0.9

1.2K 108 150
                                    

Pansy yüzündeki buruk gülümsemeyle karşısında duran ikiliye baktı. Ron ve Lavender öpüşüyorlardı. Telefonundan Ron'a yazdığı mesajlara baktı ve gözünden akan bir damla yaşa engel olamadı.

Evet Ron onun her şeyiydi. Asla vazgeçemezdi, unutamazdı ama canını yakmasına da izin vermek yeterince saçma değil miydi? Lavender'de olup da Pansy'de olmayan şey neydi? Tek engel Slytherin olması mıydı?

Ron ve Lavender ayrıldıklarında Lavender başka bir yöne doğru giderken Ron telefonunu çıkartıp mesajları okumuştu. Gözleriyle etrafı tararken gözleri ona bakan Pansy'nin gözleriyle buluştu. Pansy buruk gülümsemesi ile Ron'a bakıyordu.

Ron onun yanına gitmek için hamle yapınca Pansy arkasını döndü ve Slytherin zindanlarına gitmek için yola koyuldu. Birkaç adım sonra Ron Pansy'nin kolunu kavramış gitmesine izin vermiyordu.

"Peşimi bırakmayacaksın, değil mi?" dedi Ron sakin ve aşağılayıcı tavrıyla. Pansy ise gözlerini yere sabitlemişti. Hiçbir şey demiyordu. Ron'a bakamıyordu bile. Bakarsa ağlayacağını biliyordu çünkü.

"Ben senin gibi birine aşık olmam, Pansy." dedi Ron tiksintiyle Pansy'ye bakarak. "Senin gibi," diye devam ettirdi cümlesini. "senin gibi kötü, bencil ve duygusuz biriyle."

Pansy'nin kulaklarına dolan sesler ile gözleri dolarken uzun süredir yerde takılı olan bakışları Ron'un gözlerine çıktı. "Ben duygusuz değilim." dedi fısıltı şeklinde çıkan sesiyle. Yaşlarla dolmuş gözlerinden bir damla yaş düştü ve yanağında ıslak bir yol çizdi.

"Neden herkes bana kötü diyor?!" Pansy sesini yükseltmişti. Büyük salonun önünde duruyorlardı ve yemek yiyenlerden bazılarının yüzü onlara dönmüştü. "Ben kötü biri değilim!" Bağırmıştı bu sefer. İçindeki bütün öfkeyi ve mutsuzluğu dışarı vuruyordu.

"Ben bencil değilim Ron! Ailem seni sevdiğimi öğrenince ne yaptı biliyor musun?" Ron'un tamamen duygusuz gözlerine bakıyordu. "Beni odaya kapattılar. Nasıl olur da bir kanı bozuğa aşık olabilir mişim?"

Ağlaması şiddetlenirken hıçkırmaya başladı Pansy. Bunca zamandır içinde tuttuğu öfkeyi dışarı vuruyordu sonunda. Yıllarca hoşlanmıştı Ronald'dan.

"Bana duygusuz diyorsun ama ağlayabiliyorum, mutlu olabiliyorum. Herkes gibiyim, Ron! Kötü biri değilim!"

Pansy o an Ron'un gözüne baktığında üzüntü gördüğüne yemin edebilirdi. Artık göz yaşları durdurulamaz bir hal aldığında Slytherin masasından kalkan Draco yanına gelmişti Pansy'nin. Onu kolundan tuttu ve zindanlara götürürken Ron'a bütün gücüyle bağırdı.

"Eğer kardeşimi bir daha ağlatırsan seni gebertirim! Hemde bunu sihirsiz yaparım!"

Bu gece Ron uyuyamayacaktı. Bütün gece olanlaru düşünmesi gerekecekti.

Pişman mıydı?

Belki.






Şimdi bu bölüm geçiş bölümü gibi bir şey oldu. Bundan sonra olaylar hepimizin istediği gibi bir boyut alacak. Ayrıca Ron'a kızmayın lütfen. Belki bir mazereti yok ama kızmayın.

İleriki bölümlerde çok güzel şeyler bizi bekliyor. Texting ve hikaye şeklinde olarak karışık yazacağım diğer bölümleri.

Umarım beğenirsiniz. Yazdığım en uzun bölüm bu oldu.

Teşekkürler.

RONSY // TEXTING (KIZIL ÇÖREK VE BİLİNMEYEN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin