Gecenin Kraliçesi: The Garcia

1x09 ✓ ''Resurrectionem''

✓ Arkadaşlar, emeklerimin karşılığı olarak yorumlarınızı lütfen esirgemeyin. Yorumlarınız votelerinizden daha önemli ve durum böyle devam ettikçe bölümler sürekli olarak gecikiyor. Anlayış göstermenizi umuyor ve keyifli okumalar diliyorum. :) 

 9.BÖLÜM 

Raymond, onca yılın ardından kardeşiyle uzlaşabileceğine inanmanın hayatınca yapacağı son şey olduğuna inanıyordu. Eskiden Evan için her şeyi göze aldığını düşündüğünde şimdi geldikleri nokta onu şaşırtıyordu. Yoksa rahatsız mı ediyordu? Sanırım Raymond'ın şuan için rahatsız olduğu tek şey Evan'ın umursamaz, egoist tavırlarını sürdürerek gündüz vakti içmeye devam etmesiydi. Boğazını temizleyerek elini ağzına götürürken Evan'ın gözleri kardeşine kaydı. 

''Bana bir açıklama yapman gerekmiyor mu?'' diyerek gözleriyle Evan'ı yiyip bitirmeye yaklaşan Raymond hala tam anlamıyla kardeşine olayın ciddiyetini gösteremediğini onun hala kendisine bakan şaşkın gözlerinden fark edebiliyordu. 

''Ne?'' dedi, Evan. ''İçki içerken senden izin almam gerekmiyor sanırım.''

''İçki içmen umurumda değil, Evan. Ben sadece senin rahatlığından rahatsızım. Dün bana söz ettiğin konu üzerinde düşünmemiz gereken bir konu. Önemli bir şey değilmiş gibi içki içip, alem yapmamızı gerektiren bir konu değil.'' 

Raymond, kardeşinin rahat tavırlarının altından her zaman birşeyler çıkacağını bilirdi. Eğer öyle olmasaydı iki gün önce kin kustuğu kardeşiyle sadece düşmanları için uzlaşma planıyla geri gelmezdi. Söz konusu Evan'sa planlarını dinlemek için alfabeyi ezbere biliyor olmanız gerekirdi. 

''Sana Marcus'un yerini bildiğimi söylediğim zaman hemen yarın gidip onu öldüreceğiz demedim.'' diyerek konuştuktan sonra boş viski bardağını masaya bıraktı ve ağzını temizleyerek devam etti. 

''Şuan aklımda olanı merak ettiğini biliyorum ama gözetlenirken bunu konuşmamız imkansız.'' Raymond Evan'ın böyle söyleyerek kimi kastettiğini anlamak amacıyla gözlerini Evan'ın omuzundan yukarıya bakacak şekilde ileriye doğru dikti ve kapının eşiğinden kendilerine doğru gelmekte olan Sarah'ı fark etti. 

''Yani,'' diyerek arkasını dönen Evan ''Bunları özel olarak konuşabileceğimiz bir yere seni davet ediyorum. Gelmemezlik etmezsin umarım.'' dedi ve Raymond'ın onu takip edeceğini umarak kapıdan dışarıya çıkmak için ilerlediğinde Sarah'ın yanından geçerken gözlerinin içine baktı ve alaycı bir ifadeye bürünerek ''Yakında görüşürüz güvercin.'' dedi. Sarah, Evan gittikten sonra önünden geçmeye çalışan Raymond'u durdurarak sorularından ciddi cevaplar almaya bekledi. 

''Hey, nereye gidiyorsunuz?'' 

''Sanırım Evan'ın bana anlatmak istediği birşeyler var. Yani bizimde konuşmamız gereken şeyler. Gün batmadan burada olmaya çalışacağım.'' Sarah, pekala anlamını veren bir tebessümle Raymond'ın içini ısıttı ve onunda tam olarak evden çıktığını gördüğünde gün boyunca ne yapacağı üzerinde kendi kendine düşünmeye başladı. 

..

Evan ve Raymond kocaman bahçesi olan büyük bir evin önünde durdular ve etrafa aynı anda bakınmaya başladılar. Ağaçlardaki yeşillikler yok olup kendilerini solgun bir sarılığa teslim etmişti, aynı zamanda yerdeki çimenlerde bu sarılığa eşlik ediyordu. Her adım attıklarında kurumuş yaprakların çıtırtısı dolduruyordu kulaklarını. Evin merdivenleri kurumuş yapraklarla süslenmişti adeta, camlar kırılmış, çatı çökmeye yüz tutmuş ve kesinlikle o eski muazzam görüntüsünden eser bile kalmamıştı.