Ryleigh'nin gözleri Calum'la ikinci kez buluştuğunda kafasını hemen çevirdi ama Calum hala ona bakıyordu. Büyük çekik gözlerinden ne düşündüğünü anlamak zordu. Bu yüzden Ryliegh, çocuğu çözmeyi bırakıp derse odaklandı.
Zil çaldığında rahatlamasının sebebi, bu dersin Calum'la son ortak dersi olmasıydı. Kendini hemen kapıdan dışarıya attı fakat ince kolunu sarmalayan el onu engelledi. Arkasını döndüğünde çözemediği gözleri yakından görme şansını bulmuştu.
"Konuşmalıyız." diye fısıldarken bile sesi sertti Calum'ın. Ryleigh kolunu kurtarmaya çalıştı fakat o kadar sıkıydı ki, Calum elini çektiğinde beş parmak izi çıkacağından emindi.
"Bırak beni."
Ryleigh dişlerini sıkarak konuştu ama bunu derken bile içinden bırakma diye bağırıyordu.
Bırakmadı.
Calum ellerini biraz gevşetti ve çıktıkları sınıfa yöneldi.
Kapıyı ardından kapattıktan sonra Ryleigh'nin kolunu bıraktı.
"Cuma gecesi olanlar için bir açıklaman var mı?"
Ryliegh'nin gözlerine bu kadar yakından ve derin bakarken nasıl konuşmasını beklerdi ki?
Cevap alamayınca devam etti.
"Bak, benimle yatmak istiyorsan ya da hoşlanıyorsan ya da her ne sikimse,"
Calum'ın onun hakkında böyle düşündüğünü duyunca hayal kırıklığına uğradı.
"umrumda değil Ryleigh, bu olmayacak."
Onu öpmesinden, onunla yatmak istediğini çıkarmıştı. Harika!
"Benim bir kız arkadaşım var." Her bir kelimesini bastırarak söylediğinde, kelimeler Ryliegh'nin ruhuna kazındı. Kaşlarını çatarak Calum'ı dinlemeye devam etti.
"O öpücüğü Serena'nın öğrenmesini istemiyorum. Yeterince açık mıyım? "
Ryliegh bir şey söylemek istiyordu ama bütün gün tuttuğu kalkanı bu gözlerin karşısında düşmüştü. Yutkunarak boğazındaki yumrunun geçmesini umdu. Gözleri yaşardı.
" Sana inanamıyorum Calum." Sözcükler bir fısıltı gibi dudaklarından dökülürken elleri titredi.
Şu an idrak ediyordu, bu adam aşkını hak etmiyordu ve hiçbir zaman haketmemişti. Yine de ona bakınca kalbi hızla çarpıyordu ve buna engel olamamak Ryleigh'nin kendinden nefret etmesine neden oluyordu.
Kafasını aşağı yukarı salladı. Yüzünde, dolu gözlerine tezat bir gülümseme vardı. Hayal kırıklığını yansıtan bir gülümseme.
"Ben aptalın tekiyim." dedi. Daha çok kendine hatırlatır gibiydi.
"Bana bok gibi davranıyorsun ama seni sevmeme engel olamıyorum." Sesi git gide gücünü kaybederken kendini Calum'un karşısında küçülttüğünün farkındaydı.
"Seni öptüğümde böyle olacağını biliyordum. Benden nefret edeceğini, yüzüme bir daha bakmak istemeyeceğini biliyordum. Sana bir daha bakamayacağımı biliyordum. Hem de adım gibi!"
Şimdi resmen ağlıyordu ve son cümlede bağırmıştı. Nihayet kendini saldığından dilinin bağı da çözülmüştü.
"Seni öpmek her zaman düşlediğim şey olmasına rağmen bir anda en korkutucu anım haline geldi. Çünkü onu sevdiğini biliyordum."
Söylediklerinin onu birazcık da olsa etkileyip etkilemediğini bilmek istiyordu.
"Ben seninle yatmayı düşlemedim Calum, ben seni sevdim. Sana bundan daha fazla değer verdim."
Derin bir nefes aldı.
"Yine olsa, tereddütsüz bir şekilde seni öperdim. Bu beni aptal yapıyor işte."
Şimdi susmak istedi ama yapamıyordu.
"Ne kadar zor olduğu hakkında bir fikrin yok Calum. Duygularımı küçümseyip tehditler savuruyorsun ama seni Serena'yı öperken izlemenin, yanından geçerken sana bakmamaya çalışmanın, duygularımı saklamanın, hiçbir şey umrumda değilmiş gibi her şey olması gerektiği gibiymiş gibi davranmanın ne kadar zor olduğu hakkında hiçbir sikim bildiğin yok!"
Ryleigh bağırıyordu ve Calum karşısında sinmişti.
Hıçkırıkları yavaş yavaş dinerken sessiz birkaç dakikanın sonunda ağlaması da durmuştu. Calum o kadar afallamıştı ki kıpırdayamıyordu. Göz teması kurmadan geçen birkaç dakikanın ardından sakinleştiğini hissedip çantasını sırtına taktı Ryleigh. Kapıya doğru ilerlemeden önce Calum'ın gözlerinin içine alayla baktı.
"Merak etme, sırrın benimle güvende."
Yürüken mırıldandı. "Tek önemsediğin şey o çünkü."
Kapıyı çarptığında arkasında bir şaşkın çocuk bıraktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
aren't we all sinners// hood
FanfictionCalum Ryleigh'yi yaralıyordu, Luke ise yara izlerini sevmesini sağlıyordu