Benim küçük olarak başlattığım öpücüğü o derinleştirmeye başlamıştı. Koltukta yatar pozisyondan rahat bir pozisyona geçiş yapmak için yerinde kıpırdandı. Belime yerleştirmiş olduğu elleri ile kıpırdamamı engelliyordu.
Kendimi onun büyüsü kapılıp sarhoş olmuş gibi hissediyordum. Asıl güzel olan şeyde buydu. Hiç bir zaman ona karşı hissettiklerim eksilmiyordu. Aksine her geçen zaman biraz daha artıyordu.
Ve onun yanında olup kendini huzurlu hissetmek, paha biçilemezdi.
Dirseklerinden aldığı destek ile bulunduğu pozisyondan kurtuldu. Bitmemiş olan öpüşmemizi daha da hızlandırıyordu.
Koltukta oturur bir vaziyette olduğunda beni bacağına daha çok yerleştirdi. Ciğerlerimde ki havanın tamamen bittiğini hissettiğimde geri çekilmek zorunda kaldım.
Kapamış olduğu gözlerini araladığında, kıpkırmızı dudakları ve zümrüt yeşili gözleri onu eşsiz kılıyordu. Nefessiz kaldığımızdan dolayı göğsümüz hızlıca inip kalkıyordu.
Seslice yutkunduktan sonra alınlarımızı birleştirdi. İkimizde sadece iki günde birbirimizi deli gibi özlemiştik. Bir de onsuz geçecek olan aylar geldi aklıma birden.
Tura çıkmasına çok az kalmıştı. Aylarca süren turda belki doğuma bile yetişemezdi. Bu beni biraz olsun endişelendiriyordu. Çünkü benim hayalimde kızımızı birlikte karşılamak vardı. İlk anlarımızda beraber olmak istiyordum.
Şişmiş ve kızarmış dudaklarını araladı. Dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Alınlarımız hala birleşikti.
Bu anı bozmak istemiyorum. Saatler, dakikalar, aylar, yıllar... Her şey onunla birlikteyken sonsuzluğa gidebilirdi. Yeter ki o benim yanında olsun.
Ona sarılıp bir daha bırakmamak istiyorum hatta öyle bir şey ki üzerine ' Benim ' yazıp kimseyi yanına yaklaştırmamak bile geçiyor aklımdan. Ama sonrdan bu fikirlerin çok bencilce olduğunu düşünüyorum. Onu seven milyonlarca kız varken... Ama yinede "O benim"
Bir süre öyle durduktan sonra artık bazı şeylerin vaktinin geldiğini anladım.
" Özür dilerim. "
" Özür dilerim. "
ikimizinde aynı anda söylediğimiz şey üzerine hafifçe kıkırdadım. Ne ironi ama!
Üç saat önce ' Ben özür dilemem! ' diye söylenen kız, şimdi özür diliyor. Üstüne üstlük yaptığı hataların affolması için milyonlarca kez dua ediyor.
" Seni çok özledim. " Sesinde ki boğuk tını bu cümleyi daha güzel kılıyordu. Onu seviyordum.
" Bir daha sakın kavga etmeyelim, tamam mı? "
" Eğer beni sinir etmezsen kavga da etmeyiz. "
Ah ne güzel bir fikir ama! Koluna sıktığım yumruğu indirdim ve sinirle söylendim.
" Kapa çeneni ve beni buradan çıkar! " Belimde olan kollarını daha çok sıkılaştırdı ve beni kendine çekti.
Kollarımı boynuna doladığımda, burnumu boynuna gömdüm. Sonuçta çok uzun zaman bu kokuya hasret kalacaktım.
" Bence bu anın tadını çıkarmalıyız yani diyorum ki böyle pozisyonumuzu bozmadan kalalım. "
" Bunu isteyeceğini pek sanmıyorum. Çünkü şu anda bacağında bir fil ağırlığında insan oturuyor. "
" Birincisi bir fil değilsin. İkincisi eminim ki o salaklar birazdan burada olacak. Zamanlamaları bok gibi. "
Ellerimi boynundan yavaşça göğsüne doğru kaydırıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry's Baby || h.s
Fanfiction...Harry kucağında Darcy ile içeriye girdi. Hem onu seviyordu hemde bana getiriyordu. Kucağıma verdiğinde gözyaşlarımı tutamadım. Saçları kahverengiydi. Gözlerini tam açamadığı için göz rengini göremiyordum. Ama yanakları tombik tombikti ve sürekli...