Bölüm 8

2.8K 246 94
                                    

Adrien uyandıktan hemen önce Marinette'nin odasından çıkmıştı. Okula gitmek zorundaydı, çünkü Marinette gibi okula o da geç kalmıştı. Tekrar düşündü. Nathalie'ye bir ödev çalışması için, arkadaşında kalacağını söylemesine sevinmişti. Dönüşerek okula gitmeyi, çılgınca koşmaya tercih etmişti.  Arkasını döndüğünde, çok fazla dağınık olan Marinette'i görmüştü.

Acaba onu görmüş müydü ?

Genç kız, "Adrien? Ne," diye derin bir nefes almak için durakladı.

"Neden bu kadar geç kaldın?"

"Peki ya sen? Neden geç kaldın?"

Adrien koşmayı bırakarak, Marinette'in yanına ulaştı.

"Dün gece biraz dikkatimi dağıttım. Derse yetişmek için acele etmeliyiz."

İki genç, sabah uyandıklarında acele etmeden önceki gece ne olduğu düşündüklerinde kızarmışlardı. İkisi de yavaşlamaya çalışırken kapıyı geçip neredeyse birbirlerine ardından zemine çarptılar. Şansa bak ki, ikisi de duvara çarpmadan önce bir-birlerine, ve ondan sonra da duvara yaslanmış olan paspas ve kovayı devirerek, yere yığılmışlardı. Oluşan gürültü, tüm sınıfın dışarı çıkmasına neden olmuştu. Bütün sınıf ya gülüyor, ya da bu sevimli çifte şaşırmış bir yüz ifadesi ile bakıyorlardı. 

Adrien, Marinette inlediğinde ayağa kalkarak genç kızın yanına geldi, ve ıslanmış kıyafetlerine baktı. Baktığı anda gözleri genişledi. Çünkü, Marinette'in soluk pembe sütyenini, sırılsıklam olmuş beyaz gömleğinin altında belirli bir şekilde gördüğü için kızarmıştı.

Genç erkek Genç kızın bu görüntüsünü, Nathaniel ve diğer erkeklerin bazılarının bakışlarından korumak için, hemen önüne geçerek, onu bakışlardan kurtardı. Ona baktıklarını hissedebiliyordu.

"İyi misin Marinette?"

Genç kız başını sallayarak ayağa kalktı ve önünde duran Adrien'i yanına çekti.

"Eğer geç kalacaksanız lütfen bunu yaparken bir şeyi kırmayın. "

Ve Bayan Bustier içeri girince, sınıfın geri kalanı da onunla birlikte içeri girmişti.

"İşte."

Genç erkek, her zaman giydiği gömleğinin kol düğmelerini çözüp üzerinden çıkarırken, yüzünde bir allık oluşmuştu.

"Ne?"

"Bu kuru. Üzerini örtmek isteyebileceğini düşündüm, değil mi? "

Genç kız onun elinde tuttuğu beyaz gömleği çekti.

"Ben sınıfa gidiyorum! Hoşçakal!"

Genç erkek sınıfa geri döndüğünde, genç kız, Alya'nın yanında oturmuş ve genç erkeğin gömleğini giymişti. Yüzü parlak kırmızı rengini almıştı ve Alya onunla ilgileniyordu. Genç çiftin kızarıklığı, genç erkek sessiz-sessiz sınıfa girdiğinde yoğunlaşmıştı. 

"Bize katıldığınız için teşekkür ederim Bay Agreste."

Bayan Bustier, derse tekrar başlamadan önce bunu genç erkeğe söylemişti.  

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Adrien sonunda ders bittiği için daha fazla rahatlamış hissediyordu. İnsanların ona meraklı gözlerle bakmalarından bıkmıştı. O sadece dışarı çıkmak ve Prensesini ziyaret edebilmek için Kara Kediye dönüşmek istiyordu. Genç kız konuştuğu sırada, ona bakıyordu.  

Onu takip ediyordu, ama kimin umurunda?

O, caddeyi geçmeden önce ona yetişmeye çalışırken yürümeye başladı.

"Marinette bekle!"  

 Kız sesini duydu ve Alya'yı terk ederek caddenin karşısına geçmek için acele etmeye çalıştı. Adrien, genç kızın yoluna çıkan hızlı bir araba gördüğünde, genç kız bunu fark etmemişti bile.

 "Marinette!"

Adrien refleks olarak vücudunu öne verdiğinde, kasları da öne doğru ilerlerken daralıyordu. Ellerini genç kızın omuzlarına bastırıp ittirerek, onu yoldan çıkarmıştı. Genç kıza baktığında, irice açılmış çançiçeği gözlerinin, ona baktığını gördü. 

Genç erkek için her şey sanki yavaş ilerliyordu. Vücuduyla genç kızı ittirmişti ama genç kızın baktığı yere baktığında, sarsılarak darbeye hazırlandı ve gözlerini sıkıca kapattı. Ta ki, bileğinin çevresine daha küçük bir el sardığını hissedene ve onu ileriye doğru çekene kadar.

Yaz çimleri yeşili gözleri Marinette'e baktığında sürpriz bir şekilde genişçe açıldı ve her şey normal hızına döndü. Genç kız onu kendine doğru çektiğinde, Adrien Marinette'in üzerinde durmuş bir pozisyonda, ikisi de kaldırımın üstüne düşmüştü. Araba onları bir yarış hızında geçtiğinde, Alya caddenin karşısında onlara doğru koşuyordu.  

"Marinette! Adrien! İyi misiniz ?!"

Alya, ikisine de yardım ederek, endişeli bir şekilde sordu. Adrien Goril'in üçlüye doğru yol aldığını gördüğünde, iki kızın önünde hızla adım atmıştı.

"Merhaba Goril."

Genç erkek yanıt vermekte zorlanarak iç çekti ve yüzü düştü.  

"Sonra görüşürüz çocuklar. Ve lütfen daha dikkatli ol Marinette. "

Marinette, genç erkek, Nathalie'nin beklediği limuzinine doğru yol alırken arkasından evet demişti.

"Nasıl bu kadar umursamaz bir şey yaparsın, Adrien?"

Nathalie'nin, genç erkek limuzine oturduğu sırada söylediği ilk şey buydu.

"Ne yapmamı isterdin? Onun vurulmasını mı?"  

"Evet! O bizim sorumluluğumuz değil Adrien! O caddede dikkatsiz yürümeyi tercih etti. Bizim sorumluluğumuz o değil, sensin. O yüzden onu umursamıyoruz. "

Adrien Nathalie'ye inanılmaz bir bakışla baktı.  

"Bunu nasıl söylersin? O benim arkadaşım! Onu seviyorum-"

Karşısındaki kadın, genç erkeğin söylediklerini dinlerken, genç erkek konuşmayı kesmişti. Nathalie'nin gözlerinde beliren azacık şaşkınlık duygusunu görebilmişti.

"Onu seviyor musun? Saçmalama Adrien. Aşk hakkında düşünmek için çok gençsin.
Minnettar ol, babana bundan bahsetmiyorum. Sevdiğini iddia ettiğin kızı görmeni kolayca yasaklayabilirdi. "

Adrien, genç kadının ifadesinde kaşlarını çattı ve ona kapa çeneni bakışı attıktan sonra, kafasını pencereye dayadı.  

Bu haksızlıktı... 

Onu Mari'den uzak tutamazdılar...

Ve onun yanında yaralanmasına ve ya ölmesine izin vermesini umuyordular.

Onu da kaybedemezdi...  

_______________________

İnstagram: @miraculoustime.tr

Severed Ties- Kopmuş Bağlar- (TR) [2 KİTAP]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin