Davetsiz Misafir - 2

181 21 20
                                    

   "Sende gerçekten büyük bir yetenek var. Muhteşemdin!" karşımdaki saçları kahverengiden sarıya çalan, orta boylu genç kıza hafif bir şekilde tebessüm ederek baktım.

   "Teşekkür ederim."

   "Sadece teşekkür mü? Emin ol senin yerinde başka biri olsa bunu kullanarak ego kasardı." dediklerini zihninde canlandırmış olacak ki hafifçe kıkırdadı.

   Bunun üzerine ben de aynı şekilde gülerek karşılık verdim, "Emin olabilirsin ki ben o tiplerden değilim."

   Gülümsedi nazikçe, "İşte bunu sevdim. Peki ne yapıyorsun burada yalnız başına?"

   Asıl sıkıntının olduğu konuya gelmesi içimi rahatlattı, sahneye çıkarken kullandığım merdivenleri yeniden kullanarak aşağıya inerek yanına gittim ve fazla samimi olmayan bir mesafede durdum.

   Uzaktan güzel bir kız olduğu belli oluyordu ama yakından daha da güzel olduğu sonucuna vardım.

   Gören her erkeği durup, yutkunduracak kadar güzel...

   "Beni Mehmet Hoca göndermişti aslında, düzenlenecek tiyatro için sahne kurulmasına yardım edecektim."

   Gözlerinin içi parladı bir anda, sevindiğini anlayabiliyordum. "O zaman iyi ki buradasın, çünkü o ukalalarla yalnız başıma uğraşabileceğimi hiç sanmıyorum."

   "Ukalalar mı? Tek ukalanın Mert olduğunu sanıyordum." dedim yüzümdeki hayal kırıklığı ifadesini saklamaya çalışarak.

   "Ohooo," dedi elini daha çok var der gibi sallayarak, "O daha ne ki? Beterin beteri var valla şimdiden hazırlıklı ol fazladan kasıntı insan görmeye."

   Yüzümü buruşturdum memnuniyetsizliğin vermiş olduğu sıkıntıyla. "Ne yapalım artık, başa gelen çekilir."

***

   Yarım saat ya geçmiş, ya geçmemişti ki salonun ihtişamlı kapıları hızla açıldı ve Mert akabinde birkaç genç ile salona kapının açılması kadar hızlı olacak şekilde giriş yaptı.

   Ben ise o sırada, adının Müge olduğunu öğrendiğim kızla sohbete dalmıştım. İkimiz de kapı ve ayak seslerini duyunca irkildik.

   Mert ukalalığından bir parça dahi kaybetmeden karşımıza geçmiş ters ters bize bakıyordu.

   Ayağa kalktım kendime telkinler vererek, sakin ol Defne, sakin ol. Sakin.

   "Mehmet Hoca'dan seni buraya göndermesini bize bir yardımın dokunsun diye rica ettim. Oturup iş arkadaşlarımı da yaptıkları işlerinden et diye değil." dedi Mert soğuk ve oldukça sert bir tavırla.

   Ne yani Mehmet Hoca, beni buraya Mert istediği için mi göndermişti? Yaşadığım sinir harbini kelimelere bile dökemez hale gelmiş, farkında olmadan sol elimi yumruk yapıp sıkmaya başlamıştım.

   "Ya bana baksana sen. Kim oluyorsun da benimle böyle konuşmaya cüret edebiliyorsun?" tam bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki ben konuşmamı sürdürünce susup konuşma sırasını beklemek zorunda kaldı. "Ayrıca buraya vaktinde teşrif etseydiniz, biz de sizi böyle boş boş oturup beklemiyor olurduk! İşimiz gücümüz var herhalde."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşkın Simgesi - DefÖmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin