Hayatı boyunca isteklerinin hayalini kuran bir genç kız.
Zamanı geldiğinde hayallerini gerçekleştirmek için aşktan vazgeçen, önüne gelen engelleri soğukkanlılıkla kaldıran, fakat içinde hep sevgi taşıyan bir kız.......
Peki bu kız ileriki zamanların...
Babam: Bilmiyorum kızım. Biliyorsun ki Kore' deki şirkete ben bakmıyorum. Woo Bin' e sormalıyız.
Babam iyice panik yapmıştı. Benim için korkuyordu, yine fenalaşmamdan korkuyordu.
Ben: Baba sakin ol. Ben halledicem merak etme sen.
Babam: Asya emin misin? Bu çok ciddi bir şey. Kendini fazla gerebilirsin. Yapma nolur. Ben ilgilenirim. Sen karış-
Ben: Baba ne diyosun sen?!! Ben bu iki şirketi sen yönet diye mi kurdum? Yapma Allah aşkına. Kendini de beni de zor duruma sokma! Lütfen...😞
Ani tepki verince babam hiçbirşey söyleyemedi. Babama karşı böyle konuşmamam gerekirdi. Biraz sakin olmalıyım. O benim babam..
Ben: Baba. Biliyorum, benim için endişeleniyorsun. Korkuyorsun yine öyle olacağım diye. Ama senin bu kızın var ya... Herşeyin üstesinden gelebilir.. Sana sesimi yükseltmemem gerekirdi. Özür dilerim.
Diyip ona sarıldım. O da bana sarıldı. Bu aralar çok duygusaldı. Her an birşey olacak diye çok korkuyordu. Aniden pijamamdaki omuz bölümünde bir ıslaklık hissettim...
Ben: Hayır baba sakın ağlama. Lütfen. Sen ağlarsan, ben kimden güç alıcam?
Babam küçük çocuklar gibi burnunu çektikten sonra sırtımı sıvazlayıp bana gülümsedi. Bu "Tamam" demekti.
Ben: Baba sanırım bu iş telefonla halledilemeyecek kadar mühim. İstersen bu gün şirkete geçelim, ben bi durumu ele alayım burada. Sonrasına da sonra bakarız.☺
Babam: Tamam kızım. Nasıl biliyorsan öyle yap. Sana güveniyorum. Bana ne zaman ihtiyacın olursa, yanında olacağım, bunu bil...
Sadece gülümsemekle yetindim. Babam biraz çekingen bir tavırla konuşmaya başladı.
Babam: Kızım. Imm... Şey, ne zaman Kore' ye gidiyorsun?
Ahh... Kıyamam ama ben. Ben gidince tek kalıcak. Buna üzülüyordur şimdi. Ama benim ona olan sürprizimi bilmiyor.😄
Ben: Büyük ihtimal bir hafta sonra gidicem babacım.
Babam: Hımm... Peki ne zaman dönmeyi planlıyorsun?
Ben dayanamayıp gülmeye başladım.
Ben: Hahahahaa... Baba yaa. Moralini bozmasana. Merak etme çok uzun kalmam. Kalsam bile Kore' ye giderken sana bir hediyem olacak. Hem de çok özel.
Babamın yine " Merak etme tavan" modu açılmıştı.
Babam: Ne? Ne sürprizi? Tamam sürpriz söylenmez ama en azından nasıl bir şey olduğunu söyle...
Ben: Seni bu hayatta en çok mutlu edecek şeylerden biri babacım.
Ben de o sırada sofrayı kaldırmış, bulaşıkları makinaya diziyordum.
Ben: Neyse baba hadi kalk hazırlan. Ben de hazırlanayım da çıkalım.
Babam: Tamam kızım, hadi...
Ben: Ha bu arada baba, ilaçlarını yanına almayı unutma. Kontrol ederim bak.
Babam: Tamam küçük hanım.
Benim de mutfakta işim bittikten sonra odama çıkıp Hazırlanmaya başladım. Bugün rahat birşeyler giysem iyi olacak. Çünkü baya yorulacağa benziyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Beyaz gömleğin içinde kalın askılı bir t-shirt olduğunu düşünün.)
Sırtıma da siyah mini spor bir sırt çanta aldıktan sonra aşağı indim.ben inerken babam da arkamdan geliyordu. Merdivenlerden inerken kol saatini takmaya çalışıyordu. Ahh Bu adam... Önüne de bakmıyor. Düşecek şimdi.
Ben: Baba önüne baksana. Düşeceksin şimdi.
Babam bana aldırmadan saatine odaklanmaya devam ediyordu. Saatini taktıktan sonra bana döndü.
Babam: Hadi çıkalım kızım.
Ben: Hadi..😃
Sonunda şirkete gidiyorum...
Merhaba arkadaşlar yine ben.. Bu bölümü biraz acele attım. Çünkü ilerde internetim olmayabilir, uzun hikaye. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenmişsinizdir.
Sizce Asya' bin babasına hediyesi ne olabilir? Yorumlarda belirtin lütfen.
Oy sınırı 5. Tekrar görüşmek üzere. Hoşçakalın.. 😍😉
