1

2 0 0
                                    

Telefonunun alarmının çalmasıyla İstemsizce gözlerini açtı yeni bir iş günüydü odasından yavaş adımlarla çıkıp banyoya girdi yüzünü yıkadı genç kız. Koridora cıktı evin sessizliğine alışmıştı ev arkadaşı taşınalı bir haftadan fazla olmuştu yalnızlık ilk günlerde zor gelsede iyiden iyiye alışmıştı bu durumu şimdi yeni bir ev arkadaşı bulması lazımdı tek sorunu buydu.

Saçlarını tarayıp sıkı bir at kuyruğu yaptı yüksek bel pantolonunu ve beyaz iş üniformasını giyinip çantasını aldı ayakkabılarını ve montunu giyinip evden çıktı. Artık iki seneden beri alıştığı caddede yürümeye başladı 19 yaşında İzmir'den buraya kaçmıştı o bataklıktan üvey annesinin zulmünden içki içen ve onu her gece döven babasından aslından bu sebepler değildi onu buraya getiren yaşlı bir bunakla evlendirmek istemeleriydi onu buraya getiren.

İki sene geçmişti ilk camilerde yada parklarda sabahlıyordu ama hayatını kurmuştu şu anlık pek parlak bir durumu yoktu ama şu anlık diyordu hep böyle gitmeyecekti durağa yaklaşan otobüse binip bir köşeye çekildi kapsamlı bir gelinlik mağazasında çalışıyordu üç katlı bir mağazaydı her çalışanın kendine ait müşterisi fotoğrafçısı ve kabini vardı İzmir'de de bir gelinlikçide çalışmıştı orada modeller de çiziyor ve dikiliyordu.

Başını kaldırıp arabanın içine göz gezdirdi başını cama yaslamış insanlar evdeki uykularına burada devem ettirmeye çalışıyorlardı kıkırdayan lise öğrencileri kendi lise hayatını istemsizce hatırlattı gözündeki yada kolundaki bitmeyen morluklar ve onları kapatmaya çalıştığı ucuz markasız makyaj malzemeleri istemsizce yüzünü buruşturdu ordan kurtulduğuna binlerce kez şükrediyordu.

Mağazadan içeriye girdi kasadaki Elaya selam verip kendi bölümüne geçti ufak dolabından kırmızı ajandasını çıkarttı ve randevu listesini baştan okumaya başladı.

1> (10:30) Selma Hanım
2> (12:00) Elif Hanım
3> (14:50) Zehra Hanım
4> (16:30) Sümeyye Hanım
5> (18:00) Merve Hanım

Zamanın pek düzenli olmadığı listesine iç cekti bu saatleri vermesinin sebebi karşıdaki insanların müsait olduğu zamanlara denek getirmekti çantasını dolaba asıp montunu çıkarttı onuda katlayıp koydu ve dolabı kapattı işte şimdi hazırdı.

Yorucu bir günün arsından son randevusu için hazırlanıyordu gelin önceden gelip beğendiği modeleri anlatıyor sonradan denemek için ailesiyle geliyorlardı  son gelinin beğendiği modeller geniş kabine astı saat 18:30 gösteriyordu fakat gelen kimse yoktu  önündeki masadan misafirlerin ikramlıklarından küçük çikolatayı ağzına attı gerçekten çok acıkmıştı tahta zemine çarpan topuklu sesiyle oturduğu koltuktan ayağa kalktı içeriye önceden tanıdı Merve hanım ve eşiyle giriş yaptı arkasından da orta yaşlı iki bayan girdi.

"Ah şekerim seni de beklettik ama işim umduğum gibi gitmedi" ufak bir tebessüm edip"Hiç önemli değil dilerseniz başlayalım" tam büyük perdenin yanına doğru gidiyorlardı ki tekrar ayak tıkırtıları baş gösterdi ve kafasını o tarafa doğru çevirdi uzun saclı kirdi sakallı elinde kaskıyla içeri giren atama gözleri takıldı boynundaki boğazlı kazağı hafif çekilmiyordu gözleriyle adamı iyice süzdü ne güzel  adamdı düşüncelerinden onu sıyıran yanından gelen çığlık oldu.

"Biliyordum biliyordum gelecegini biliyordum" yanındaki kadın hızlıca koşup adamın boynuna atladı adam kasklı eliyle kadının belini sardı ve erkeksi bir kahkaha attı "Ablamı bu özel gününde yalınız bırakamazdım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Saat tam 10:00 gösteriyordu mağazanın kapanışı tam bundan üç saat önceydi fakat burda hala gelinlik deniyor aynı gelinliği üç kere giyinip çıkartıyorduk.

"Olmuyor keşke annem yanımda olsaydı istemiyorum"şaşkınca önündeki kadına baktı gözleri dolu doluydu o iri gözleri kırpsa gözlerinden yaşlar boşalacaktı.

"İsterseniz başka güne randevu oluşturalım annenizde geli"
"Gelemez" iniltiyle çıkan sesine karşın gözlerim doldu.
"Onlar yok her şey daha zor"
Ve işte olmuştu o iri gözleri kırpmış gözlerinden yaşlar boşalmıştı şimdi anlıyordu gelinlikleri giyinirken çıkarttığı o hisli iç çekme sesleri ne yapıcağımı şaşırdım karşımda bir ağlarken başaka yerlere kaçar onu görmek istemezdim yoksa bende ağlardım ama bu sefer öyle yapmadım Merve'ye yaklaşıp sarıldım ve oda buna karşılık verdi.

Perdenin yavaşça açılmasıyla o tarafa döndük o karizmatik duruşuyla içeriye baktı "bir sorun mu var?" Kendini toparlamaya çalıştı gözlerindeki yaşları sildi "yok bir şey canım bizde geliyoruz hadi git otur"

Sonunda bir gelinlik seçilmişti provalar için randevular verilmiş neler istenip nelerin istenmediği not alınmıştı.

Bekçiye selam verip dışarıya adımımı attım soğuk rüzgar yüzüme çarptı bir anda ve montuma daha sıkı sarıldım. Yanıma doğru yaklaşan Merve'ye baktım yüzündeki gülümseme benimde tebessüm etmeme sebep oldu.

"Seni biz bırakalım Eda bu gün seni çok yordum"
"Ah sorun değil ben giderim"
"Olur mu öyle şey saat kaç oldu biz bırakırız" tam itiraz edeceğim sırada o erkeksi sesi duydum.

"Siz gidin ben bırakırım onu hadi" başına motoru gösterdi itiraz etmeme fırsat vermeden elindeki kaskı bana uzattı. Kırmızı ışıklarda dönmesi gereken yerleri söylüyordum benim normalde bir saate geldiğim yolu yarım saatte gelmiştik evin önüne geldiğimizde  motordan indim başımdaki kaskı çıkartmaya çalışıyordum bir yandan da eve bakıyordum iyide ben o odaya girmemiştim ki ışık neden acıktı.

"Bir sorun mu var?"
"Şe..şey evin ışığı açacak ta"
"Annen seni bekliyordur belki"
Hayır anlamında başımı iki tarafa salladım bir annem olamamıştı hiç beni bırakıp gitmişti eğer olsaydı beklerdi belki.
"Tek yalıyorum"
Motoru sabitledi anahtarı çıkartıp deri ceketine koydu "yürü hadi" lafını ikiletmedim şu anda bu yanımdaki adama her kesten daha fazla güveniyordum gerçi güvendiğim kimse yoktu ama şu anda konumuz bu degil evin kapısına anahtarı yerleştirdim ve kapıyı yavaşça açtım.

Gözümden düşen yaşlara engel olamıyordum eve geldiğimden beri böyleydim duvara asılı olan annemin ve ona  kollarını omuzlarından sardığı babama bakıp gözümden bir damla daha firar etmesine izin verdim bu gün keşke yanımda olsaları oraya Nevin abla yerine annemle gitseydim ama Alp'in o kapsan girişi tekrar  gülmem sebep oldu  tek ailem o kalmıştı belime sarılan kollarla sırtımı göğsüne daha çok yasladım "Aglama artık Balım onlar burda -elini göğsüme yasladı- hep yanımızdalar" kollarının içinde dönüp yüzünü ellerimin arasına aldım o güzel dudaklarına bir öpücük bıraktım "iyiki" belimden tutup kaldırdı bende bacaklarımı beline doladım dudaklarımızı bu sefer birleştiren Ceyhun oldu benim biricik kalp doktorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 28, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beni Sensiz Bırakma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin