Bir Trabzon Gecesi

BTG:3

Multi: Süreyya

Bölüm şarkısı: Marsis sevduğum

" Süreyya?!" Dedi Güneş büyük sevinçle

"Anne?" Genç kız bavulunu ve sırt çantasını kapının önüne bırakarak ailesine sarıldı

"Ablaaa" Seyit koşarak ablasına sarıldı

"Seyit'im"

"Gecem, Teyzem" dedi Süreyya Geceye sarılırken. Gece de ona büyük bi sevinçle sarılırken içinden onun geldiği için Şükürler yağdırıyordu Süreyya her kese sarılırken son olarak babasına sarıldı. Kalbi hala kırıktı. Onun için dersleri bahane ederek 2 yıl gelmedi Trabzona. Her kes masaya oturmadan önce misafirlerin geleceği haberi geldi Süreyyaya. Üstündeki şort, atlet beline bağladığı gömlek ve spor ayakkabılarla hiç buraya uygun olmadığını gördü. İzin isteyip yukarı çıktı. Odasına girip bavulunu yerleştirdi

Dolabından buraya uygun kıyafetleri seçip yatağın üstüne bıraktı. Banyoya girmeden önce havlu ve iç çamaşırlarını aldı. Ondan olsa hiç gelmezdi buraya. Yani en azından üniversiteye kabul olana kadar. Hoş, kabul olduktan sonra bile gelmezdi ya.. Ali ağa çocuklarının okumasına önem verirdi. Ancak Güneş hiç kimsenin bilmediği bir sebepten dolayı 17 yaşında gelin gitmişti. O zamanlar Gecenin 3 yaşı vardı daha. Hazerinse 7... Şimdi Güneşin 16 yaşında bir kızı, 10 yaşında da bir oğlu vardı.

Şimdi Süreyya liseni İstanbulda yatılı okulda okuyordu. Teyzesiyle aynı şehirde olmalarına rağmen hiç görüşemiyorlardı. Süreyya lise 3 olduğundan üniversite sınavlarına hazırlanıyor, Geceyse hem çalışıyor hem de okuyordu.. Süreyya banyodan çıktığında aşağıdan gelen seslerle konukların geldiğini anladı. Kıyafetlerini giyinip nemlendirici ve rimel sürdü. Saçlarını kurutmak için yeniden banyoya girdi. İşini bitirip saçlarını at kuyruğu yaptı. Banyodan çıktığında gördüğü kişiyle yutkundu.

"Senin ne işin var burada?!"

"Aaaa hiç misafire böyle davranılır mı?!" Dedi Serkan.

"Evet davranılır. Benim odamda ve benim yatağımda ne işin var Karahan?!" Dedi Süreyya sinirli bir şekilde. Serkan sinirle ayağa kalkarak Süreyyanın kolunu tuttu

"Bırak beni"

"Bırakmam! 2 yıldır neden gelmedin?!"

"Sen beni terk ettin. Ben bir şey yapmadım Serkan"

"Lanet olsun evet! Evet!"

"O zaman? Neden terk ettin diye sormadım bile?"

"Sen de az değilsin. Bıraktın gittin 4 senedir. Yine ilk iki yıl geldin. Peki neden şimdi?" Dedi Serkan sesini sonlara doğru yavaşlatarak. Günahkar kendisiydi farkındaydı. Muratın amcası oğluydu Serkan. 18 yaşında genç bir delikanlıydı. Süreyyayla bir birilerini seviyorlardı. Daha küçük olduklarından öylesine bi aşk yoktu ortada. Töre falan derken Serkan da bıraktı Süreyyanı. O zaman genç kız da İstanbula gideceğini söyleyecekti. Bahane olarak ta gitti zaten

"Sürey-" kapının açılmasıyla Süreyya itti Serkanı. Bi kere gönlünü kaptırmıştı. İstanbulda da laz kızı diye çağırırlardı. Hırçındı. Erkeklerle de işi olmazdı zaten.

"Efendim teyze"

"Aşağı çağıracaktım da. Serkan sen banyoya gitmiyormuydun?!" Dedi Gece imalı bir şekilde sorarken. Serkan bir şey demeden odadan çıktı. Süreyya dizlerini yere atıp hissizce duvara baktı

"Teyzem?!" Dedi Gece onun gibi yere çökerek

"Teyze hadi gidelim"

"İyisin değil mi?" Genç kız onaylayan sesler çıkartıp ayağa kalktı