Telefondan yazdığım için multimedia ekleyemedim.Umarım beğenirsiniz.Yorumlarınızı eksik etmeyin.Sizi seviyorum.
Göktuğ'yla öpüşmüştüm.Evet,bunu yapmıştım.Benimki tamamen hırstan kaynaklanan birşeydi.Her zaman istediğini yapamayacağının kanıtıydı benimkisi.Göktuğ beni eve getirirken hiç konuşmamıştık.Şuan tam 34 dakikadır o anın aklımdan çıkmasını isteyerek Kumsal'ın gelmesini bekliyorum.Benimle beraber hazırlandığı için Anıl'la buluşmaya gitmiş.Deniz ablanın söylediğine göre gelmesi uzun sürecekmiş.48 saattir aldığım ilacın etkisiyle uyuşturucu krizine girmiyordum.Herkes ilk 72 saatin çok zorlu geçtiğini söylüyor.Ben atlatacağımı umuyorum.Sadece umuyorum.Ne olacağını bilmeden...
Telefonumun sesi beni düşüncelerimden çekip almıştı.Arayan Göktuğ'ydu.Bugünkü olaydan sonra pek açmak istemesemde içimden gelen dürtü telefonu açmamı emrediyordu.İçimdeki dürtünün önünde tıpkı onun kölesi gibi acizdim.Bana ne yapmam gerektiğini söylüyordu.Bende efendisine hizmet eden bir köle gibi istediklerini yapıyordum.
-Efendim Göktuğ.dedim biraz utanarak.Sonuçta onu ben öpmüştüm.Biraz utanıyordum.Daha önce öpüşmemiştim.Can'la olanları saymazsam.Onlar zorla olmuştu.O anlar aklıma gelince içimdeki şelale hafif hafif kaynamaya başlamıştı.Kalbimden ufak bir parça kopup şelalede yok olmuştu.Şelalenin sıcak ve azgın suları kalbimi koparmayı başarmıştı.Şelale kimine göre mükemmel bir doğa harikası olsada benim için kötülüğü temsil ediyordu.Şelale kötülüğe çok benziyordu.Dışarıdan mükemmel görünümlüydü.Ama ona kapıldığınız zaman hiçbir kurtuluşunuz yoktu.Göktuğ cevap vermişti.
-Beni mi düşünüyordun? Çünkü ben seni düşünüyorum.Kalbim bana karşı kendi bağımsızlığını ilan etmiş olacak ki beni öldürecek kadar hızlı atıyordu.Evet onu düşünüyordum.Ama birden söylenmesi biraz garip olmuştu.Özellikle düşündüğüm kişi tarafından söylenince.
-Seni düşünmüyorum.Beni düşünme çünkü bugün olanlar sadece hırs sonucu olan birşeydi.Her şeyi her istediğin zaman yapamayacağının kanıtı.Belkide bu kadar açık sözlü olmamalıydım.Ama o bana istediğini diyor.Neden bende demeyim.Göktuğ biraz durup kahkaha atmaya başladı.Oh! O kadar güzel gülüyordu ki.Cidden onu düşünmemek elde değildi.Kahkahasına devam ederek cevap verdi.
-Bugün olanları düşündüğümü kim söyledi.Sende her kız gibi beni elde ettiğini zannettin.Sadece yaptığın şovu düşünüyordum.Beni öptüğün iyi oldu.Beni büyük bir yükten kurtardın.Tanıştığım kızların tadına bakmadan bırakmam çünkü.İçime dolan ağlama isteği onun her kelimesinde artıyordu.Şov yaptığımı zannediyordu.Nasıl bu kadar pislik olabiliyordu.En başında ona bulaşmam hataydı.Nefretle sevginin arasındaki çizgideydim.Fakat sarf ettiği sözler beni nefretin tarafına itmişti.Şov istiyordu.Hayatında gördüğü en büyük şovu yapacaktım.
-Ne kadar egoist olabilirsin diye düşünmüştüm.Ama cidden bu kadarı beni aşar.Sana hayatında gördüğün en büyük şovu yapacağım Göktuğ.Yaptıklarıma inanamayacaksın.Anladın mı? inanamayacaksın.diyip telefonu yüzüne kapattım.Ona gördüğü en büyük şovu yapacaktım.Belkide bunu yapmam gerekiyordu.En başından beri ona iyi davrandım.Bazı insanlar iyi davranılmayı hak etmiyordu.Hayatımı bir batağa sürükleyecektim.O kadar çok aşık olacaktıki bana bunların bir şov olduğunu anlamayacaktı.Beni o bataktan canı pahasına kurtarmak isteyecekti.Çok kötü bir kız olacaktım.Onun istediği gibi...
Sinirlenince ağlardım.Eğer çok sinirlendiysem işler değişir tabikii.Gözlerimden bir iki damla yaş aktı.Ama bu süreçte ağlamamalıydım.Kötü kızlar ağlamazdı.Sinirli bir şekilde gözlerimi silip telefonumu elime aldım.Beni kötülüğe sürükleyecek kişi Can'dı.Rehberden Can'ı ararken bir an aklıma Kumsal geldi.Tekrar uyuşturucuya başlamam onu kötü etkilerdi.Ama öğrenmezse sorun olmazdı.İlk önce para bulmalıydım.Eve gitmeye karar verdim.Annemle babam ne kadar gereksiz olsalarda benim annem ve babamdı.Para için onlara gitmeye karar verdim.Hava soğumuştu dolayısıyla etekle çıkamazdım.Kumsalın dolabından siyah bir kazakla siyah bir pantolon aldım.Kendimi kimseye beğendirmek gibi bir gayem yoktu.Üstümü giyindikten sonra Deniz ablaya biraz dolaşacağımı söyleyip evden çıktım.Köşe başına gidip bir taksiyi çevirdim.Gideceğim yeri söyleyip camdan dışarı bakmaya başladım.Göktuğ ne kadar pislik birisiydi.Aslında onun için kendimi uçuruma atmam doğrumuydu bilmiyorum.Kendim içim en iyisi olsun istiyorum.Fakat yaşadığım olaylar buna biraz engel oluyordu.Ne zaman mutluluktan ayaklarım yere değmese,birşey oluyordu.Sanırım uyuşturucu benim tek kurtuluşumdu.Titremelerimde başlamıştı.Ali bey ısrarla ilaçları kullanmamı söylemişti.Bense hiç kullanmıyordum.Bir uyuşturucu krizi beni bekliyor olabilir di.Uyuşturucu tedavisi gören insanlar,ilk 72 saatin cehennem azabı gibi geçtiğini söylüyordu.Halbuki ben her yaşadığım gün,dakika ve saniyede o azabı iliklerime kadar yaşıyordum.Arada sırada kendi cehenennemimden,bana yabancı olan cennete kapı açabiliyordum.Ellerimin titrediğini gayet net hissediyordum fakat kontrol etmek için kaldırıp baktığımda,o kadar çok titriyordu ki parmaklarımı çift çift görüyordum.İçten içen buzullardaymışım gibi titresemde deli gibi terliyordum.Bu anları daha önce yaşamıştım.Bu uyuşturucu krizinin kapımı tıklattığının işaretiydi.Şoföre kaç dakika sonra orada olacağımızı sorduğumda '5 dakika' cevabını aldım.Ellerim vücudumun hükümetinden ayrılıp kendine bağımsız bir devlet kuruyordu.Titremelerinden dolayı kopup uçacaklar sanıyordum.Titreyen sağ elimle zorda olsa alnımdan gözüme doğru akan teri sildim.Gözlerim bir saniyeliğine karardı.Başımı geri yaslayıp gözlerimi kapattım.Ta ki taksi durana kadar.Şoförün 'hanımefendi geldik'demesiyle kendime geldim.Ücreti ödeyip arabadan indim.Rüzgar yüzüme öyle bir çarptıki yüzümü kesip kesmediğini anlamak için ellerimi yüzümün üzerinde gezdirdim.Sonradan giymeye karar verdiğim montuma sıkıca sarıldım.Yavaş adımlarla apartmana doğru ilerledim.İçeri girip asansörun gelmesini bekledim.Geldiğinde içine girip 6. kata bastım.Acaba beni görünce ne yapacaklardı diye düşünürken asansör durdu.Son kez asansörün aynasında kendime çeki düzen verdikten sonra asansörden indim.Kapıya doğru gittikçe sanki kapı geri geri gidiyordu.Bana gelme diyordu sanki.Boğazımı temizledikten sonra kapıyı tıklattım.Yaklaşık 5 dakika bekleyip evde olmadıklarını düşünerek geri döndüm.3-4 saniye sonra kapı açıldı ve bir bayan sesi duyuldu.'Buyurun'.Bu ses anneme ait değildi.Kapıya doğru döndüğümde kapıda,kısa dar mini elbiseli platin sarısı saçlı bir kadın duruyordu.İçime dolan sinir o kadar çoğalmıştı ki taşıyordu.Gözlerimden fışkırıyordu.Kalbimi yakıyordu.Bana böylesine acı veren duyguyu içimde tutmamalıydım.Kapıya hızlıca yürüyüp kadını sertçe kenara itip içeri girdim.Yatak odasına doğru ilerlerken kısa deri elbiseli orospu arkamda bağırıyordu.Yatak odasının kapısı kapalıydı.Kapıyı sertçe açtığımda yatakta bornozla yatan babamı gördüm.Ona baba demeye utanıyordum.Sesimin çıktığı en yüksek şekilde bağırmaya başladım.
-Allah senin belanı versin! Orospularını nasıl bu eve getirirsin! Senden utanıyorum.Senin gibi babam olacağına hiç olmasaymış keşke.O kadar hızlı konuşmuştumki babamın şaşkınlığını atlatmasına fırsat vermemiştim.Babam yataktan kalkıp ellerini açıp bana doğru ilerlerken bağırdım.
-Şu orospuyla kirlettiğin ellerini nasıl bana sürmeye cesaret edersin?.Arkamdan gelen cırtlak ses
-Sen bana nasıl orospu dersin seni küçük fahişe?.Bunu demesiyle içimdeki sinir dahada alevlenmişti.O kadar sinirliydimki arkamı dönmemle kadına öyle sert bir tokat attımki yere düştü.
-Peki sen bana nasıl fahişe dersin?.Babamın eğlencesisin.Yazık sana.Hatta size yazık.Babama dönerek konuşmama devam ettim.Annemi aldattığını biliyordum ama bunu bu evde yapmanla birlikte sınırı fazlasıyla aştın.Annemde seni aldatıyor ama onun bana az da olsa saygısı var.Pisliklerini bu evden uzak tutuyor.
-Kızım ama-
- Kes sesini! Bana kızım deme.Size acıyorum.Deyip hızlı bir şekilde odadan çıktım.Gözlerimde biriken yaşları silip evden çıktım.Asansörü bekleyemezdim.Koşar adımlarla merdivenlerden indim.Apartmandan çıkıp açık havaya ulaştığımda derin derin nefesler alıp vermeye başladım.Artık sadece ellerim değil bütün vücudum titriyordu.Telefonumu alıp rehberi açtım.Artık kaybedeceğim bir Kumsal kalmıştı.Fakat şuan gözüm kimseyi görmüyordu.Kimim vardı ki benim uyuşturucudan başka.Rehberde Can'ı bulup hiç düşünmeden aradım.Hemen açtı.Benden önce Can cevap vermişti.
-Prensesim.Can'ın sesini duyunca içim kaynamaya başlamıştı.Kötü anlamda.Ellerim buz kesmiş fakat içim alev alev yanıyordu.Ama kötülükte duygulara yer yoktu.
-Soru sorma.Çıkmaz sokağa gel.Elindeki en iyi malla.Sana paradan daha güzel birşey vereceğim.Deyip telefonu yüzüne kapattım.Gördükleri en kötü kız olacağım.Öyle bir şov yapacağım ki kimse inanamayacak.
-----------------------------------------
Bölümü yazarken ben bile heyecanlandım.Hikaye daha yeni başlıyor.Umarım beğenmişsinizdir.Yorumlarınızı bekliyor olacağım.Sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ AŞK
RomansUyuşturucu batağında bir kız.. Hırsı uğruna hayatını tekrardan batağa atıyor. Asyayı görmezden gelen Göktuğ bu seferde görmezden gelecekmi? Yoksa Asyaya delicesine aşık olup onu kurtarmayamı çalışacak.