Severed Ties- Kopmuş Bağlar- (TR) [2 KİTAP]

Bölüm 5

Bölüm şimdiden söyliyeyim +16-dır. Sizi bilmem ama bana göre öğle. Ben yineden üstüme düşeni yapayım. Bu arada "küfür no" biliyorsunuz. Keyifli okumalar.

______________________

Marinette aniden hapşırdığında, gece onunla kalan Kedinin üzerine düştü. Dün gece Kediyi yatağına kadar götürmek zorunda kalmıştı. Hasta bir Kediyi şezlongda bırakmak istememişti. 

Şimdi buna biraz pişmandı. 

"Seni hasta mı ettim Prensesim?"

Kedi genç kızı göğsünden kaldırdığında titredi. Genç kızın burnu ve gözleri birazcık kızarmış ve göz altları da morarmıştı. Hareketleri öksürdüğü için kısıtlanıyordu.

 "Ne düşünüyordun, seni salak kedi?"

Genç kız mavi gözlerini kısarak ona baktı ve ellerini Kedi'in göğsüne koyarak onu kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. Kedi genç kızın, uyguladığı baskıyı es geçerek konuştu. 

"Haydi prenses gel. Bana biraz daha sarıl. Zaten hastasın, bu yüzden bu durum bir fark yaratmayacak. "

Marinette deri kostümlü çocuğa kaşlarını çattı.  

"Senin yüzünden hastayım. Sana sarılacağımı nasıl düşünürsün? "

Genç kız kızararak omuz silkti. Genç kız bulanık siyah pijama altını ve nereden olduğu hakkında hiçbir fikri olmayan büyük bir gömlek giyiyordu.  

Ama Kedi biliyordu.

Genç erkek siyah tişörte bakarak kıs-kıs güldü. Aslında onunkiydi. Bir gece genç kızın odasına gizlice girmiş ve çekmecesine en az 7 farklı gömlek yerleştirmişti. O Adrien Agreste idi, birazını daha satın almaya gücü yetecekti.

"Lütfen hadi?"

Kedi ona en çok işe yarayan bakış olan, yavru Kedi bakışlarıyla baktı. Üzerindeki kız, onun bakışlarına baktığı için fikrinden vazgeçmeye yakındı. Genç erkek eldivenli ellerini, genç kızın ellerinin üzerine koydu ve Marinette'i isteksizce çekmeden önce kızarmasına neden oldu.  

Genç kız "Peki" diye onayladı.

O kelimeyi söyleyince, Kedi hemen kollarını genç kızın etrafına sardı ve onu göğsüne çekti. 

"Bu daha iyi."

Genç erkek derin bir nefes aldı ve başını genç kızın başına dayadı. Hızlı atan kalbini görmezden gelmeye çalıştı ama sonunda pes ederek gözlerini kapattı. Bu sıcaklığı, Marinette'den aldığı sıcaklığı kaybetmişti. Ve şimdi geri dönmüştü, asla bir daha gitmesine izin vermeyecekti. Onun için yapacaktı. 

"Prenses, hatırlamadığını biliyorum ama seni seviyorum. Seni hala seviyorum. Aman Tanrım, sana aşığım..."

Marinette kafasını Kedinin göğsünden kaldırdığı sırada, gözleri karşılaştı. Genç erkeğin gözleri biraz suluydu ve alnında birkaç kırışıklık vardı.

"Sana çok aşığım, biliyorum suçluyum... Ve kalbinin içinde bir yerde olduğunu biliyorum, sen hala bana aşıksın. "

Kedi öne doğru ilerlerken Marinette hareket etmedi. Genç erkek başını dayadığı yastıktan kaldırdı ve dudaklarını genç kızın dudaklarına bastırdı. Elleri genç kızın koyu mavi saçlarına doğru yol aldı ve onu kendine yakın tuttu. Kolunu onun etrafına sararken. ellerini hafifçe beline bastırdı. 

 "Sana aşığım Marinette. Tanrı aşkına, lanet olsun."

Genç erkek başını geri çekerek fısıldadı ve yeniden yastığa koydu. Genç kızın saçlarında gezinen elini, yanaklarına doğru ilerletti. Marinette'i zayıf bir şekilde kendi üstünde tutarken, genç kız hafif nefesler alıyordu. 

Genç kız dudaklarını yeniden eski konuma getirmek için, başını eğmeden önce, dudaklarını yaladı. Bu hareketi, Kedi'in kalp atışlarının hızlanmasına ve gözlerinin kocaman açılmasına neden oldu. Şikayet ettiğinden değil, sadece genç kızın başka bir öpücük başlatmasını beklemiyordu. Genç erkek hızlı bir şekilde kendini toparladı ve genç kıza karşılık vermek için gözlerini kapattı. 

Marinette'nin hareket ettiğini hissetti, bu yüzden şimdi, genç kızın ayakları üzerinde rahat bir pozisyon almıştı. Kedi, genç kızın belindeki elini sinsice onun kalçasına indirdi ve hareket etmesini sağladı. Marinette'in saçları ikisinin yüzü etrafında bir perde oluştutrarak, bu hallerini daha samimi bir hale getirdi. 

Sadece ikisi için, genç kızın güzel gece yarısı mavisi saçlarıyla yaratılmış küçük bir oda gibiydi. Başka kimse olmadan. Sonra Marinette, Kediyi şaşırtacak bir hareket yaptı ve genç erkeğin dudaklarını hafifçe ısırdı. Genç erkek gözleri genişleyerek, karşısındaki kıza baktı. 

Genç kızın gözleri hala kapalıydı ve onu öpmeye devam ederken sırıttığını hissediyordu. Genç erkek de sırıtarak, intikam almaya karar verdi. Genç kızı daha derinden öperek, dilini onun alt dudağına doğru kaydırdı. Genç kız ona hemen izin verdiğinde, genç erkek onun bu tepkisine memnuniyetle sırıttı. Onun dikkatini diliyle dağıtırken, sol eli kalçasından kıçına kadar sinsice yaklaştı ve hızlıca sıkmaya başladı. Genç kızın verdiği tepkiye karşılık, Kedi yeniden sırıttı. 

Marinette, sürpriz olarak nefes aldı ve ondan uzaklaştı. İki genç, birbirlerine baktığında ağır bir şekilde nefes alıyorlardı. Genç kızın  gök mavisi gözleri, Kedinin çimen yeşili gözleri içinde kaybolmuştu.

"Yakaladım."

Kedi, dudaklarını bir kez daha genç kızın dudakları ile birleştirmek isterken, genç kız nefes nefese konuşmuştu. Marinette'in kıkırdadığını hissetti.

"Mari, bu çok haksızlık."

Genç erkek tıpkı bir bebek gibi sızlandı. 

"Bunu bana yapamazsın."

Genç erkek ne düşündüğünü söyleyip söylememesi gerektiğini düşünürken, dudaklarını yaladı. Sonunda aklında ne olduğunu söylemeye karar verdi.  

  "Seni seviyorum Mari..."

Nefes nefese kalmış, yorgun kız, genç erkeğin üzerinde uzanırken konuştu. 

"Ben de seni seviyorum ..." diye iç geçirdi.

İkili, Kedi'in Marinette'e tutulmasıyla yoğun bir şekilde nefes aldılar. Bunun bir rüya olduğunu ve uyandıklarında gitmiş olacaklarından korkuyorlardı.  

"Karşılık verdiğine çok sevindim."

"Marinette! Alya burada!"

Sabine alt kattan, kızının Paris'in en ünlü süper kahramanlarından biriyle yaptığı şeyden tamamen habersiz, kızına seslendi.

"Gitmeliyim."

Kedi sıkıntı içinde iç çekti. Alya her zamanki gibi mükemmel bir zamanda gelmişti. Marinette'in şişmiş dudaklarına son bir öpücük kondurarak konuştu.

"Hoşçakal Prenses, yarın dönerim."

"Hoşçakal..."

Kedi, balkon kapısına çıkarken, arkasından onu izleyen bir çift gözü hissetmişti.

____________________________

İnstagram: @miraculoustime.tr