BÖLÜM 9 AİT HİSSETTİĞİM YER

8 2 0
                                    

Saat 5.58 uyandım. Bu sefer gördüğüm belli bir rüya yoktu. Ufak tefek karışık şeyler görmüştüm ama elle tutulur şeyler değildi. Telefonumu alıp İnstagram'a girdim. Özge'nin sayfasına girip dün akşam attığı yazıyı tekrar okudum. Daha yeni uyanmıştım, gözümü zor açıyordum ve buna rağmen o yazıyı okuyup mesaj atmak için bir yol mu arıyordum? 'Aşıksın oğlum sen.' dedi iç sesim. Ama hoşuma gitmişti bu.

İlk görüşte aşka inanmazdım ama sadece bir kez gördüğüm kızın rüyalarıma girmesinin, sabah gözümü açar açmaz aklıma onun gelmesinin başka bir açıklaması var mıydı ki? Paronayak birisi olduğum için acaba büyüklerin bir oyunu mu diye düşünmeden edemedim ama öyle de olsa çok güzeldi. Eğer öyleyse bunun sonunda duygusal olarak büyük bir darbe alacaktım ama yine de bırakmıyordum peşini.

Antalya'ya gitmek istiyordum. Ne yapıp edip bir şekilde oraya gitmek istiyordum. Tamam bir yolunu bulup birkaç kez daha kaçabilirdim belki ama ben orada yaşamak istiyordum. Zaten kendimi bir yere ait hissetmiyordum belki orada güzel bir hayata başlayabilirdim. Sıcaktan nefret ederdim ama o buna değerdi. Gülümsemesinin sıcaklığı şehrin sıcaklığından çok daha fazlaydı zaten. Her şeyi bırakıp orada normal bir hayat yaşayabilir miyim diye düşündüm ama ben bütün bu saçmalıkları bıraksam bunlar beni bırakacak mıydı?

Hem Özge beni isteyecek miydi? Belki hayatında birisi vardı, belki hoşlandığı bir çocuk vardı belki de benden hoşlanmamıştı. Kafamın içinde düşünecek bir sürü derdim varken bir de bu kız çıkmıştı karşıma ve bütün dikkatimi dağıtıyordu. Dikkatim dağılıyordu ama çok güzeldi be. Bir süre fotoğraflarına baktım. Her fotoğrafında gülümsüyordu ama hangi fotoğraflarda gerçek anlamda mutlu olduğu fark edilebiliyordu. Gerçekten mutlu olduğunda gözlerinin içi parlıyordu.

Bir saat kadar yatakta bu düşüncelerle vakit geçirdim. Saatin geçtiğini görünce kalkıp banyoya yöneldim. Duş almaya üşeniyordum şu an ama kafamı suyun altına sokmaktan çekinmedim. Soğuk su beni kendime getiriyordu.

Aynadaki yansımama baktım bir süre. Gözlerimin altı mordu birazcık. Saçlarım ıslaktı ve uçlarından su damlaları vücuduma akıyordu. Saçlarımı kestirmeli miydim acaba? Uzun olduğu için yoruyordu beni ama yine de seviyordum. Özge seviyor muydu acaba? Tanrım, daha bir kez gördüğüm bir kızı neden bu kadar çok düşünüyordum ben?

Evet Özge dikkatimi dağıtıyordu ama bu her zaman kötü bir şey değildi. Özge'yle tanışmadan önce aklıma sürekli 1.5 sene öncesi geliyordu ama şimdi aklımda hep o vardı ve bu benim delirmeme engel oluyordu.

1.5 sene öncesi... Ne tepki verecekti yaptığıma? Tamam acaba benden hoşlanmadı mı diye düşünüyordum ama bir şekilde böyle olmadığını hissediyordum ama bu? Daha bana bağlanmadan anlatıp "Bak ben böyle pislik birisiyim haberin olsun." mu demeliydim yoksa iyice tanıştıktan sonra mı anlatmalıydım? İyice tanışmadan anlatamazdım çünkü onu tanımıyordum ve haliyle güvenmiyordum. Ama tanıdıkça daha çok bağlanacaktım ve o giderse yıkılırmışım gibi hissediyordum. Rüyamda elimi bırakırsa binanın yıkılacağını düşünmüştüm ve tam anlamıyla böyle olurdu. Ona bağlandıktan sonra elimi bırakırsa o bina üzerime yıkılırdı.

Ne diyecekti ama sen doğru olanı yapmışsın mı diyecekti? Ben bile bu bencil ve pislik halimle kendime doğru olanı yaptım diyemiyorken o mu beni savunacaktı?

Bu olaylardan önce bile kimseye bağlanmamıştım ben. Aşk zaaflıktı çünkü. Tekirdağ'da kaldığım süre boyunca aşk konusunu düşünmüştüm. Birisi hayatıma girse ve tüm hayatım değişse demiştim ama ailem tam bir pislikti. Bu yüzden geri döndüğümde canımı ortaya koyup intikam almaya çalışacaktım. Hayatımın bir kıymeti yoktu, ölmekten korkmuyordum ama onu da kaybetmek istemiyordum. Hoş, şu an benim olmayan birini nasıl kaybedeceksem.

Kitabın İsmini Kitap Bitince Koyacağım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin