5 ~ This is me.

1.7K 240 63
                                    

Bölüm şarkısı:
Moorim School Hey Girl OST.
(multimediada mevcut.)

- - -

"Sen kim oluyorsun be?" adam Jin'e diklenirken gözümden kaçmayan şey bir adım gerileyip, ürkmesi oldu.

Hadi doğrucu konuşalım. Siz yaklaşık 1.65 boylarında, bodur bir adamsınız. Karşınızda ise 1.80 boylarında, iri vücutlu, geniş omuzlu bir oğlan var. Kimin daha çok korkutucu göründüğü hakkında yorum yapmama gerek var mı?

"Sinirlenmeye başlayayım mı, özür mü dilersin?" Jin hala çok sakin konuşuyordu ama bu sakinliğin altında garip bir ürkütücülük yatıyordu.

Adam bir bana bir Jin'e baktıktan sonra 90 derece eğilerek hızla özür diledi. Elbette ondan özür dilemeyeceğim, zaten diledim. Duraksamadan bisikletini yerden kaldırdı, yiyecekleri bırakarak hızla yanımızdan uzaklaştı. Arkasından şaşkınlıkla bakakaldım. Az önce beni neredeyse dövecekken - asla dövemez, parçalarım - şimdi arkasına bile bakmadan gitti.

"Gerçekten başa bela bir tip olduğunu düşünmekte haklıymışım." mırıldanarak bana dönen Jin'e baktım. Beni görünce ilk olarak kaşları çatıldı "Bir dakika o adam sana vurdu mu?" 

Kafamı hızla sağa sola salladım "Hayır ned-" ve o an Sooyoung ile kavgadan kalan izler aklıma geldi "Ah bu başka bir şey." 

Yerden çantamı alıp önden yürümeye başladım. Bu durumu açıklayabilecek bir bahanem yoktu. Jin'in arkamdan geldiğinin farkındayım, sonuçta aynı eve gidiyoruz. Göz ucumla diz kapaklarıma baktım, kalkarken onları da çizdirmiştim. Elerim inanılmaz acıyordu.

Şuan geçen herhangi bir arabanın önüne "bıktım" diye bağırıp atlayabilirim ama ölme riskini göze alamıyorum. Evin önüne geldiğimizde Jin'in öne geçmesi için kapının önünden çekildim.

"Jaebum bugün bana da anahtar yaptıracak," diyerek anahtarım olmadığını belli ettim. Bir şey demeden kapıyı açıp içeri girdi. Peşinden girip odama gittim. 

Boy aynamın karşısına geçip tipime bakmak yaptığım en büyük hatalardan birisiydi. Lanet olası bir hayalete benziyorum.

Saçlarım bir miktar dağılmış, dudağımın kenarı patlamış, elime bulaşan toprağın karasını yüzümün bazı yerlerine sürmüştüm ki elimin kan olmasını saymıyorum bile. Üstümü dikkatlice değiştirip ilk yardım çantamı açtım. Harika!

Her şey muazzam bir berbatlıkta ilerliyor. 

Bitmiş sargı bezine, daha doğrusu olmayan sargı bezine bakarken bari yara bandı vardır umuduyla kutuyu karıştırdım. Şansım minik bir gülümsemeyle bir adet yarabandı çıkardı. Şimdi seçme zamanı Jane; bu yarabandı ile hangi yaranı saracaksın?

Uflayarak odadan çıktım. Kocaman ev, illa vardır yarabandı ya da sargı bezi. 

Merdivenleri yavaş adımlarla çıkıp Jaebum'un geçen kahvaltıda Jin'in odası diye tarif ettiği odayı buldum. Jaebum bey daha evde yoktu. Acaba şuan elimde bir bıçak ile odasına girsem ne düşünür? İçimden yapmak gelsede daha da içimden gelmediği için boşverdim.

Kapıyı tıklatıp açılması için birkaç saniye bekledim. Sonra kapı yavaş yavaş açıldı ve Jin bıkkın gözlerle bana bakıyordu.

"Acaba ilk yardım malzemen var mı? Benimki bitmiş." 

Komşusundan pirinç isteyen teyze gibi elimi uzatıp, avuçlarımı gösterdim. Gözü oraya kaydıktan sonra bir şey demeden geri odasına girdi. Kapıyı yüzüme kapatmamasından çıkardığım sonuç; bekle canım balım ev arkadaşım, senin için en iyi ilk yardım malzemelerimi getireceğim çünkü sen çok iyi bir ev arkadaşısın oldu. 

U-Prince 2: Kim SeokJin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin