Ben: gidelim mi?
Tae: Hadi
Deyip kalktı. Elimi sıkıca tuttu ve arabaya bindik otomatik vites olan arabası ile elimi hiç bırakmadı.
Restoranta gittiğimizde gördüklerim beni ağlattı.
Ben: Tae?
Deyip koşarak karşımdaki insanlara sarılıp ağladım. Annem babam ve ablam ile abim burdalardi.
Abim: özlemiş bu yılışık
Ben: ne zaman geldiniz
Annem: sabahtan geldik
Babam: yolda gelmekten vaz geçiyorduk ama o kadar para verdik bari boşa gitmesin
Ablam: ben sana gelmedim Kore'yi gezicem
Annem: sussana be sen
Jihye: yiyelim mı artık
Jungkook: Tae senin annenler?
Tae: yoldalar
Ben: şey annem ile annen nasıl anlasicak?
Tae: güzel soru. Zaten daha demin bazen Türkçe bazende İngilizce konuştunuz ben anlamadım.
Ben: ceviricez yani öyle mi?
Abim: ne konuşuyonuz
Jihye: çevirmeyi konuşuyorlar
Abim: sen cevir bize. Bu beceriksiz
Ben: sağol
Bir süre sonra Tae'nin ailesi de geldi ve tanıştılar.
Annemler acil bir arama nedeni ile abimle beraber gitti. Ablamın kocası hastalandığı için o da gitti. Tae'nin ailesi çocuklardan dolayı gitti. Şuanda masa da ben jihye Jungkook ve Tae kalmıştık
Ben: ya şıp diye gelip şıp diye gittiler.
Tae: hic çoktan gördün bebyim
Ben: orası öyle
Jungkook: aileler görüştü düğün ne zamana
Tae: tatilde
Ben: neee!!?? Daha evlilik teklifi almamışım ne diyorsun
Jihye: lan sazan atlama hemen dalga mı geçiyor ciddi mi anlayaydın
Ben: dimi? O zaman. Ne evliliği be? Daha üniversite bitmedi
Jihye: bir kere de düzgün anla be
Tae: hemen mı evlenelim istiyorsun.
Ben: bu konuyu şuanda konuşmayalım bence.
Tae: o zaman kaç çocuk istiyorsun
Ben: Tae!!!!
Tae: efendim?
Ben: mal. Ben lavaboya gidiyorum.
Tae: Tamam
Deyip gittim. Yüzüme bir kaç kere su vurdum ve yüzümü kuruladim
Geri yanlarına döndüğümde daha doğrusu donemedigimde geriye kalan tek şey bir not tu.
"Aşağıdaki taksiye binip ilk tanıştığımız yere gel
~hayatin~"Ben: hayatimmis yesinler
Aşağı inip okula gittim. Kapıdan gidicektim ki güvenlik durdurdu
G: buyrun bunu okicak mış siniz
"Içeri değil yurda git
~hayatin~"Ben: offff topuklularla yürütüyorsun ya
Yürüyüp yurda vardım. Onunla oturduğumuz bankın önünde not vardı
"Demek buraya kadar ulaştın. Neyse. Şimdi seni islattigim yere git
~hayatin~Ben: nolur ıslatma yine
Yürüdüm ve arka tarafa gittim. Bir ağacın üstünde ışıklar vardı. Üstünde de bir not
"Demek ki dikkatini çekti. Neyse şimdi. Buradan yere bağlı olan ipi takip et
~hayatin~"Ben: usenmeden hepsini hazırlandığına mı gulim yoksa her nota hayatın yazmana mı?
Deyip gülerek ipi takıp ettim. Bir süre sonra birşeye çarptım.
Tae: Askim gec oldu biraz özür dilerim
Ben: ha? ne için?
Tae: Şimdi beni iyi dinle tamam mı?
Ben: Tamam?
Tae: benim oksijenim, suyum, kalbimin sahibi ve hayatımın en büyük baş rolü olup benimle çıkar mısın?
Ben: tebrikler evlilik teklifi zannettim
Tae: ona başka şeyler var. Neyse benimle çıkar mısın?
Ben: başka seçeneğim var mı
Dedim ve sarıldım. Çift yüzüğünün birini bana taktı.
Sonra bir anda havai fişekler patladı. Bize degmiyen bir su geçiyordu üstümüzden.
Ben: romantik nasıl olur biliyorsun.
Tae: sende nasıl iyi bir sevgili ve eş olur biliyorsun
Deyip beni öptü. Ayrılınca alkış sesleri geldi.
Jihye: Jungkook. Onunki daha güzeldi.
Ben: eee herkes bir Kim Taehyung değildir.
Jungkook: yalnız mı kalmak istersiniz?
Jihye: bu mal istemez ama biz gidelim.
Deyip gittiler. Bir süre oralarda takıldık. Işte o günden sonra Tae benim oksijenim olmuştu. Her animi onunla geçirmiştim.
Herkese merhaba. Hiç bu bölüme kadar not yazmamıştım böyle. Neyse. Şimdi benim size bir sorum var. Bu bölüm final ama isterseniz ikinci bir final yani devamını ekliye bilirim. Ama o devam da da evlilik fln olur. Neyse fikir ve düşüncelerinizi bekliyorum.