16.04.2016
Yoongi'nin Anlatımından
Akıp giden zaman, söylenenin aksine hiçbir şeyin çaresi olmamıştı.
Günler geçmişti, haftalar ve aylar.
O geceden sonra onu bir daha hiç görmemiştim, sesini bir kez bile duymamıştım.
Zamanla alışmam gerekiyordu, artık bu hayatta yalnızdım. Bu bana çok yabancı bir duygu değildi eskiden, şimdi ise her gün içimi kemirerek beni öldürüyordu.
Çünkü eve dönme sebebim yoktu, uyanık kalmak için bir neden bulamıyordum.
Çalışırken bitmesi için sabırsızlık duymuyordum, bitince yapacağım tek şey eve gidip uyumak olacaktı. Neden sabırsızlık duyacaktım ki?
Hayatımdan sadece bir insan gitmişti, rakam olarak oldukça az olmasına rağmen beni yapayalnız yapmıştı.
Bazen delirecek gibi oluyordum, onunla anılarımız olan yatakta yatıyordum. Ona dokunduğum her an aklıma geliyordu, bana aşkla baktığı zamanlar gözümün önündeydi.
Sonra gözlerimi açıyordum, o hiçbir zaman yanımda olmuyordu.
Hayatım bomboştu, o olmayınca hiçbir şeyin anlamı yoktu. Çabalamanın, nefes almanın ve belki de hayatta kalmanın.
Yine de hala bekliyordum.
Umut insanı yavaş yavaş öldürüyordu, biliyordum ama umut etmekten başka çarem yoktu.
Benim gibi, geceleri gözlerini kapattığında özlemden uyuyamadığı mutlaka olmuş olmalıydı. O beni sevmişti, bu gerçekti.
Geri dönerdi belki, uzak olmak ruhuna iyi gelirdi ve uzaktan bize baktığında gerçekleri çok daha net görürdü.
Geri dönerdi, tekrar biz olurduk ve yaşadığımı tekrar hissederdim.
"Misha, dur kızım."
Bağıran ince bir ses duyunca, odaklandığım nehire bakmayı keserek tepemde dikilen kıza baktım. Elinde tuttuğu ipe hakim olamıyor gibiydi, ipin ucundaki köpek bana doğru dönmüş ve gelmek için çabalıyordu.
"Kusura bakmayın, rahatsız ediyoruz sizi." Köpek elinden kurtularak bana doğru koştu ve etrafımda hızla dönerek, koklamaya başladı. "Misha, dur dedim sana." Tekrar ipi yakalayarak, panikle köpeği kendine çekti. "Kızım, buraya gel çabuk."
"Sorun değil, sakin ol."
Kızın nefes nefese kaldığını fark edince, müdahale ettim. Bir köpek çevremde dolaşıyor diye dünyanın sonu değildi, bu kadar paniklemesine gerek yoktu.
En fazla beş dakika sonra köpek giderdi, ben ise nehire bakarak düşünmeye devam etmek için daha bir sürü saate sahiptim.
"Gerçekten özür dilerim, normalde hiç böyle değildir. Benim dışımda kimseyi sevmez."
Oturduğum çimenlerde dizlerimi kendime çekmiştim, köpeğe bakarak kaşlarımı kaldırdım. Beni sevdiği için mi elimi yalamaya çalışıyordu? "Ah, size bir mendil vereyim. Misha, yeter artık." İpi elinden bırakmayarak, sırt çantasını önüne aldı ve ıslak mendil paketinden bir tane bana uzattı.
Sessizce aldım ve elimi sildim, aslında tiksindiğim söylenemezdi.
"Bu arada ben Mila, sizi üç dört gündür buradan geçerken görüyorum."
Yıllık tatilim gelmişti ve benim yapacak hiçbir şeyim yoktu.
Sera olsaydı, ona ayıracağım bomboş vakitler için içimi kaplayacak büyük mutluluk şimdi yerini sadece kedere bırakmıştı.
İşe gitmemek demek, sadece yalnız olduğumu fark edeceğim daha çok zaman demekti.
"Özür dilerim." Kızın sesiyle yüzüne baktım, sıkıntılı bir şekilde dudaklarını ısırıyordu. "Sapık gibi göründüm sanırım, sadece sabahın erken saatlerinde burada fazla kişi olmaz ve siz köpek falan gezdirmiyorsunuz ya."
Kafamı salladım sadece, Misha bana olan ilgisini kaybetmediği için hala beni koklamakla meşguldü. "Adınızı sorsam çok mu ileri giderim?" Çekingen bir ifadeyle yüzüme baktığında gözlerimi ondan çekerek, düz bir ifadeyle nehire baktım.
"Yoongi."
"Tanıştığıma çok memnun oldum, sizi daha fazla rahatsız etmeyelim." Asla durmayan köpeği zapt etmek için kucağına alarak, geri geri adımladı. "İyi günler."
Yavaş adımlarla gözden kaybolduğunda tekrar gözlerimi maviliğe çevirdim.
Sera dönmezse, ne yapacaktım?
Tutunduğum tek şey, aylar sonra özleme dayanamayarak gelmesiydi.
Beni hala sevdiğini fark ederek, her şeye yeniden başlamak istediğini görmeye ihtiyacım vardı.
Sadece o günü bekliyordum, gelmeyecek olsa bile ben bekliyordum.
Çünkü başka çarem yoktu, hayatımda onu beklemekten daha önemli hiçbir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memories¹ Never | MYG ✓
Fanfic"Sera, o kadınla öpüştüğümü düşünüyor musun gerçekten?" "Evet!" Alayla güldü ve kafasını iki yana salladı. "O zaman sana gerçek bir öpüşme nasıl oluyor göstereyim."