Güzel çehreli çocuk

10 1 0
                                    

(Hikaye eski japon imparatorluğunda geçmektedir tamamen kurgudur, ve benim oluşturduğum dünyaya aittir)

Festival zamanı; Küçük çocuklar için istedikleri kadar koşup oyun oynayabileceği, genç erkekler için biraz olsun işlerini bırakıp güzel kızlarla konuşma şanslarının olduğu, genç kızların ise süslenip püslenip nazlıca erkekleri peşlerinden koşturacağı eğlenceli bir etkinlik.

Etrafta uzunca dizilmiş eğlenceli aktivitelerin olduğu küçük standlar ve onların önlerinde kurnazlığa hazır satıcılar.

Böyle bir ortamda en dikkat çekmeyen ve gençlerin gölgesinde kalmış yaşlı bir grup vardı. Yaşlılar hayatlarının son gününü geçirircesine hüzünlüce eğlenmeye çalışıyorlardı. Fakat çürümüş kemikleri ve ağrıyan kasları buna engel oluyordu.

Yaşlıların arasında gezinen üç oğlan şamata yapıp yaşlıları güldürüyorlardı.
İlkinin güzel bir yüzü vardı, saçları beyazdı, gözleri ise bir şeytanınki kadar korkutucu derecede asil ve oldukça çekikti.

Onun arkasından gelen oğlanın yüzü ve bedeni çok küçüktü.  7 yaşinda olmasına rağmen 5 yaşinda görünüyordu. Karanlıktanmıdır bilinmez ama oldukça siyah saçları ve bir o kadar gür siyah kaşları vardı. Yüzü canlılık saçıyordu. Fakat vücudu çökmüş gibiydi.

Sonuncusu ise hepsinden uzun, sanki ağabeyleri gibiydi. Ama sonuncusunu görenler ondan gözlerini kaçırıyor, "Şeytan! Şeytanın çocuğu!" Diyerek kâh taş atıyorlar kâh yüzüne tükürüyorladı. Sebebi ise oldukça barizdi. Bu çocuğun yanaklarında kulaklarına kadar uzanan yarıklar vardı. Kurumuş yara ağzını bir timsah kadar açabilmesine sebep oluyordu.
Onu gören herkesin bu yara üzerine olan tahminleri yanlıştı. Bu yarayı şeytanlar yada cinler yapmamıştı, lâkin her ne kadar olmasada onlara benzeyen bir asker yapmıştı.
O zamanlar ülke ikiye ayrılmıştı;

Nigrumlar ve Albalar. İki kardeş olan Nigrum ve Alba'nın arasında çıkan taht kavgası yüzünden Nigrum'un sürgün edilmesi üzerine nigrumlara karşı bir soykırım başlamıştı. O güne kadar birlikte mutlu mesut yaşayan alba ve nigrum ailelerinin evleri yakılmış çocuklar katledilmişti. Bundan sonra çıkan kanun ile birlikte nigrumlar nigrumlar ile, albalar albalar ile evlenebilirdi. Aksini yapanlar ise idam edilmeye mâhkumdu.

Bu üç oğlanın annesi alba babası ise nigrum olduğundan evleri barbarlar tarafından ateşe verilmişti.

Şimdi ise bu oğlanlar sokakta tek başlarında hayata tutunmaya çalışan üç yavru kediden farkları yoktu...

(Nigrumlar; Siyah saçlı olmalarıyla bilinirler)
(Albalar; Beyaz saçlılardır)

Tokyo TapınağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin