BÖLÜM 8
JİMİNİE'NİN KURALLARI
1. Bir sorunun olursa her daim babacığa söyle
2. Terbiyeli davran
3. İşin bitince arkanı toparla
4. Yatak vakti 23.00 ve saat 21.00'dan sonra yemek yemek yok
5. Kötü söz söylemek yok:
•birinci ceza: uyarmak
•ikinci ceza: şaplaklamak
•üçüncü ceza: babacığın ağzını sabunla yıkaması
6. Bedenine saygı duy. Kendine zarar vermek yok. Kendini küçümsemek yok
7. Kapalı mekanlarda ses yapmak ve kapıları çarpmak yok
8. Uyku süreci en az 7 saat
9. Her sabah saat 11'de kalk
10. Günlük 8 bardak su içYoongi, simli kalemlerle yazdığı kuralları içeren simli kağıda gururla baktı. Jel kalemleri kullanmaktan bu kadar hoşlanacağını hiç düşünmemişti. Özellikle de yanında kıkırdayarak oturan Jimin ile birlikte.
Olayların üzerinden bir hafta geçmişti ve Jimin ile o, şansa bakın ki, daha da yakınlaşmıştı ve Jimin, Yoongi'ye devamlı olarak 'babacık' diye seslenmeye başlamıştı. Artık rahatsız da olmuyordu; bu doğaldı.
"Babacık, bir kurabiye daha alabilir miyim?" diye sordu, ayaklanıp kıyafetinin alt kısmını silkeledi. Yaptığı tüm bu şeyler haricinde, Jimin artık elbise de giyiniyordu.
"Evet, alabilirsin. Bana da bir tane getirebilir misin lütfen?" Yoongi talep etti. Jimin sırıtıp, kurabiyeleri almak üzere mutfağa koşarken başını salladı. Koşuştururken, elbisesinin arkası kalktı, ve Yoongi'nin altına giymeye ikna ettiği, Pikaçu boxerı göründü.
Jimin, pembe, şirin, dantelli bir iç çamaşırı giymeye kararlıydı ancak Yoongi otomatik olarak reddetmişti. Böylesi güneşli bir günde şişliğiyle ilgilenemezdi.
Jimin döndüğünde, Yoongi'nin telefonu gürültüyle titredi. "Kimden?" diye sordu Jimin, ağzı kurabiye ile doluyken. Maalesef ki, Jimin 7/24 ısrarla içtiğinden süt kalmamıştı.
Yoongi cihazı kavrayıp, mesaja baktı. "Namjoon'dan. Taehyung'la görüşmek için parka gelmek ister misin diye soruyor." Jimin çığırıp, onaylamayla ellerini çırptı.
"Evet, isterim!" diye bağırdı, Yoongi kaşlarını çatıp yedinci kuralı işaret ederken, o dans ediyordu. Jimin duraksadı, başını sallamadan önce birkaç dakika boyunca kağıda baktı.
"Bağırdığım için üzgünüm, babacık." dedi sonunda. Yoongi gülümseyip kurabiyesini bitirirken saçlarını karıştırdı.
"Hadi sana daha uygun bir şeyler giydirelim." dedi Yoongi, Jimin'i üst kata çıkarırken.
***
"Joonie amca! Jinnie amca! TaeTae!" Jimin şortu, beyaz tişörtü ve siyah spor ayakkabılarıyla parkın çimlerinde koşarken bağırdı. Genç olan üçünün üzerine düşüp, herkesi güldürdü.
Taehyung hemen, Yoongi geldiğinde çığıran Jimin'in boynuna sarıldı. Herkes parkın arkasında ki masaya yerleşti. Jimin, Taehyung'un elinde ki stres çarkına bakıyordu.
"Taehyung, kaldır şunu lütfen." Jin sakince küçük olana söyledi. Taehyung stres çarkını büyüğüne uzatmadan önce koca gözlerle ona baktı.
"Babacık Joon, parkta oynamaya gidebilir miyiz?" diye sordu Taehyung. Namjoon başını sallayarak, onu onayladı. Jimin, aceleyle, ellerini baldırlarına yerleştirmiş olan Yoongi'ye döndü.
"B-babacık, ben de TaeTae ile oynamaya gidebilir miyim, lütfen?" diye sordu. Yoongi onaylamadan önce iki oğlan da bir dakikalığına bakıştı. Jimin ciyaklayıp, ellerini büyüğünün yanaklarına koyarak, yüzünü çekiştirdi.
"Teşekkürler!" Taehyung ile koşmadan önce bağırdı. İki oğlanın kaydıraktan kayışını izlerken, park ekipmanları oğlanlar için çok ufak görünmüştü gözüne.
"Sana ne zaman babacık demeye başladı?" Jin öne eğildi, dedikodu için beklerken, sordu. Yoongi ona doğru döndü, patlak verişine karşı sorulan soru yüzünden gözleri genişlemişti.
"Um, geçen hafta. Ardından ağladı ve sonra ki bir kaç gün gerçekten tuhaftı ama şu an, normal olarak bana öyle sesleniyor, sanırım. Bu ikimizi de rahatsız etmiyor..." diye açıkladı. Namjoon, Jin'e dönmeden önce yumruğunu savurarak bir kutlama yaptı.
"Şimdi, paramı ver." dedi sırıtarak, Jin somurtkan bir ifadeyle cebinden yirmi paund çıkartıp, genç olana uzattı.
Yoongi kaşlarını çatarak, ikiliyi izliyordu. "Ne? Kafam cidden karıştı."
Jin açıklarken Namjoon sırıtarak parayı cebine koydu. "Jimin'in sana babacık demesinin ne kadar süreceği hakkında iddiaya girmiştik. Namjoon bir aydan az sürer demişti, ben de bir aydan çok."
***Bu Esnada***
"Tae, ne yapıyorsun?" Jimin, Taehyung onun elini tutup ufak oyuncak eve soktuğunda kıkırdadı. İkili oracığa, yere oturdu. Köşe de oynanılması için can atan oyuncak bir mutfak seti vardı.
"Sana babacık Jinnie ve babacık Joonie'nin bana öğrettiği bir şeyi öğretmek istiyorum. Bunu birini çok sevdiğinde yapıyormuşsun." dedi, bağdaş kurarak. Jimin ona kocaman gözlerle baktı.
"Neymiş o?"
"Pekâlâ, Joonie buna büyük öpücük diyor, ve cidden çok iyi hissettiriyor." dedi Taehyung mutluca, Namjoon ile konuştuğu şeyleri ve yaptıkları büyük öpücük pratiklerini hatırladı.
"Nasıl yapıyorsun TaeTae?" Jimin heyecanla sordu. Taehyung'un ona öğrettiği şeyi Yoongi'ye göstermek istiyordu.
"Beni taklit etmen gerek, tamam mı?" Jimin abartıyla başını salladı. Taehyung hızla kısa olanın yanaklarından tuttu ve dudaklarını onunkilere bastırdı.
Jimin'in gözleri, Taehyung'unkilerin kapalı olduğunu farkedene dek genişledi. Beni taklit etmen gerek.
Jimin, Taehyung'un dilinin dudaklarına baskı yaptığını hissedince tıpkı Taehyung gibi gözlerini kapattı. Taklit etmek için elinden geleni yaparak, dilini çıkarırken Taehyung dişleri arasından dilini yakaladı.
Taehyung yavaşça dilini emmeden önce Jimin sızlandı, elleri ötekinin tişörtüne yerleşmişti. Jimin'in elleri de bilinçsizce, Taehyung'un ensesine tırmanmış ve hafifçe saçlarını çekiştirmişti. Taehyung'un elleri Jimin'in beline indi. Taehyung sızlanırken, Jimin de inlemişti.
Bir dakika sonra, ikisi de geriye çekilip, yavaşça soluklandı. "H-haklıymışsın. İyi hissettirdi TaeTae." Jimin sırıttı, yanakları hafiften kızarmıştı. Taehyung kıkırdamadan önce gülümsedi.
"Sadece gerçekten sevdiğin insanlarla yapman gerektiğini unutma." dedi. Jimin sırıtıp, heyecanla onayladı.
"Babacığa da göstereceğim!" Sevinçle civildeyip, Taehyung'a sımsıkı sarıldı.
-
©buzzbees.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
acute case. [tr]
Fanfic※【yoonmin】 "Çok aptalsın, babacık!" "Bekle, bana ne dedin sen?" ©buzzbees. [turkish translation]