En sonunda birşeyler istemeyi bırakıp uyumuştum.
Sabah kalkınca saat 9 u geçiyordu. Tae kahvaltı hazırladı ve yeyince Jihye'ye gittik.
Yolda giderken test de almıştım. ;)
Eve vardık ve Jihye yi odaya götürdüm
Jihye: ne oldu?
Ben: al kankacim yap bu testi
Peki değip yaptı. Yapınca direk bana gösterdi
Ben: oha. Lan ben teyze olcam şimdi
Deyip ellerimi siklattim. Jihye ile beraber aşığa inip oturduk
Ben: Tae. Jungkook larda bizimle gelsin bebek alış verişe
Tae: gelsin
Jungkook: niye?
Ben: gelecek için hazırlık
Jungkook: peki?
Ben: ah bu arada Jungkook senin çocuk gelince 3 ay farkla benimkini unutmazsın umarım amcası sayılırsın çocuğun yani
Jungkook: anlamadım.
Jihye: tamam yeter anlamicak bu
Tae: Ben bile anladim Yani.
Ben: Geri zekalı baba oluyorsun
Jungkook: NE!? şaka?
Deyip sarıldı.
6 ay sonra
Gozlerimi tekrar açtığımda doğum bitmişti.
Ben: Tae nerdesin?
Tae: burdayım birtanem
Ben: bebek nerde?
Tae: uyuyor diğer bebeklerin yanında
Ben: iyi peki
Tae: Canin acıyor mu?
Ben: çok az
Tae: Iyi tamam geçer birazdan
Bebeği de alıp sabah hastaneden taburcu olmuştum.
1 hafta sonra
Ben: Jung gyu yu uyutsana
Tae: Tamam
Gidip çocuğu uyuttu.
Jihye: Minsoo bu kadar stres olmam normal mi?
Ben: e yani. Sabret o da doğucak
3 yıl sonra.
Ben: Jung gyu uyudun mu olum
Jung gyu: hayır anne
Tae: ya yeter artık ben biraz annenle oturim hasret gidereyim bak zaten işten gelince görüşemiyoruz
Jung gyu: ya baba dur iki dakika zaten yeni yattım
Tae: yeni mı? Yalancı 2 saat oldu
Jung gyu: aman be baba ne kıskanç oldun
Dedi ve mutfağa gitti.
Ben: ne yaptın şimdi
Tae: zafer kazandım
Deyip dizime yattı. Saçlarını okşuyordum.
Ben: ya hep ben mi sizi sevicem birazda siz beni sevin
Tae: bakariz
Jung gyu: biri beni uyutsun yani ışığı kapatsın
Kalktım odasına gittim ve ışığı kapattım.
Odaya gidip bende uyicaktim ki Tae de geldi.
Ben: Tae eger Beni uyutmaz isen döverim seni
Başımı okşayarak uyutmaya çalıştı. Beni belki annemden fazla ozleyip seviyordu sanırım.
Ardından sabah kalktığım ve kahvaltı hazırlamaya başladım.
Bu sırada Jung gyu uyanmış yanıma geldi.
Ben: günaydın bebişim napiyorsun?
Jung gyu: günaydın anne. Yürüyorum sen?
Ben: kahvaltı hazırlıyorum yardım etmek ister misin?
Jung gyu: TABIKIDE hayır
Ben: Kime çektin sen babana mı?
Jung gyu: hayır sana çünkü bunu babama yaparken gördüm
Ben: senin ağzın iyi laf yapıyor bakalım yumurcak gel buraya yardım et
Dedim ve tezgaha otutturdum. Karıştırması için bazı şeyleri verdim ve onu yapıyordu.
Jung gyu: anne bak babam çok pasaklı tatlı duruyor
Döndüm ve saçı dagalmis pijamasinin paçası yukarıda ve gözlerini ovuyor.
Ben: Tae bu ne tip insan bir aynada kendine bakar uyumadın mı?
Tae: Sana da günaydın aşkımmmmm
Ben: tamam sorry.
Ben arada Jung gyu ile İngilizce konuşuyordum ve arada tatile başka ülkelere gittiğimizde İngilizce konuştuğumuz için o da İngilizce öğrenmişti.
Beş dakika bile geçmeden Tae geldi ve işimin ortasında bana sarıldı ve öyle beklemeye başladı.
Ben: Tae? Bir sorun mu var?
Jung gyu: baba ne oldu? Annem benimle daha çok vakit geçiriyor diye mi ona sarılıyorsun?
Ocağın altını kapattım. Jung gyu ya çizgi film açtım ve gidip yatak odasına Tae'yi konuşturmaya çalıştım
Ben: Tae bebeyim ne oldu?
Tae: çok halsiz hissediyorum
Ben: gel bakalım... ateşin de yok ki. Gece düzgün uyumadın mı?
Tae: şey Jung gyu uyanmıştı bende uyuyamaz diye düşününce onunla aşağıda oynadım ve belki biraz parka götürmüş olabilirim
Ben: TAE! Ya kendini niye yoruyorsun. Biraz başında dursan uyurdu zaten. Offf şimdi sen hastasın ne yapıcaz?
Kolundan tutup aşağı indirdim. Koltuğa yatırdım ve birkaç iyi gelicek birşey hazırladım.
Tae:....