(Bölüme söz bırakmak istedim.
-Bir erkegin yumrugundan daha ağırdır bir kadının son sözü bir dişlerini döker diğeri ise düşlerini.
-Bölüm şarkısı : Ebru gündeş = Gönlümün efendisi)Nine her zaman ki gibi tabloya bakıyordu. Ama farklıydı kaşları çatık gibiydi. Elini tablonun üzerinde gezdirdi. Agzından çıkan sözler sanki sinirini yansıtır gibiydi.
"Sizi ne kadar sevsemde beni nasıl yıktıgınızı unutmadım. Hiç mi içiniz sızlamadı. Başkasını dokunurken. Ben sizden başka gözlere bakmaya korkarken! Ama şuda bir gerçek ki sizi ben hiç aldatmadım. Özellikle sevgim konusunda "
İçinden 'her ne kadar o gün yalan söylemiş olsam da.'
Nine cama vuran kar tanelerini izlerken o hikayeyi anlatmasını beklediklerinin farkındaydı.
"Bugün anlatıklarımı aklınızdan çıkarmayın. Şunu iyi bilin ki ilerde hayatınıza alacagınız eşler o gün kü prenses gibi sessiz olmaz. O sustu çünkü başka şansı yoktu."
Çocuklar şaşkın şaşkın ninelerine bakarken. Kızı olanları biliyormuş gibi derin bir iç çekti.
"Soon deok o gün içinde onu kavuran sıkıntı ile uyanmıştı."
*Goryeo Krallığı Kral TaeJong dönemi*
Soon deok içinde ki sıkıntı ile gözlerini aralamıştı. Sanki onu öldüren bir şey vardı. Neydi bu anlam veremiyordu. Yataktan kalkıp odaya girip üzerini giydi. Leydiler ortada olmadıgına göre saat henüz erkendi. Tam odadan çıkacakken prens orada olmadıgını fark etti. Neredeydi bu haylaz prens?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARAY HANIMI
Historical Fiction"Çok eski zamanların aşkı efsanevi olurmuş. O zaman ihanet yokmuş. Yaşamak için öldürmek varmış... " "Ama Nine niye burada kestin ki?" Nine aklına gelen hatıralar ile gülümsedi. Çocuklar bu gülümsemeyi normal sanarken aslında içinde bir çok acıyı ba...