''Gözde kalk artık.'' Güne bu sözle başladım evet güne puanım 0. Annem değildi bu sefer ama Ege'ydi bana seslenen. ''Tamam!'' Ege yine her zaman ki gibi hazırlanmıştı. ''Acaba ne zaman kendin kalkmaya alışacaksın?'' cevabım belliydi tabi. ''Hiçbir zaman.'' İkimizde gülmüştük. Ben hemen üzerimi değiştirip saçlarımı toka yardımıyla topladım. Çantalarımızı alıp kahvaltıya indik. ''Günaydın benim güzel kızlarım.'' İkimiz aynı zamanda ''Günaydın anne günaydın baba.'' dedik.
Kahvaltımızı bitirdiğimizde çocuklarla buluştuğumuz durağa geldik. Durakta Egemen ve Atakan vardı. Bizi bekliyorlardı. Atakan ''Günaydın.'' deyip saçımla oynamıştı. Her sabah ki gibi günaydın faslı bitti ve biz Yiğit'i bekliyorduk.
Egemen: Nerede kaldı bu çocuk ya.
Ege: Dur ben arayayım onu.
Gözde: Yok yok aramana gerek kalmadı bak geliyor.
Yiğit: Günaydın ama alacağınız olsun be brolar. Biriniz bile gidip Eslem'e sormadınız ya tatile gidiyor muymuş gitmiyor muymuş diye.
Gözde: Ha o iş tamamdır ya ben sordum onu gece de gidecekmiş sana söylemeyi unutmuşum.
Yiğit:Bir tanemsin ya. Görün işte kardeş diye buna denir.
Gözde: Ne demek ya her zaman. Deyip elimle omzuna sert olmayan bir şekilde vurdum.
Atakan: Hadi yürüyün şu otobüse binelim şu sığır geç kaldı zaten bir de şu son şansımızı da kaçırmayalım.
Gözde: Durun çocuklar bir dakika ben size bir şey diyecektim ya unuttum ama şimdi.
Egemen:Dünde demiştin okul çıkışı bir şey söyleyeceğim diye ama yine unutmuştun. Balık hafızalı mısın kızım sen?
Atakan: Tamam lan gitmeyin kızın üstüne hatırlayınca söyler işte.
Atakan'ın beni koruyan sözleri çok hoşuma gitmişti. Gülümsemekle yetindim sadece.Otobüse bindiğimizde her yer doluydu. Normal dolu olması çünkü servisi kaçırmıştık Yiğit yüzünden. Sabah da malum herkes bir yerlere yetişmeye çalışıyor. Olsun be seviyorum yinede benim canım kardeşlerim ve... Atakan. Neyse ki otobüsün son koltuklarına doğru altı kişilik boş yer vardı. Yiğit ile Ege Atakan ile de Egemen oturdu ben yalnız kalmıştım. Her zaman otobüste yalnız kaldığım zaman yaptığım şeyi yaptım. Çantamın ön gözünden kulaklığımı çıkardım ve şu şarkıyı açtım. Gömülür. Bu şarkı benim en sevdiğim şarkıydı çünkü.
Okula geldiğimizde ilk dersin kimya olduğunu bilerek sınıfa doğru hızlı adımlarla yürüdük çünkü zilin çalmasına bir kaç dakika vardı. Koridorlarda gezen bizim sınıftan çocukların üzerinde eşofman vardı. Biz onlara onlar bize bakıyorlardı. Yanımdan geçen adının Batu olduğunu hatırladığım çocuk bize bakıp gülüyordu. Haliyle sinirlendim tabi. '' Ne gülüyon be komik bir şey mi var? İşte her zaman ki okul kıyafeti .'' Batu'nun hala gülmeye devam etmesi beni sinirlendirse de son cümlesinden sonra mahcup olmuştum. '' İşte bende ona gülüyorum ya. Ders programı değişti dün de sınıfa söylerken sana da vermiştim programı sende ben bizim çocuklara söylerim demiştim. '' Evet dün tam da bu olmuştu hem çocuğa karşı mahcup olmuştum hemde bizimkilerin ceza almasına sebep olacaktım. ''Pardon Batu ya.'' Kafasını önemli değil biçiminde sallayarak yanımdan uzaklaşmasıyla bizimkiler döndüm.''Çocuklar vallahi kusura bakmayın ya unutmuşum sabah da demiştim ya hani size bir şey söyleyeceğim ama unuttum diye işte buydu.'' dedikten sonra çantamda ders programını aramaya başladım. ''Gözde nasıl unutursun ya bütün günümüz ona bağlıydı. '' Ege derslerine düşkün olduğundan onun için çok önemliydi tabi.
Yiğit: Benim için değişen bir şey yok ben zaten dersi dinlemiyorum ki. Ama şu cezalar kısmı kötü oldu.
Egemen: Gözde be! ne yapacağız şimdi neyse tamam bir şekilde buluruz çözümünü üzülme sen.
Atakan: Şimdi sen üzülmüyorsun bu günümüzü de ceza yiyerek geçiyoruz tamam mı?
Tamam dercesine başımı olumlu şekilde salladım. Ege'nin dediğini yaparak ders programına baktım. İlk dersimiz bedendi bunu biliyorduk az önceki çocuklardan ama diğer dersleri bilmiyorduk. Eğer beden dersinde okuldan kaçabilirsek kitaplarımızı alma imkanımız vardı. Hemen sonraki derslere bakmaya başladık ama zilin çalmasıyla spor odasına doğru koştuk. Geldiğimizde nefes nefese kalmıştık. Hemen çantalarımızı koyarak sıraya geçtik ki öğretmenin bizi diğerlerinden ayırması zor olmadı. ''Siz beşiniz kalın diğerleri bahçeye. '' emri de verilince spor odasından çıkmaya başladılar sonunda beşimiz kalınca hoca bize cezamızı söyledi. Çok saçmaydı şu beden dersinde okul kıyafetli olunca bahçeye çıkılmaması. Cezamız da belliydi tabi. Spor odasını temizlemek. Az önce ders programına bakarken bir plan kurmuştuk okuldan kaçma planı. Şartlar değişince bizde planı değiştirdik tabi. Ege ve Mert gidecekti sadece. Mert ile aynı sınıfta değildik. Mert'in dersi biyolojiymiş öğretmen de bugün gelmediği için Mert de bize yardım edecekti. Ege Mert'e her şeyi anlatınca okuldan kaçmak için bir yol bulduk. Kör noktalarda bize yardımcı oldu tabi.
Ege ve Mert hepimizin evine dolaşıp kitapları getirecekti normalde o kadar kitapları taşıyamazlardı ama Mert'in motoru ile gittikleri için alıp geleceklerdi. Bize gelirsek de aramızda iş bölümü yaptık. Spor odasını temizlemeyi normalden daha erken bitirdik çünkü Dilay da bize yardım etti. Okul nöbetçisiydi bugün bizde bizim sınıfın çalışkan öğrencilerinden olan Selin'i diktik oraya hem ders çalışırdı hem de bizim işimize yaramış olurdu diye. Bayağı işimize de yaradı zaten. Kalan vaktimizde şu boş zamanlarımızda oynadığımız saçma ama eğlenceli olan oyunumuza devam ettik. Ege ile Mert hala gelmemişlerdi.
Atakan: Ee kim kime soruyor?
Dilay: Ben soruyorum ama kime soracağım...Buldum sorum Gözde'ye.
Gözde: Sor bakalım neymiş o soru?
Dilay: Şimdi siz Ege ile kardeşsiniz ya aynı yaştasınız ama ikiz değilsiniz bu nasıl oluyor?
Gözde: Bu soruyu pas geçebilir miyiz ya? Bunu ben sana daha sonra anlatsam. Şimdi Ege gelir olur mu sonra şey yapsam ben bunu?
Dilay: Tamam nasıl istersen ama kaçışın yok bak ona göre.
Yiğit: Tamam anlatır anlatır bir ara o bizimkiler nerede kaldı ya?
Dilay hiç beklemediğim yıllardır konusu bile açılmayan soruyu sormuştu. Cevap veremedim çünkü benim için önemli bir konuydu.O an da Atakan , Egemen ve Yiğit benim halimi anlamıştı ve üzülmüşlerdi fark edebiliyordum. Bu yüzden konuyu falan değiştirdiler. Dilay'a da kızamazdım ki şimdi ben kız nereden bilsin Ege'nin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynı Gökyüzünün Altında
Teen Fictionİlk okuldan beri aynı sınıfta kalmayı başaran 5 yakın arkadaşın hikayesi... Var mısın benimle bu hikayeye eşlik etmeye? Umarım sıkılmazsınız . İyi okumalar...