Tencereyi ocaktan aldım ve tezgahın üzerine bıraktım. Yaptığım çorbadan nefis kokular geliyordu. Dolaptan bir kase çıkardım ve kasenin yarısından biraz fazlasına çorbayı koydum. Çorbayı tepsiye koyduktan sonra tepsinin içindeki her şeyin tam olduğuna emin oldum ve içeriye geçtim.
Harry, koltukta kıvrılmış bir vaziyette yatıyordu. Beline örtmesi için getirdiğim bahtaniye ile tüm vücudunu sarmıştı. Böyle yaparsa ateşi düşmez ki!
Elimdeki tepsiyi masanın üzerine bıraktım.
Dudakları, burnu ve yanakları kıpkırmızı olmuştu. Şişen dudaklarını nefes almak için aralamıştı. Elim ile saçını okşadım.
'' Kıvırcık hadi biraz yemek ye. '' Alnının üzerine bir öpücük kondurdum.
Bana bulaştırma ihtimali olsa bile önemsemiyorum.
'' Hadi hayatım. '' Üzerindeki bahtaniyeyi yarıya kadar indirdiğim zaman direk geri çekti.
'' Ç-çok ü-üşüyorum. '' Titremesi dün akşamdan beri geçmemişti.
'' Harry çok kötü gözüküyorsun. Hadi biraz bir şeyler ye. Daha sonra ilaçlarını içersin. '' Koltukta boş kalan yere yerleştim.
Yanağına ve boynuna öpücük kondurdum. Gözlerini zorla araladı ve oturur pozisyona geçti. Ona yardım ettikten sonra sırtının arkasına bir tane daha yastık koydum. Masaya bıraktığım tepsiyi aldım ve çorbadan yudum yudum içirmeye başladım.
'' Ama gerçekten canım bir şey istemiyor. '' Sesi kalın ve boğuk çıkıyordu. Burnunu çekti ve inledi.
'' Çok güzel zamanlama oldu böyle. Bir dünya işim vardı benim. '' Elleri ile terlemiş saçlarını geri ittirdi.
'' İyileşeceksin hayatım. O zaman halledersin işlerini. Hiçbir şey senden önemli değil. ''
Elim ile yanağını okşadım ve dudaklarına bir öpücük kondurdum. Bir kaşık daha çorbayı ona doğru uzattım. Saçlarını geri atmaya çalışıyordu.
'' Saçlarını toplamamı ister misin? ''
Kafasını olumlu anlamda salladı. Rapunzel saçlı bir eşim var.
Her zaman bileğimde bulundurduğum lastik toka ile saçlarını tepeden bir topuz yaptım. Benim topuzumdan daha güzel olduğunu söyleyebilirim. Kasede ki çorbayı tamamen bitirdiğinde masadaki boş yere koydum, tepsiyi.
'' Şimdi sıra ilaçlarında. '' Ellerimi ovuşturdum ve koltuktan kalktım.
'' Sakın o bahtaniyeyi üzerine örtme! ''
Üst katta bulunan ilaçları aldığım gibi aşağıya indim. Darcy'nin evde olmamasından dolayı istediğim gibi koşabiliyordum. Koşmak demeyelimde hızlı harekete etmek. Mutfaktan bir bardak su aldım.
'' Evet işte ilk olarak bunu içeceksin. '' Elimdeki hapı ona uzattım bardak ile. Hapı tuttuğunda yüzünü buruşturdu.
'' Daha sonra bunu. '' Diğer hapıda uzattım. Onuda içtikten sonra tekrar yatar pozisyonu aldı.
'' Gemma'yı aradın mı? Darcy nasılmış? ''
'' Halinden memnun olduğunu söyledi. Zaten daha önce hazırda beklettiğimiz sütü vermiştim Gemma'ya. Onun için pek sorun olmaz. ''
'' Sende gitmeliydin. Sanada bulaştıracağım. '' Sabahtan beri bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrarlıyordu.
Darcy ve beni evden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Ama yanıldığı bir şey vardı. Onu asla bu haldayken tek başına bırakmazdım. En son karar olarak Darcy ve Gemma'yı bir süreliğine evden uzaklaştırmıştı. Gemma da direk olarak Darcy'i gezdirmeye götürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry's Baby || h.s
Fanfiction...Harry kucağında Darcy ile içeriye girdi. Hem onu seviyordu hemde bana getiriyordu. Kucağıma verdiğinde gözyaşlarımı tutamadım. Saçları kahverengiydi. Gözlerini tam açamadığı için göz rengini göremiyordum. Ama yanakları tombik tombikti ve sürekli...