Sinirlerine hakim olamayarak arabayı yolun kenarına çekti. Elleri hala haberi ilk aldığı andaki gibi titriyordu ve o buna engel olamıyordu. Ellerini saçlarının arasına sokup başını direksiyona dayadı. Gözlerinden istemsizce akan yaşları engelleyemiyordu ve ağlamaktan nefret ederdi.
Kardeşinin ölüm haberini aldığında evde her zamanki gibi amaçsıxca oturmuş netflix üzerinden dizi izlemekle meşguldü. Telefon çaldığında şaşırdı. Çünkü onu genelde pek fazla kimse aramazdı. Hele ki bu saatte. Açtığında karşısındaki tanımadığı boğuk sesin sahibi sanki konuyu fazla uzatmamaya çalışır gibi girmişti konuya.
"Gürkan bey, isminiz bu değil mi?" İşte o zaman bunun hayırlı bir konuşma olmayacağını anlamıştı Gürkan ama kötü konuşmalar bile yarım bırakılmamalıydı.
"Evet benim. Kiminle görüşüyorum acaba?"
"Ben polis memuru Fırat. Gebze ilçe emniyet amirliğinden arıyorum. Sizi kız kardeşiniz için rahatsız ettim, Süreyya ÖRNEK."
Bu muhabbetin gittiği yerden pek hoşlanmamıştı ama duyması gerekiyordu.
"Ne olmuş kardeşime? O iyi mi? Başı belada değildir umarım."
Polisin iç çekişine bakılırsa durum bundan daha kötü olmalıydı.
"Gürkan Bey, bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama maalesef kız kardeşiniz vefat etti "
Bunu öyle bir tınıyla söylemişti ki, sesindeki umursamazlık mı, yoksa bu haberi vermiş olmanın verdiği rahatlama mıydı anlayamadı Gürkan.
"Farabi hastahanesinin morgunda şu anda. Teşhis için buraya gelebilmeniz mümkün mü diye sormak istedik. Nüfus kayıtlarından tek akrabasının siz olduğunu gördük."
'Sağ kalan tek akrabası' diye düzeltmek istedi ama bunun ne kadar gereksiz bir anekdot olacağını farketti.
"Peki, geliyorum" diyebildi sadece ağlamaya başlamadan hemen önce. Karşı taraf da muhabbeti uzatmaya gerek görmemiş olacak ki telwfonu kapattı.
Üzerinde eşofmanlarla, sadece cüzdanını ve arabanın anahtarlarını alıp çıktı evden. Kapıda duran arabasına binip yola çıktı.Bu düşüncelerle kafası direksiyonda ağlarken Süreyya ile geçirdiği çocukluğu geldi aklına. Doktorlar anne karnında kordonun boynuna dolanması sebebiyle oksijensiz kaldığını ve beyninde hasar meydana geldiğini söylemişlerdi. Duyamadığı, konuşamadığı gibi beyin fonksiyonları da tam olarak çalışmıyordu. Bu yüzden oldukça zor bir çocukluk dönemi geçirmişlerdi. Nedendir bilinmez ama hep ailenin en sevilen çocuğunun o olduğunu hissetmişti. Süreyya kendisinden 2 yaş büyük olmasına rağmen hep Gürkan abi gibi davranmak zorunda kalmıştı. Bu yüzden de kendisine göre çocukluğunu yaşayamamış gibi hissediyordu hep.
Kafasını direksiyondan hafifçe kaldırıp yola baktı. İlerlemeliydi. Yavaşça aracı vitese takıp yola koyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Avcısı
ParanormalHayaletlere inanır mısınız? O da inanmazdı. Ta ki onlardan biri hayatının tam ortasına düşene kadar.