Gecenin Kraliçesi: The Garcia

1.4K 21 12
                                    

3 Ay Önce  xx  Los Angeles 

Olivia Macconi, güçlükle basabildiği frenle birlikte arabadan koşar adım indi ve son soluğunu hastanenin giriş kapısında aldı. Kapının açılmasını ağzından çıkan küfürlere engel olamadan beklerken açılır açılmaz kat görevlisine ulaşmıştı. 

''Hey! Lütfen! Lütfen bekleyin!'' 

Görevli irkilerek durduğunda genç kız, alıp verdiği solukları kontrol edemez hale gelirken korkudan terlediğinin farkında değildi ve koyu kahverengi saçlarının alnına düşen perçemleri ıslanmıştı. 

''Yardımınızı ihtiyacım var.. Louis Williams, saat 13:07 sıralarında bu hastaneye getirilmiş. Ailesiyle birlikte. Trafik kazası.'' 

''Louis Williams..'' diye mırıldandı görevli kadın. Aynı anda elindeki dosyalara göz gezdirmeye başlarken Olivia, daha fazla bekleyemeden oracıkta suratını paramparça edebilirmiş gibi görünüyordu. 

''34.oda, tatlım.'' 

Teşekkür bile etmekten kaçarak merdivenleri aceleyle çıkmaya başladı. Bu korkunç haberin etkisinin ne zaman son bulacağını umarak beklerken bir yenisiyle karşılaşmak yorucuydu. Şuan yorgun düşen bedeni değil, ruhuydu. ''34'' 

Kapı kolunu kavradı ve açtığında korkunç bir manzara görmeyi umarken gözlerini kapadı. Şuan tüm dilekleri beklentilerinin boşa çıkması yönündeydi. İçeriye ilk adımını attığında gözlerini yavaşça araladı ve gördüğü şey mavi hastane yorganının altında uzanıp tavanı seyreden bir gençti, Louis. Ve diğer iki yatak boştu. Ve bunun anlamı.. 

''Olivia Macconi? Siz misiniz efendim?'' 

''E..Evet, benim.'' 

Kapıya gelen beyaz önlüklü doktor, yüzünde kötü bir haber verecekmiş imalarıyla bir izlenim bırakıyor olsa da genç kız, bir kötü haber daha kaldıramaz gibi görünüyordu ve kekelemeye başlamıştı. O yoğun atmosferin içinde ona iyi gelen tek şey terini soğutan klimaydı. 

''Kazadan sonra Williams'ın telefon rehberinde kayıtlı olan tek numara sizdiniz. Size vereceğim haberi tahmin ediyor gibisiniz, Bay Pat ve Bayan Phoebe Williams'ı kurtaramadık. Çok üzgünüm.'' 

''O.. O iyi olacak mı?'' 

''Louis bedensel olarak iyi olacak, belki eskisinden bile daha iyi. Fakat.. ruhsal olarak biraz desteğe ihtiyacı olacak gibi görünüyor. Ailesini kaybetti ve yanında bir tek siz kaldınız, kız arkadaşıydınız, değil mi?'' 

Evet anlamını veren bir sessizlik ve hafif bir baş sallantısı sonrası, doktor devam etti,  ''Dediğim gibi, efendim. Biraz ruhsal terapi alması onun için en sağlıklı olanı. Doğru kararı verebileceğinize inanıyorum. İsterseniz size bir kartımı..''

''Teşekkürler.'' 

''Pekala, nasıl isterseniz. Williams'ın taburcu işlemlerine iki gün sonra başlayacağız. Bay ve Bayan Williams'ın cenaze işlemleri ise bitti. Ne zaman isterseniz alabilirsiniz. İyi günler.'' 

Sözlerin tükendiği ve yüreğinin konuştuğu andı, tek başına kalmış ve onu yalnız hissettirmeyen erkek karanlıkta kayboluyordu. Macconi ve ailesi iki yıldan beri görüşmüyordu, ölü yada diri olduklarına dair en ufak bir fikri bile yoktu. Gözyaşlarını saklamak için bir sebebi olmayan genç kız, Louis'in yanına doğru yaklaştı ve gördüğü manzarada bir değişiklik yoktu. Uzun sarı ve kıvırcık saçları darmadağın olmuş ve yüzünde perde gibi sallanıyordu. Ve şuan düştüğü karanlığı anlatan siyah gözleri tavandan ayrılmıyordu. Elleriyle yüzüne düşen saçlarını geriye doğru atarken Louis, derin nefesler almaya başlamıştı. Tavana bakıp süzülmekte olan gözleri büyümüş ve nefes alış verişi hızlanmıştı. 

''Louis?!'' 

''Geliyorlar!'' 

Gecenin Kraliçesi: The GarciaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin