A: Ben size ne yaptım, bir köleyi saygısızlıktan zindana attım! Ne yaptım ki? Benim size veremediğim neydi? / H: Sen onu incittin, benim canımı yaktın! Herşeyden önce benim hükmümü çiğnedin! Bir de gelmiş hesap mı sorarsın? Haddini daha fazla aşma! Git ve çocuklarınla alakadar ol. 

Akel ağlayarak odadan çıkar. Marie onu görür ama o Maria'yı fark etmez. Bu arada sinirle giden Liyakatı bir bey durdurur. Has Odabaşı Anaz! Padişahın can yoldaşı.. İki düşman. Bu onların ilk karşılaşmasıdır.

SARAYIN OYUNLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin