Sevgi

95 9 1
                                    

Mabel çayını içerken göz ucuyla gazete okuyan amcasına baktı. Uzun bir süredir sormak istediği soruyu fincanını masaya bıraktıktan sonra sormaya karar vermişti. "Neden bu kasabadaki insanlara bu kadar naziksin?"

Stanley bakışlarını gazeteden Mabel'a kaydırmıştı. "Neden nazik olmayayım?"

"Amca, onlar..." Mabel yüzünü buruşturdu "...fakirler. Senin nezaketini hakketmiyorlar. Anlamıyorum."

Stanley gazetesini kapatıp yanına koydu. İç çekti. "Mabel, insanların sevgisini kazanmak önemlidir."

"Ewww... İğrenç iğrenç konuşma."

Stanley alnını ovdu. "Pekala Mabel. Sana sevginin önemini anlatacağım. Beni dikkatle dinle."

Mabel amcasına saygı duyardı. Hatta saygı duyduğu nadir insanlardan biriydi. Bu yüzden her ne kadar bu sevgi saçmalığı midesini bulandırsa da dinlemeye karar verdi.


****

Gideon her zamanki gibi kahvaltı için Pacifica'lara gitmişti. Beraber gülüşmeler içinde yemeklerini yedikten sonra hemen dışarı koşmuşlardı. Kasabada tanımadıkları kişi yoktu ver herkes onları severdi.

Gideon'un annesi ve babasın pek iyi bir şanı olmadığından başta herkes Gideon'a da ön yargıyla yaklaşmıştı. Gideon'un hiç ailesi gibi olmadığını anladıklarında ise ona karşı kötü bir tutum gösterdiklerinden büyük bir pişmanlık duymuşlardı. Nasıl bu altın yürekli çocuğa zamanında kötü davranmışlardı? Nasıl bu kadar kör olabilmişlerdi? Gideon herkesi affetmişti ama bazıları hâlâ arada bir geçmişi düşünüp kendilerine kızıyorlardı.

Gideon ve Pacifica hem oyunlar oynuyor hem de ihtiyacı olan herkse yardım eli uzatıyorlardı. Bugün de her zamanki gibi normal bir gün olacaktı ki kasabada daha önce görmedikleri iki yeni yüzü görmeleriyle günün sıradanlığı bozulmuştu.

Birbirleriyle takım giyinen biri kız biri erkek bu iki kişinin simaları da benziyordu. İkisinin de suratında bıkkın bir ifade vardı. Saçtıkları aura hiç dostane değildi. Gideon, onları ilk gördüğü anda bir huzursuzluk hissetmişti.

Pacifica ise gülümsüyordu. "Bunlar şu ikizler olmalılar! Hadi gidip tanışalım." Pacifica heyecanla yerinden fırlamışken Gideon onun elini tutarak Pacifica'yı durdurdu. Pacifica, Gideon'a baktı. "Bir sorun mu var Gideon?"

Gideon bir müddet sessiz kalıp gözlerini kaçırdı. En sonunda ise yutkunup Pacifica'nın yüzüne endişeyle baktı. "Bence bu kötü bir fikir Pacifica." Gideon ikizlere bir kaç saniyeliğine bakıp tekrar Pacifica'ya döndü. "Nedense onları sevmedim..."

Pacifica'nın yüzünde hayal kırıklığı vardı. En yakın arkadaşının böyle bir şey diyeceğini asla tahmin edemezdi. "Ne yani onları dışlayalım mı?" Pacifica elini hızlıca çekti. "İnsanların sana yaptıklarının aynısını onlara mı yapalım Gideon? Önyargıyla... Nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin?" Pacifica kaşlarını çattı. "Senle ya da sensiz ben tanışmaya gidiyorum!"

Pacifica hızla ikizlerin yanına gitti. Çoktan onlara konuşmaya başlamıştı. Uzaktan onlara bakan Gideon pişmanlık duyuyordu. Gerçekten nasıl böyle düşünebilmişti? Dışlanmanın ne demek olduğunu en iyi o biliyordu. Eğer Pacifica tüm ön yargılara rağmen onunla konuşmaya gelmeseydi belki de hâlâ dışlanan kişi olacaktı.

Gideon şapkasını düzeltip cesaretini topladı. O da ikizlerin yanına gitti. "Me-merhaba..." yeni insanlarla tanışmak her zaman Gideon için sorun olmuştur.

Pacifica ellerini birleştirdi. Gözleri mutluluktan parlıyordu. "Dipper, Mabel, bu benim arkadaşım Gideon! Kendisi biraz utangaçtır."

"Memnun oldum." dedi Dipper isteksiz bir tavırla.

Mabel ise Gideon'un boyuna eğilip onu incelemeye başladı. Gideon yabancı bakışlar karşısında iyice utanmıştı. Mabel yaklaştıkça geri çekildi. Mabel gülümsedi. "İşe bak çok tatlısın. Böyle bir kasabada senin gibi tatlı biriyle karşılaşacağımı düşünmezdim." Mabel doğruldu. "Memnun oldum Gi-de-on~"

Giden nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Şaşırmıştı. "Be-ben de memnun oldum... İkinizle tanıştığıma..."

"Neler yapmayı seversiniz! Beraber takılabiliriz!" Pacifia, Gideon'u koluyla dürttü. "Hem amcanız Stan ile Gideon çok yakın arkadaşalar! Yani bir noktada çoktan bağlantılıyız." Pacifica düşündü. "Aklıma geldi de geçen gün Gideon'un doğum günü vardı. Siz neden gelmediniz?

Mabel gülümsedi. "Eğer şu anki aklım olsa kesin gelirdim. Hatta düzenlemeyi ben bile yapabilirdim."

Pacifica'nın yüzünde anlamaz bir ifade vardı. Çok fazla üstüne gitmeyip diğer sorusunu ön plana çıkardı. "Pekiiiii... neler yapmayı seversiniz?"

Mabel sadece Gideon'a bakıyordu. "Gideon neler yapmayı seversin? İnanıyorum ki istediğin her şeyi gerçekleştirebilirim."

Gideon hiçbir şeye anlam vermiyordu ama bu kızla ilgili içinde gerçekten kötü bir his vardı. Konuştuktan sonra bile değişmemişti. Pacifica konuya karışmak istedi. Gideon'un omuzlarından tuttu. "Gideon kitap okumayı sever!"

Mabel'ın suratı asılmıştı. "Sana sormadım şebek surat."

Pacifica bu yanıtı beklemediğinden donup kalmıştı. En yakın arkadaşının hakarete uğradığını gören Gideon sinirlenmişti ve Gideon sinirlenince nerden geldiği belli olmayan bir cesaret kaplardı içini. "Ondan özür dile!"

Mabel'ın yüzünde her zamanki insanın sinirini bozan gülüşü vardı. Tek farkı yanaklarının da kızarmış olmasıydı. "Sinirlenince bile çok şekersin." Ama Mabel'in gülüşü çok çabuk düşmüştü. "Ne var ki o kız için sinirlenmen..."

"Mabel." Sessizliğini bir süredir koruyan Dipper araya girmişti. Hiç kimseyle muhatap olmak istemiyordu. Ne arkadaşa ne de düşmana ihtiyacı vardı. "Artık gitmeliyiz."

Mabel, Dipper'a soğukça baktı. Konuşmasının bölünmesini sevmezdi ve genelde anında sinirlenirdi. Ama bu sefer sakinliğini korumuştu. "Peki."

Pacifica hâlâ donuk hâldeydi. Gideon hem sinirlenmişti hem de şaşkındı. İkizler giderken Mabel son kez arkasına baktı. "Yine görüşeceğiz mi-nik Gi-de-on~"

****

Stanley bakışlarını ciddileştirmişti. "Bu hayatta insanlara hükmetmenin çeşitli yolları vardır. Bu yollardan iki tanesi arlarında ne etkili olanlardır. Biri korku. Onlara korku salarsın ve sana itaat etmelerini sağlarsın. Ne var ki korku her zaman güvenilir değildir çünkü insanlar isteksizce yaparlar. Bazıları senden nefret eder ve sana karşı ayaklanırlar.

Diğeri ise sevgi. Eğer insanların sevgisini kazanırsan senin kölen olurlar. Aklı sıra 'arkadaşlık' adı altında onları rahatça sömürebilirsin. Senin emirlerini isteyerek yerine getirirler ve sana karşı ayaklanmazlar aksine seni savunurlar.

Kısaca benim için sevgi bir otorite canım yeğenim. İnsanlara hükmedebilmek için tercih ettiğim yol. "

Mabel gülümsedi. "Şimdi anlıyorum amca." Mabel dışarı baktı. "Belki bugün ben de bir kasabaya inerim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Reverse FallsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin