Yeşil Dilli Dinazor

1.8K 211 97
                                    

♫ Sidney York - Dick & Jane ♫

Hoseok ile ilgili kesinlik getirdiğim ilk düşüncem onun gibi bir gürültü bombasından kurtulmaktı. Ciddiyim. Tıpkı bir zamanlar herkesin elinde olan ses bombası gibiydi. Oldukça yuvarlak ve baş ağrıtıcı gürültüsü olan hani.

Bize ilk geldiğinde henüz dört yaşındaydım. Salonda dirseklerimin üzerinde halıya yüzüstü uzanmış, boyama kitabımın sayfalarındaki resimlerin üzerine pastel boyalarımla kendi hayali karakterlerimin resmini çiziyordum.

Evimize ilk adımını attığında, ki buna bende şahit olmuştum çünkü annesi henüz bebek olduğu için Hoseok'u koltuğa oturduğunda kucağından halıya indirmişti. Işte o ilk seferde onu pek takmamıştım; misafirliğe gelen ve bana oyun arkadaşı olamayacak bir bebekti o zamanlar.

Ben boyama kitabıma Tigers Way ve Jack Rusteld'ın resimlerini çizerken -onlar benim oluşturduğum süper güçlere sahip karakterlerimdi- bir anda kitabımın sayfasını yavru dinazor vahşiliğinde bir el kapladı. Kalın ve şişko parmakları yavaş yavaş kitabımın sayfasını buruşturmaya başlayacakken, yavru dinazora bakmadan ona kemik olarak yeşil pastel boyamı uzattım. Tahmin ettiğim gibi kemik onun ilgisini çekmişti ve boyama kitabımı pençelerinden kurtarabilmiştim.

O zamanlar boyama kitabımdaki süper kahramanları bile kurtarabilecek kadar güçlü olan tek süper kahraman bendim; Kim Taehyung. Ama bilmiyordum beni alt edecek canavarın doğduğunu ve hemen yanımda oturduğunu.

Annem ve Hoseok'un annesi muhabbetlerini bölüp dikkatlerini Hoseok'a yönlendirdiklerinde başımı kaldırıp bende ona baktım. Poposu üstüne oturmuş, üzerinde 'bana mama hazırla' yazan zıbınından açıkta kalan izohips haritası gibi katmanlı bacaklarını iki yana ayırmıştı. Içinde erik varmış gibi iki yandan şişmiş yanakları vardı. Hoseok gördüğüm en tombul bebekti. Ve bana göre dünyayı elektrikli süpürge gibi içine çekiyordu. Tıpkı o zamanda dolma parmaklarıyla kavradığı yeşil pastel boyamı ağzına götürüp emmesi gibi.

Tigers Way'in saç boyasını ve Jack Rusteld'ın baksırını yediği için onu asla affetmeyecektim. 

Tüm bunlara rağmen ilgi alanımda değildi o an. Bir ortamda benden daha dikkat çeken biri varsa -ki o zamanlar bunu başarabilen tek cins bebekler oluyordu- onu görmezden geliyordum. Böylece hâlâ ilginin üzerimde olduğunu hayal edebiliyordum.

Ancak ertesi gün tüm bu motivasyonumu bozacak bir şey gerçekleşti.

Kulaklarımı delip beynime ulaşan gürültülü sesle uyanıp, sesin kaynağı olan mutfağa gittiğimde, ailemizin toplandığı masada, hemen annemin yanında, kendisine özel bir sandalyede oturup koca kafasını havaya dikerek büyük bir gürültüyle ağlayan Hoseok vardı.

O zamanlar küfür nedir bilmiyordum. O yüzden aklımdan geçen şey şu olmuştu:

'Bu yeşil dilli dinazor sabahın köründe neden evimizde?'


Merhaba, bölümler böyle kısa olacak sanırım. Bu yüzden kim bilir belki haftada iki bölüm bile yayınlayabilirim

childmann 症 | vhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin