Onu seçmişti.
Dünyayı kurtarmak için akumayı yakalamak yerine, kendi dünyasını kurtarmıştı. Prensesini. Marinette'i.
Güçlü bir dezenfektan spreyi kokusu olan hastane odasına duruyordu. Sarı saçlarını eldivenli elleriyle dağıtarak, sabırsızca iç çekti. Marinette'in uyanması için üç saattir bekliyordu ve artık sabırsızlanmaya başlamıştı.
Bir kez daha iç geçirdi ve kız arkadaşının yattığı yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. Genç kızın elini tuttu ve alnını onun karnına koydu.
"Lütfen prenses, uyanmana ihtiyacım var."
Uykusuz geceden sonra yorgunluk yavaş yavaş genç erkeğin üstünde etki gösterirken uyumaya başladı.
Daha önce Sandman denilen genç tarafından Marinette'in itilmesini hatırladı.
"Mari!"
Genç erkek çığlık attı. İkinci bir ihtimal düşünmeden bedeninin genç kızın ardından düşmesine izin verdi. Ona yaklaşarak bileğinden yakaladı ve sımsıkı tuttu.
Ama Kedi harakete geçmeden önce, genç kızın kafası Eyfel Kulesinin metal barlarına çarpmış ve genç kız bilincini kaybetmişti. Kedi onu en yakın hastaneye doğru götürmeden önce, Eyfel Kulesinde korku dolu gözyaşlarını tutamamıştı.
Bir anda Kedi korkunç rüyasından uyandı. Düşünmeye başladı. Daha çok denemeliydi. Onu koruyamamıştı çünkü güçlü değildi. Uğur Böceği gibi değildi. Kara Kedi şanssızlığın tanımıydı, her zaman her şeyi batırıyordu.
Ve şimdi, şanslı olduğu tek varlık, ölüme benzeyen bir hastane yatağında bilinçsizce yatıyordu. Genç erkek bir anda derin düşüncelerinden sıyrılmıştı.
"Prenses!"
Kedi sandalyesinden fırlayarak genç kızın yüzünü kavradı ve yüzünün her tarafına tutkuyla öpücükler kondurdu. Ancak mavi gözlü kız partnerinin onun sivil halini öptüğünü gördüğünde gözleri genişledi. Ellerini onun göğsüne koyarak genç erkeği itti.
"Kara Kedi! Ne yapıyorsun ?!"
Genç erkek ona inanamayarak baktı. Kedi ona kaşlarını çatıp baktığında, genç kız da kaşlarını çattı.
"Ne demek istiyorsun? Seni öpüyorum. İnsanlar sevdikleri kişi yaralanırsa ve sonunda uyanırsa, kız arkadaşları ve ya erkek arkadaşları böyle yapar, değil mi?
Marinette'in gözleri daha da genişledi ve çenesi düştü.
"Sen neden bahsediyorsun-"
Genç kız karmaşa içinde elini ağzına götürdü.
"Alya iyi mi?"
Şimdi Kedinin aklı daha da karışmıştı.
"Ne? Akuma ile savaştığımızda bizimle birlikte bile değildi..."
Genç erkek endişe içinde Marinette'e baktığında, genç kız ondan ayrıldı.
"Evet öyleydi! Okulumdaki mor ve yeşil renkli akuma ona saldırıyordu! "
Kedi genç kıza bakarak sessiz kaldı. Şimdi inanamayarak bakma sırası ondaydı. Kedi konuşmadan önce dudaklarını yaladı.
"Marinette, bu üç ay önce oldu ... Sen...sen cidden bir şey hatırlamıyor musun?"
Marinette başını olumsuzca salladığında, genç erkeğin yüzü düşmüştü.
Eğer bu doğruysa...
Dahası genç kızın onları hatırlamadığı anlamına geliyordu. Konuşmaları ve gülüşmeleri, film geceleri, ilk öpücükleri, ona verdiği kolye ile dolu geç geceleri hatırlamıyordu...
Ve çok daha fazlası...
Hepsi gitmişti, genç erkeğe olan sevgisi...
Ve giden tek şey bu değildi...
Genç erkeğin gözlerinin önünde kırmızı ip ortaya çıkmıştı. Ama ipe ne olduğunu gördüğünde şaşırmıştı çünkü kırmızı ip kopmuştu.
___________________________
İnstagram: @miraculoustime.tr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Severed Ties- Kopmuş Bağlar- (TR) [2 KİTAP]
FanfictionYetişkin içerik vardır! Red String kitabının devamıdır. Severed Ties hikayesinin Türkçe çevirisidir. Hikayenin gerçek sahibi @marichat_sins'den izin alınarak çevirilmiştir. İZİNSİZ KESİNLLİKLE KULLANMAYIN! Hikayenin tadını çıkarın. Sizi seviyorum. M...