Bölüm 3

81 3 3
                                    

Mesajı okuduğumda şaşırmadım değil şaşırmıştım. Neden özür diliyordu. Özür dileyecek ne vardı? Tamam belki tahmin ediyordum. O fabrikada olan olay için olabilirdi. Ama soramadan edemedim tabi. Telefonda cevap yazma bölümüne 'Ne için?' Yazıp gönderdim. Cevap gelmesi uzun sürmedi.

'Fabrikada tam kurşunu sıkacağın sırada ben olaya müdahele ettim. Ve kurşun sana geldi. Geldigi için de çok üzgünüm af eder misin beni?'

Af eder misin derken? Yani bir kızgınlığım yoktu ki. Tamam sonuçta bir işe kalkışmıştım. Ve sonuçlarına da katlanmak zorundaydım. Tek kızgınlığım kocamaydı. O da artık hayatta olmadığı için bir sorun olacağını sanmıyorum. O değil de artık bir dul kadındım. Dul kadın elbette olacaktım. Ama yaşlanınca dul olacağımı biliyordum biraz beklenmedik olay oldu. Kocamı çok seviyordum. Bu olayla kendinden çok nefret ettirmişti. Yaptığım şeyden asla pişman değilim olmayı da düşünmüyorum. Hiçbir erkek sevdiği kadını asla aldatmamalı. Erkek evde ki kadınını kaybetmeyi asla istemez. Ama bunu bildikleri halde aldatırlar hiç hoş bir durum değil. Gerçekler ortaya eninde sonunda çıkacaktır. Ne demişler yalancının mumu yatsıya kadar yanar demişler. Birden kendime gelip elimde ki telefona baktım. Cevap olarak ne yazabilirdim ki 'Seni neden af edeyim ki hiç dargın değildim zaten.' Mi demem gerekiyordu kesinlikle böyle bir şey yazamazdım. Başka yazıcak bir şey olmalıydı. Ama kesinlikle aklıma gelmiyordu. Off kafayı yicem şimdi. Cevabımı hemen atmalıydım. Bu kadar beklemesi yeter çok beklettim sanırım. Bakiyim 23 geçe atmış şimdi ise 38 geçiyor aman Allahım hemen cevap yazmalıyım. Bence şöyle yazmalıyım. 'Hiç önemli değil seni af edicek bir durum söz konusu değil yaptığım şeyden hiç pişman değilim. Kendini hiç suçlu hissetme. Bir işe kalkıştım ve sonuçlarına da katlanmak zorundayım :)' bence böyle güzel oldu yazıp göndermeliyim bence, evet evet böyle güzel. Gönderdim. Evet gönderdim artık.

Benim hemen bir avukat bulmam bulmam lazım yoksa mahkemede bir şey yapamayacağım. Ama avukat bulsam napacaktım ki. Cezamı çekmeye zaten razıydım şimdiden bu müebbet bile olsa çekicektim cezamı...

'Ding Ding'

Aa cevap geldi.

'Tamam o zaman kendimi suçlu hissetmiyorum artık. Ne zaman hastaneden çıkıcaksın?'

Ne zaman çıkcaktım ben hiç bilmiyorum ki bir doktora sorayım bari. Doktoru çağırma butonu vardı. O butona bastım ve doktorun gelmesini beklemeye başladım. Bu doktorlarda anca gelcekler yani. Ya önemli bir şey olsa. Tabi iyileştim ya şimdi. Gelmezlerse gelmezler. Neyse günahlarını almamak lazım. Sadece beklemeyi hiç sevmem. Ve kapı yavaşça açıldı sonunda gelemişti doktor.

'Efendim Ekim Hanım bir sorun mu var?'

'Ben ne zaman taburcu olabilirim?'

'Ne zaman taburcu olabilirsiniz. Şöyle ki son durumunuza şimdi bir bakalim ona göre bildirelim olur mu?'

'Tamam olur.'

'Şimdi hemşire hanımı çağırıyorum. Beraber halledersiniz.'

'Peki bekliyorum.'

Doktor çıkıp gitmişti. 2 dakka geçmeden içeri hemşire girmişti.

'Merhaba Ekin Hanım, Nasılsınız? Önce ayağınıza son bir kez röntgen çektirelim. Sonra bir emara girin. Sonuçların kötü çıkıcağını sanmıyorum.'

'Tamam o zaman ben hazırım gidebiliriz.'

Beni sandalyeye oturtup sürmeye başladı. Bir sürü radyasyonu çekicektim bugün de. Hemen iyileşip hastaneden çıkmanın yollarını arıyordum. Çünkü hastane çok sıkıcıydı. Aynı manzara,aynı tavan, aynı yer hep sıkıldım yani. Çabucak çıkmak istiyorum.

'Evet röntgen çekelim önce. Ayağını uzat bakayım. Heh şöyle şimdi hiç kıpırdatma çekicem.'

Içim daralıyor benim böyle yerlerde. Inşallah hemen çıkarım.

'Tamam çektim. Şimdi emara gidelim.'

Şimdide emara gelmiştik. Hiç kıpırmadan zor dururum ağzım dursa kaşım oynar ahah. Sanırım sesli gülmüş olacağım ki hemşire 'Ne gülüyorsunuz.' Diye sordu. Bende 'Hiç aklıma bir olay geldi de ona güldüm.' Dedim. Hemşire de 'Pekala öyle olsun.' Dedi. Böyle meraklı insanlardan nefret ederim.

'Neyse şimdi hiç kıpırmadan dur. Içeri yolluyorum seni. Kıpırdarsan olmaz yapamayız. Uğraşırız tekrardan.'

'Tamam.' Dedim. Evet içeri giriyordum. Çok tenha kıpırmadan nasıl dursun insan. Gözlerimi kapattım. Bir serinlik vardı. Üşüdüm biraz. Sanırım şimdi dışarı çıkıyordum. Insallah olmuştur diye dua ettim. Hemşire 'Evet tebrik ederim hiç kıpırdamadınız. Sonuçlar iki saat içinde çıkar doktor beyde kontrol edip size durumu bildirir. Şimdi odanıza götüreyim sizi.'

'Tamam çok teşekkür ederim.' Odama gidiyorduk işte biraz daha yatardım. Sonra özgürlük yaşasın. Yemekleri de pek beğenmiyorum açıkçası tuzsuz ve yağı pek yok. Alışkın değilim. Odama gelmiştik. Odadan içeri girdiğimde bakakalmıştım. Hiç tahmin edemeyeceğim biri gelmişti. Hemen güleryüzlülükle 'Aa sen mi geldiinnnn..' Dedim.

GünAşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin