4.9

24.8K 1.4K 792
                                    

Hafif ritimlerle kulağıma dolan şarkıya eşlik ediyordum. Başımı sallamayı ihmal etmiyordum tabii ki.

Hayatım garip bir hal almıştı resmen. Eski alışkanlıklarım eğlenceli gelmiyordu. Türkçe yerine matematik çözmeye başlamıştım mesela. Ki ben matematik kitabı ile delirmiş insanım.

Kanka sen her zaman delisin.

Bu ayrı bir konu.

Evimiz sanırım bir daha bu kadar temiz olamayacaktı. Test çözmeyi bitirip odamı birkaç tur temizliyordum. Tertemiz delirdim. Deliliğimin üzerine bir doz daha aldım.

Saçma dansımdan yoruldum ve kendimi koltuğa attım. Tavanda leke mi vardı ya? Keşke boyum erebilse.

Tam gözümü kapatacağım sıra zil sesi kulağıma yükseldi. Gözümü devirebildiğim kadar devirdim çünkü beklenmedik misafir en korkulu rüyamdı.

Hoş, annemin çalıştığını biliyorlar ama neyse.

Kapıyı açtığımda karşı komşumuz olan ama adını unuttuğum kişi ile karşılaştım. Kucağında minik oğlu ile.

"Merhaba Dilacığım."

Aşırı samimiyetine karşılık veremiyordum çünkü hem adını unuttum hem de vıcık vıcık geliyor.

"Merhaba. Buyrun geçin."

"Yok yok. Senden bir şey rica edecektim. Tabii boşsan."

Bakışlarım kucağındaki çocuğuna gitti. Pü ne çabuk büyümüş bu bücür. En son kırklanmasında poğaça kemirmeye gitmiştim. Şimdi baya baya kocaman.

"Evet, yani elimden geleni yaparım."

Derin bir nefes aldı ve oğlunun saçını düzeltti. Çocuk bakışlarını bana çevirdiğinde mavi gözlerine gülümseyerek karşılık verdim.

"Berk'e bakar mısın? Annem hastalanmış, evde de kimse yok. Gitmem gerekiyor."

Berk'e eğilerek baktım. Büyük ihtimal 4,5 ya da 5 yaşındaydı. Aynı annesi gibi sarışın bir çocuktu. Gülümsedim tekrardan.

"Bakarım. Seninle oyunlar oynarız olur mu?" Sesimi incelttim ve hafifçe eline dokundum. Minik elleri o kadar tatlıydı ki yemek istedim ama o yenmiyor.

"Olur." Dedi sevimli sesiyle. Annesi hemen bana bir kaç şey bildirip giderken ben Berk'le salona geçmiştim.

Tek kardeş olduğum için bebek bakmaktan, tamam bebek sayılmazdı artık ama konumuz bu değil, anlamıyordum. Hadi bakalım ne halt yiyeceksin, Dila.

"Acıktın mı bakalım?" Berk'le göz teması kurdum ama o başını sallamakla yetindi. Demek ki aç değil.

"Bak burası uf oldu." Yanıma yaklaşıp elinin üzerindeki sivrisinek ısırığının kabuk tutmuş halini gösterdi.

"Aa nasıl oldu?" Diye sordum elini tutarak.

"Ben... ben uyuyordum. Sonra sinek gelmiş. Annem çok tatlı olduğum için seni ısırdı dedi."

Elini tutup öptüm. Yerim ben seni ya. Cidden tatlısın çocuk.

"Çok acıdı mı?" Elinin üzerine baktı ve sonra tekrardan gözlerini üzerime dikti. Bu yaz ne kadar mavi gözlü insan gördüm ben ya.

"Bilmiyorum ki. Uyuyordum." Kucağıma aldım ve gülümsedim. Uslu uslu kucağımda otururken sessizlik beni garip hissettiriyordu.

Şuan Alya burada olsaydı evcilik oynayalım diye evi inletirdi. Ama Berk uslu uslu kucağımda oturuyor parmaklarını karışık bir şekilde sayıyordu.

Anonim: Yıldız TozuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin