Hayattan pek de umudu ve amacı olmayan ben, bir gece vakti ailesini uyandırmadan ve abisi yatağına yatmaya gelmeden bu yazıya başladım.
Boğazınıza kadar battığınızda ve artık genzinize takıldığında sorunlar; tek çare ağlamaktır. Ben de öyle yaptım zaten. Herkes öyle yaptı, yapıyor, yapacaklar.
Çünkü bu insanoğlu uzaylılardan bile garip.
Çünkü hayallerimiz insanoğlundan bile garip.
Adaletin olmadığı dünyada adalet savunucuları var. Bakın işte bu daha garip.
Ağladıktan sonra o rahat nefes alış verişler -sanki naneli şeker yemişsin gibi-, uyku çöken gözler, yanaklarda kuruyan gözyaşları, onların verdiği ferahlık ve en çokta o kirpiklerin neminden gelen soğuk... Tarifi imkânsızlar listesi.
Ben sadece o soğuğa alışabilirim. Kendimden gelene. Ne kadar soğuk olursa olsun, bana göre hep daha sıcak olacaktır.
Ne kadar acıtırsa acıtsın, sonunda yaşayacaklarım için hırs olacaktır.
Ne kadar isyan edersem edeyim, ne bu hayat beni bırakacak ne de benim siluetim bu hayatı bırakacaktır.
Bu hep böyleydi... Böyle de devam edecek... Etmek zorunda.
*
Hayatımı kitabıyla değiştiren o müchever insana bu bölümü ve kitabımın ilk adımını ithaf ediyorum. :) SERT ve KORKUSUZ kitaplarının yazarı; inan bir yazar bir okuyuca en fazla senin bana aktardığın gibi bir değişiklik aktarabilir. Ne kadar teşekkür etsem az. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuk Aklım Serisi•1 Fırça Darbem
Romanzi rosa / ChickLitBir erkek en fazla ne kadar sevebilir? Ve aralarındaki engeller en fazla ne kadar büyük olabilir? Her fırça darbesi tablodaki duyguya bir anı daha ekler. Onun için her darbe bir anı, her anı yeni bir macera, her macera ise bir aşk idi. Ama kim ner...