BTG:1

362 7 2
                                    

Bölüm şarkısı: Dayan yüreğim

Multi: Murat

Karadeniz dalgalarını kayaya çarptığında her bir derdini vuruyordu sanki.. Onları öldürmek ister gibi. Trabzon her gün daha çok güzelliğini korurken içindeki güzellikler de ondan kaçmıyordu. Gecesi gündüzüyle aşk yaşarken yıldızı ayı da ayrılmazdı. Gözler uzaklara dalarken pencereler açık dururdu. Derdlerini anlatır gibi...

Köy insanları sabahtan işlerle uğraşırken kadınlar çay toplamaya, erkekler de ağır işler yapıyor, hayvanlarla uğraşıyordu. Çocuklar koşuşurken, gençler horon tepiyordu. Ama Karahan konağında ayrı bir telaş vardı. Kazanlarda yemek kaynıyor, kadınlar temizlik yapıyordu. Karahanların küçük oğlu Murat evleniyordu...

Evlilik.. Kulağa hoş gelen bu kelime, mutluluk abidesi bu kelime kimlerin hayatına son koydu, kimlerin hayatını değiştirdi? Muratın kız kardeşi Dilan yıllardır düşman oldukları Yiğithan konağının oğlu Hazere kaçtı. Törenin şartlarına göre ya birilerinin kanı dökülecek, ya da Yiğithanların kızını Murata vereceklerdi...

Eli kimsenin eline değmemiş, dudakları daha kimseni bulmamış Gece bedeni gibi kalbini de korumuştu. Murata aşıktı deli gibi. Onu istemeyeceğini biliyordu. Töre niyetiyle de olsa, evleneceği için bir yanı mutlu, bir yanı buruktu. Abisinin günahlarının mevalini kendisi çekiyordu. Ama ona da kızamıyor, lanet olasıca töre yüzünden kaçtığını biliyordu..

Yılardır akıllarda kalma tek soru bu kavganın neden olması idi... uzun zaman önce dedesinin bir kıza aşık olması ve Karahanların kızına ihanet etmesiyle başlayan kavga dedesinin ölmesi ile son bulmuştu. Genç kız çok üzülmüş daha dedesinin yüzünü görmemişti. Küçücük bi çocukken,  o zamanlarda vurulmuş Murata kara sevda deyip kalbinin baş köşesine saklamıştı...

Abisinin haberini alınca üniversiteden apar topar gelmişti. 20 yaşında olan Gece 2 yıl önce Tıp üniversitesini kazanmış, sonra yarım bırakmıştı..Ne umutlarla girdiği yoldan 2 yıl içerisinde bırakıp geldi... Güzelleşmişti Gece. 5 yıldır görmemişti Muradını....

Murad 25 yaşında bi genç adamdı.. Yakışıklılığı ile nam salmış, tüm kızların gözdesi idi. Ciddi olması ve otoriter sesiyle... Evlenmek son istediği şey bile değildi. Hem düşmanın kızıyla olacak iş değildi bu. İstanbuldan apar topar gelmişti o da sırf kız kardeşi için...  Bağırdı Karadenizin dalgalarına belki içindeki acını söke bilirdi. Yemin etti.. o kıza gün yüzü vermeyecekti...

~~~~~~~

"Gece kuşum"

"Abla?" Dedi genç kız oturduğu yerden. Küçüklükten beri sevdiği yerde, çardakta oturmuş derin düşüncelere dalmıştı. Ablası çayı masaya bırakırken yemekler yenilmiş, her kes misafir odasında oturmuştu

"Yine sessizliğini koruyor, kendine kapanıksın be ablam. Ne oldu güzelim he? Bi anlatsan" dedi Güneş sesli nefes vererek. Evli olmasaydı onu vereceklerdi Karahanlara. 'Fedakar kardeşim ' dedi içinden

"Ablam sonra.. "

"Babam seni bekliyor yanımıza gelsin dedi"

"Hemen ablam" dedi kız ayağa kalkarak. Misafir odasına girerken babasına baktı. Kafasıyla geçip oturmasını söylediğinde ikiletmedi

"Gecem her kes buradayken ha sen neden kapandun da kendine? Ne var ki burada? Benum güzel kizum.... Kendini de bizi de üzme ha? Evlen işte. Yaşatmazlar ağabeyini. Okula ara ver" dedi Ali ağa

Yıllar önce babasıyla arasını bozan kız hiç bir şey söylemedi. Yılların birikmişini şimdi konuşmak istedi. annesinin Küçüklükten yaptığı gibi gözleriyle 'sus' yapmasına hem alışmış, hem de kendine kapanık olmuştu....

Bir Trabzon Gecesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin