Death To Birth (A Captain America: The Winter Soldier Fanfiction)

chapter 3

Müzenin giriş ve çıkış kapısını gözetlemek için uygun bir yer bulmak zor olmamıştı, ağaç ve çalılıkların arasında kendine karanlık bir yer seçebilmişti. Siyah kıyafetleri de başkaları tarafından fark edilmemeyi kolaylaştırıyordu. Bunca yıllık görev hayatında, her zaman karanlık noktaları seçerek kendini güvence altına alabilmişti. Görev hayatını bitiren ise tek bir hata olmuştu; onu karanlıktan çıkarmasına izin verdiği bir adam. Bildiğini sandığı her şey parçalanmıştı, yalandı. Hayatının görev olmadığını ve güvenebildiği bir arkadaşı olduğunu öğrenmişti. Ancak buna inanmıyordu.

Ben senin arkadaşınım…

Sen benim görevimsin…

Kapıdan hızla çıkan adamı izlemek, artık görevinin bir parçası değildi. Rapor verebileceği hiçbir üssü kalmamıştı. Kalacak evi yoktu, çaldıkları dışında parası ve kıyafetleri yoktu, tek yapabildiği kendini savunmak ve dövüşmekti. Hiçlikte yüzüyordu, yaşadığı çevreye uyum sağlayamıyordu, normal insanların serseri gözüyle bakıp uzaklaştığı bir insana dönmüştü.

James “Bucky” Barnes, doğum tarihi 1917, doğum yeri Brooklyn. Ekranda ona bakan resminin yanında yazanlar buydu ancak bunları doğrulayacak şeyleri hatırlayamıyordu. Okuduklarıyla kim olduğunu öğrenmişti ancak anlatılan hayat onun hayatı değildi sanki.

Ölü gözleri, bir yabancıya bakıyordu..

Hatırladığı tek şey ise takip etmekte olduğu sarışın adamdı. Onu karanlık sokaklarda takip ederek nereye varacağını bilmiyordu; ancak ona ulaşmak için bu kadar çaba sarf eden o adamın, cevaplara sahip olduğunu biliyordu. Steve Rogers; yabancı bir isim ama tanıdığı bir yüz. Ona hassasiyetle bakan gözler, kendisinin bile hatırlamadığı bir isimle seslenen biri. Bucky… Bucky de kimdi ?

Bu soruya verebilecek bir yanıtı tüm öğrendiklerine rağmen yoktu ve bu yüzden Steve Rogers’ı takip etmeyi sürdürdü.