XIII | whose name made you drink enough to forget your own

1.1K 70 15
                                    

Ryleigh elindeki bardağın kaçıncı olduğunu bilmiyordu. Nerede olduğu, neden bu kadar çok içtiği, kaç saattir bu barda olduğu hakkında bir fikri yoktu. Tamamen uyuşmuştu.

Kendi ismini duydu ama ses sanki eko yapıyor gibiydi, ya da bu tamamen hayal ürünüydü.

Gözlerini belli belirsiz aralayarak elini bardağa götürmeye çalıştı ama bir şey onu geri çekiyor gibiydi. Felç olmuş olabilirdi. Ya da lisenin ilk yılında, boş kilisede bir oğlanla seviştiği için Tanrı onu cezalandırıyordu, emin değildi.

Ryleigh, kolları masayla temasını kesince sandalyesinin çevrildiğini anladı. Çapaklı gözlerini aralayarak karşısına bakmaya çalıştı ama bir şey göremedi.

Kol altlarından bir güç onu yukarı kaldırıyordu. 'İşte zamanı geldi' diye düşündü. Tanrı onu yanına çağırıp bir güzel benzetecekti.

Luke karşısında sızmak üzere olan kıza baktı. Gözüne sürdüğü makyaj, 'hey, ben ağladım' dercesine akmıştı.

Onu bu kadar üzen şeyi bilmek için kuduruyordu ama cevabını alabileceği tek kişi de şu an alkol komasına girmek üzereydi.

Çok da hafif olmayan kızı sonunda kaldırdığında ayakta duramıyordu. Luke, Ryleigh'nin kolunu bir omzuna atıp kendi kolunu beline doladı ve yürümeye çalıştı fakat kız ikinci adımında tökezleyip neredeyse ikisinin de yere kapaklanmasına sebep olacaktı.

Luke bir küfür savurdu.

"Tanrı aşkına Ryleigh,"

Bu pozisyondan vazgeçip eğildi ve bir elini Ryleigh'nin diz altlarından geçirip diğer eliyle sırtına destek yaparak kucağına aldı.

Mekandan çıkarak Ryleigh'yi hurda Jeep'ine taşıdı ve arka koltuğa yatırdı, kendisi de sürücü koltuğuna yerleşti.

Kafasını ağlamaktan suratı şişmiş Ryleigh'ye çevirdi ve acıyan gözlerle süzdü.

"kim kendini unutacak kadar içmene sebep oldu?"

aren't we all sinners// hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin