Bakışınca konuşmadan edemedim tabi. Hemen söze karıştım. 'Ne o yerinde duramıyor musun?' Dedim. Birden yürüdüğü yerde durakladı. Ne cevap vereceğini şaşırmıştı. Sustu, ve odada yürümeye devam etti. Sonra birden 'Çok sıkıldım çok.' Dedi. Tabi haklı adam kaç saattir çanaklarının üstüne oturuyor. Yürüsün biraz ayak kasları hamlaşmasın. Suratımda gene bir gülümsemeyle yakalandım. 'Ne o? Ne gülüyorsun sıkılmam çok mu komik?' Birden afalladım. Ne diyeceğimi bende bilemedim. 'Yoo.'
Bu adam çok sinirimi bozmaya başladı. Böyle aptal aptal cevaplar, sinir bozmalar falan hadi tamam hastayız burada yardım etmek istiyor anladık. Biraz hastaya karşı tolerans göstermesi gerekmiyor mu? Bence gerekiyor. Doktor Bey içeri girdiğinde ikimiz tek bir ağızdan 'Sonuçlar nasıl?' Diye doktoru laflarla sıkıştırdık. Doktor 'Tamam önce sakin olun sonuçları açıklıyorum.'
Ikimiz gene tek bir ağızdan; 'Hadii.'
'Tamam izin verirseniz sonuçları açıklayacağım. Sonuçlar gayet güzel. Taburcu işlemlerinizi yapabilirsiniz.'
İki elimi yumruk yapıp havaya kaldırıp; 'Aaa yaşasınn.' O kadar mutluydum ki önce doktor beye sonra Direnç Bey'e sarıldım. Doktor o sırada gülerek dışarı çıkmıştı. Direnç Bey 'Hadi toparlanalım o zaman.'
'Tamam şimdi ben toparlanıyorum.'
'Ben de taburcu işlemlerine bir bakayım.' Tamam bakışı attıktan sonra dışarı çıktı. Bana verilen odayı o kadar dağıtmışım ki. Toplamakta güçlük çektim resmen. Biraz ordan burdan topladım. Normal çantamı topladım. En yakın arkadaşım Çiğdem odayı resmen donatmıştı. Işleri nedeniyle yanıma pek gelemiyordu. Anlıyordum onu tabi ki. En iyi ve en kötü zamanlarda hep birbirimize destek olmuşuzdur. Yanıma gelemese bile mutlaka birbirimizden haberimiz olurdu. Off ben nasıl eve gideceğim şimdi taksi tutsam dünyanın parası ederdi. Kıyaflerimi topluyordum az kalmıştı. Son bluzumu katlarken içeri Direnç Bey girdi. 'Hadi hazır mısın? Gidiyor muyuz?'
'Hmm odaya bakayım şöyle bir. Sanırım her şey tamam ama eve nasıl gideceğimi bilmiyorum.'
'Aaa ayıp ettin şimdi. Ben seni eve bırakırım boşuna mı ben varım burda.'
'Tamam tamam doğru ben sizin arabanızı unutmuşum.'
'O zaman sen dinlen ben hepsini teker teker arabaya taşıyayım. En son seni alırım,arabaya bineriz olur mu?'
'Tamam ben o zaman burda bekliyorum.' Direnç Bey'in arkasından bakmıştım. Aslında yakışıklıydı. Fiziği falan süperdi yani. O kadar polis olmuş almışlar. Neyse canım aa sapıklaşma Ekin. En son böyle düşündüğünde neler olduğunu biliyorsun bence sus. Bir daha aşk yaşıyamassın. Ama neden yaşayamayacakmışım? Bal gibi de yaşarım.
'Neyi bal gibi de yaşıyormuşsun bakalım.'
Eyvah! Bütün dediklerimi duydu mu acaba? Ay inşallah duymamıştır. Rezil oldum rezil. Dudağımı ısırmaya başladım. Ne diyeceğimi bilemiyordum.
'Bütün dediklerimi duydun mu?
O nasıl bir soruydu öyle. Sordum artık çok saçmalıyorum bazen o kadar saçmalıyorum ki bütün olaylar birbirine karışıyor.
'Sadece son cümleni duydum. Başka neler demiştin ki? Söyle öğreneyim bende.'
'Heh çok iyi o zaman. Bence o kadar da önemli bir şey yoktu.' Diyip tualete girdim. Zor durumlarda hep tualete girerim. Tualet her zaman bir kaçış noktası olmuştur benim için. Eskiden annemlerle misafirlikteyken canım çok sıkıldığında bir anlık bile olsa tualete giderdim. Biraz kendimle başbaşa kalmak için sonra hemen çıkardım. Eski günler çok güzeldi.. Tualetten çıktığımda Direnç Bey yoktu odam resmen boşalmıştı. Bir kendi çantam kalmıştı. Çantamı koluma takıp odadan dışarın son bir kez baktım. Içim rahat etmedi dolaplara son bir kez baktım. Bomboştu. Içimi rahatlatıp odadan dışarı çıktım. Direnç Bey'ide gelirken gördüm. 'Vay be iyi zamanlama.' Tabi bu dediğimi kimse duymadı. Duymuş olsalardı şizofren olduğumu düşünebilirlerdi. Acaba bende de şizofrenlik başlangıcı olabilir miydi? Of saçmalama Ekin ne şizofrenliği. Maşallah biraz yaşlanmış olsanda taş gibisin.
'Hazır mısınız matmazel? Lütfen önden buyurun.'
Etkilenmemek elde değildi sanki. Bana çok romantik geliyordu. Matmazel kelimesinde büyülenmiş gibiydim.
'Kıyafetini değiştirmedin mi?' Diye sordu. Bende önce bir kıyafetime baktım. Dalmışım resmen. Ama sanki o kadar da kötü değildi. 'Eve gitmiyor muyuz bence önemi yok.' Diye cevap verdim. Gitmiyor muyuz? Derken neyi kastediyordum. Evimin içine girecek hali yoktu heralde. Aman Allah'ım ilk defa evde tek başıma olacağım. Ben artık dul bir kadınım. Hala dul olduğumu kabullenmiyorum.
'Buyrun.' Deyip kapıyı açtı,oturdum, kapıyı kapattı. Ve kendisi arabanın önünden geçip şöför koltuğuna oturdu. Kontağı çevirdi. Vitesi 1'e aldı ve gaza bastı. Arabada eve doğru ilerliyorduk. Radyoda relax şarkılar çalıyordu. Mayışmıştım arabada sallıyor bir yandan hayal kurmaya başladım. Sonra aklima avukat tutacağın geldi.
'Tanıdığın avukat var mı?'
'Nasıl yani?'
'Kocamı öldürdüm ya. Mahkemede lazım olacak. Benim aklıma şuan kimse gelmedi. Hem gelse bile nolucak ki her şey doğru düzgün anlattım.'
'Tamam buluruz birini sen kafanı yorma. Mahkeme ne zamanmış?'
Sahi mahkeme ne zamandı? Hastaneden çıkmıştım. Yanıma gelen polisler mahkemenin gününü söylememişlerdi. Sanırım belli değildi.
'Hiç bilmiyorum belli değil heralde.'
'Tamam o konuyla ben ilgilenirim. Burası mıydı evin?'
'Evet çok teşekkür ederim her şey için. Iyi günler tekrar.' Diyip arabadan indim. Bagajı açtım.
'Durun bende yardım edeyim.' Arabadan indi. Yanıma doğru geldi eline bir kaç sey aldı bende aldım. Arabayı kitledi benle birlikte evin önüne kadar getirdi. Çantada anahtarlığı arıyordum. 'Heeh buldum.' Anahtarı soktum ve çevirdim. Sağ ayağımla kapıyı tuttum, ellerimle de poşetleri çantaları aldım. Ikimiz birden merdivenlerden çıkıyorduk. Kapının önüne geldiğimizde
'İyi akşamlar.' Bende;
'İyi akşamlar' dedikten sonra gülümseyerek merdivenlerden indi. Tam kapidan içeri giricem telefonum çalmaya başladı. Baktım. Arayan 'GİZLİ NUMARA' Allah Allah kim ki acaba. Açtım. 'Takıldığın kişilere dikkat et!' Dedi ve kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GünAşk
Mystery / Thriller''Kaldır elleri polis!'' Herzaman ki gibi bir fuhuş çetesini daha basmıstık.Fabrika sesimizle inlerken, bir kızın üzerine çökmüş adam kafasını kaldırdı. ''Ne? Onun burda ne işi var?'' O. O benim kocamdı.