BÖLÜM 7

158 25 17
                                    

"Özgürlük hiçbir zaman üzgünüm dememektir. "

                       Sydney Lumet

Babasının dönmesini beklerken Inès olabildiğince çok şey öğrenmeye karar vermişti. Tabi sadece meydana gelen cinayet hakkında değildi öğrenmek istedikleri.

Ana girişin yakınında bir banka oturdu.

Cedric de hemen yanına geldi.

Inès çantasındaki not defterini ararken Cedric sordu :

" Ee, nasıl? "

" Ne,  nasıl ? "

" Babanın polis olması. Nasıl bir duygu? "

Inès soruya soruyla yanıt verdi :

" Peki,  bir hizmetlinin çocuğu olmak nasıl bir duygu? "

Cedric kızmamıştı.

" Haklısın, sorum aptalcaydı.Özür dilerim."

Inès biraz bekledikten sonra gülümsedi.

Ardından elinin tersini ağzına götürerek esnedi.

" Sorun değil "dedi.

Çantasından not defterini göstererek yeniden sordu.

" Bu ne için?

Bu  sefer  Inès, Cedric ' in sorusuna şakayla yanıt vermeye karar verdi.

" Meraklıları konuşturmak için! "

Cedric kızardı.

" Meraklı davrandığımın farkında bile değilim. Sanırım babamın mesleğinden kalan bir şey..."

Inès bir kahkaha attı.

" Bana da oluyor bazen. "

Bir sessizlik oldu.Ardından Inès söze girdi.

Sesi titriyordu.

" Eğer gerçekten bilmek istiyorsan, not defterime ünlü kişilerin sözlerini yazıyorum. Fransızca hocamın tatil hediyesi. "

Cedric ana girişteki eski küçük evi gösterdi.

" İstersen sana özlü sözlerin yer aldığı sözlüğümü ödünç verebilirim. Fırsat bulduğunda geri getirirsin... "

" Orada mı oturuyorsun? "

" Babamla orada oturuyoruz. Annem ben beş yaşındayken öldü. "

Inès başını eğdi.

" Üzüldüm. Benim annemle babam da ayrı. Bu bile çok kötü. "

Cedric, neyse boşver der gibi sağ elini salladı.

" Bilemezdin...Burada ne yapıyorsun? "

" Normalde annemle Paris'te yaşıyorum.  Tatilleri babamın yanında geçiriyordum. Tam beni gardan almıştı ki telsizle haber verdiler. "

Yine bir sessizlik oldu.

Inès bir an kendisinin tam bir embesil gibi davrandığını fark etti. Babasını izlediği kadarıyla eğer bir şahidin güvenini kazanmak istiyorsa önce onu rahatlatmalıydı.

Inès ise tam tersini yapmıştı.

Hizmetlinin oğlu şimdi savunmaya geçmişti.

Ve ona eğer acı veren olayları hatırlatırsa hepten içine kapanabilirdi.

Konuyu değiştirmeye karar verdi.

" Kaçıncı sınıftasın? "

Cedric suratını astı.

" Birinci sınıftayım, bir sene geç başladım."

" Hangi lisede? "

" Burada, bu lisede. Babam burada çalıştığından beni hoş görüyorlar. "

Inès anlamamıştı."Tam olarak ne demek istiyorsun? "

" Yani o ufak burjuvalarla aynı çevreden gelmiyorum ve bunu bana hissettiriyorlar! " Anladım.Annem beni özel bir okula yazdırmıştı .Kızlar okulu mahvediyordu. Hiç kolay değil... "

Cedric başıyla evet dedi. Inès defterindeki sözlere şöyle bir baktı. Ardından umursamaz bir edayla :

" O zaman kurbanı tanıyor olmalısın " dedi.

" Evet, herkes Mathias ' ı tanır.Bu lisenin en eski  gözetmenlerindendir. "

Inès bir an tereddüt etti ,sorgu anı gelmişti.

Sanki bir uçurumun ortasında bir çelik  halata tutunuyordu. En ufak bir yanlış adımında aşağı düşebilirdi. Babasının tutkusunu gitgide daha iyi anlıyordu.

Polis memurları ip cambazı gibiydi, çalışmak için adrenalin alıyorlardı.

Inès bu mesleği seviyordu. Dünyada bu kadar sevdiği başka bir şey yoktu.

"Kim onu öldürmek  isteyebilir ki? "diye sordu umursamaz bir tavırla.

Cedric ayağa kalktı.

"  Mathias ' ı  pek seven yoktu.Kendini şerif sanıyordu, bütün öğrencilere baskı kurardı.

Ot içenleri, akşamları yatakhanedeki aşıkları yakalardı.

Ama söz konusu öldürmek olunca kimsenin bunu yapacağını sanmıyorum. "

" O zaman dışarıdan birinin mi yapacağını düşünüyorsun? "

" Mümkün değil. Bina bankadan bile daha iyi korunuyor. Öğrencilerin aileleri güvenlik için yüklü paralar ödüyor. "

Cedric bir an tereddüt etti.

" Ne oldu?  " diye sordu Inès merakla.

" Birkaç gün önce bir son sınıf öğrencisinin yemekhanede onunla çok fena tartıştığını duydum. Mathias ' ı onun kız arkadaşını rahatsız etmekle suçluyormuş. "

" Adı neymiş? "

" En ufak bir fikrim bile yok. Görünüşe göre Mathias onu herkesin önünde başından defetmiş, çocuk da intikam alacağına yemin etmiş. "

Inès artık daha fazla soru sormaması gerektiğini düşündü.

Yoksa  Cedric birşeylerden şüphelenmeye başlayabilirdi.

Cep telefonunun saatine baktı.

" Umarım babam beni yine unutmaz. "

Cedric ufak evi gösterdi.

" İstersen benimle gel ,sana sözlüğümü vereyim. "

Inès gülümsedi.

Eve doğru ilerlerlerken yanlarından bir grup öğrenci geçti.

Cedric onlara eliyle selam verdi ama diğerleri umursamadı.

" Bu burjuva çocukların hepsi aynı! " diye mırıldandı.

" Burada ne yapıyorlar? Tatilde değiller mi? " diye sordu Inès.

" Onlar değil. Sınav sonuçları iyi olmadığı için buraya özel derse gelen yaklaşık yirmi kadar öğrenci var. "

" Sen de bu yirmi öğrenciye dahil misin? "

Cedric kapıyı açtı . Ardından Inès ' in sorusunu yanıtladı :

" Ben yılın her günü buradayım! "

SUÇLU KİM?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin