Vol. 10

1.7K 126 43
                                    


[Merhaba arkadaşlar, 1 buçuk yıldır bu hikayeyi güncellemediğim için ne kadar özür dilesem azdır. Başkası böyle yapınca ben de çıldırıyorum :D Umarım ki bir dahasına düzenli yayımlayacağım, lütfen bana kızmayın bebeklerim~~ İyi okumalar, umarım hala hikayelerimi seviyorsunuzdur?]


Ertesi sabah kalktığında kalçanda korkunç bir ağrıyla güne merhaba demiştin. Tuvalete gidip döndükten sonra Loki'nin uyandığını fark ettin. Odin'in huzuruna çıkmanıza henüz iki saat vardı. Biraz daha yatakta uzansanız bir şey olmazdı.

Yanına yatıp yanağını okşarken ''Sınava hazırsın değil mi Loki?'' diye sordun.

''Dün tüm enerjimi topladım, yani hazırım.'' diyerek gülünce gözlerini kocaman açtın. O an yaşamadığın utanç şu an içini kemiriyordu. Loki'nin göğsünü dürterken kısık bir sesle sordun. ''Loki... Kalçamın acısı ne zamana geçer?''

''Çok mu acıyor?'' Loki endişeli bir şekilde yanağını okşadı.

''Hayır ama yürürken sızlıyor biraz.''

''Özür dilerim o halde.'' diyerek seni öptü.

''Özür dilemene gerek yok aslında. Hoşuma gitti diyebiliriz.''
"Bir dahakine daha dikkatli oluruz o zaman." Loki güldükten sonra kalkıp tuvalete gitti ardından hazırlanıp odadan çıktınız.

*****

 Odin'in huzuruna çıktığınızda sen Loki'den daha heyecanlıydın çünkü ne de olsa onu çalıştıran kişiydin. Başarılı ya da başarısız olursa bunun sorumluluğu sana aitti.

''Kızım sen çıkabilirsin. Loki ile yalnız kalmak istiyorum, sonrasında o sana sınavı geçip geçemediğini söyler.''

Bunu duyar duymaz eğilip selam verdin ve Odin'in huzurundan ayrıldın.


LOKİ'NİN BAKIŞ AÇISINDAN~

''Evet, ilk nereden başlıyoruz?'' Odin sorumu yanıtsız bırakmış, 3 ayrı yerden 3 ayrı asker çıkmıştı. İkisi Odin'in sağ ve sol yanlarından biri de arkamdan geldi ama hepsini alt etmeyi kısa sürede başardım.

Odin'e baktığımda sakalını sıvazladığını gördüm, bir şey dememişti. Odaya 6 farklı askerin daha farklı noktalardan girmesi ile gardımı düşürmeden hepsini sırayla etkisiz hale getirdim. Odin bu sefer biraz etkilenmişe benziyordu.

''Pekala, savunma olarak iyisin evlat.'' dedi ve bana bir hançer fırlatarak ''Şimdi de saldırı hızını test edelim.'' diye ekledi.

Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra arkamda biri olduğunu hissettim ve anında arkamı döndüm. İlk askeri yere indirdikten sonra birkaç tanesiyle daha boğuşmuştum. [S/A]'nın bana gösterdiği her tekniği neredeyse kullanmıştım, ben bile bu kadar iyi bir performans sergileyeceğimi düşünmezdim.

''Yeterli!'' diye bağırıp askerleri durdurdu Odin.

''Güzel... Eğitimini iyi almışsın, ne de olsa seni Asgard'ın en iyi savaşçısı çalıştırdı.'' dedikten sonra gülümsedi ve bana yaklaşıp elini omzuma koydu. Bana şefkat mi göstermeye çalışıyordu bu bunak?

Bir adım geri çekilmiştim istemsizce. Bunlar pek de alışık olmadığım tavırlardı. Odin'in emriyle askerler odayı terk edip bizi yalnız bırakmışlardı.

''Kusura bakma Loki... Sana bunca zaman iyi bir baba olamadım, değil mi?''

''Bunu anlamış olman beni çok sevindirdi. Ne zaman fark ettin peki?'' diye geveledim.

''Evlat cidden özür dilerim... Dün annenle konuşuyorduk da, senin şu evlilik mevzusu yani... Böyle bir karar almana açıkçası çok sevindik, hele ki benim de Frigga'nın da Asgard'da en çok güvendiğimiz kız ile evlenmek istemen... Senin doğru kararlar verebildiğine hiçbir zaman inanmıyordum galiba, öyle değil mi? Hata yapmışım Loki... Kardeşin güçlü bir savaşçı, evet insanlar tarafından sevilen başarılı birisi ama verdiği kararlar bencilce ve babasını yahut Asgard'ı düşünen kararlar değil. Bir Midgardlıya aşık oldum, onunla evlenmek istiyorum, ne demek söyler misin? Bu ne cüret?''

''Midgardlı... Thor yine beni şaşırtmadı.'' diyerek kısa bir gülüş attıktan sonra devam etmiştim. ''Bunca yıldan sonra senden böyle sözler duymak... Bunları söylemek için çok geç kalmadın mı 'baba'?''

''Biliyorum. Epey geç kaldım. Bu yüzden bağışla beni evladım. Asgard'ın en görkemli düğününü düzenleyeceğim sizin için. Yalnız...''

''Yalnız?..''

''Valkürlerin evlenmesinin yasalara aykırı olduğunu hepimiz biliyoruz.''

Şaşkınca sormuştum. ''Evet, yani?''

''Yani... Kraliyet ailesinde istisnalar yapılması... Herhangi farklı bir durum olmadıkça kulağa çok hoş gelmeyen bir durum.''

''Bana onunla evlenemeyeceğimi söylemeye çalışmıyorsun değil mi?''

''Hayır, yanlış anlama, onu demeyeceğim. [S/A] benim en güvendiğim askerim, aynı zamanda güzel bir kalbi ve iyi bir karakteri var. Seninle evlenmesini çok istiyorum, istiyoruz. Bu nedenle size bir görev vereceğim. Bunu başarabilirseniz şayet, Asgard halkını ikna etmesi daha kolay olacaktır. Böylece senin müstakbel karın bu diyarın kurtarıcısı ve koruyucusu konumuna gelecek, yapılan evlilik bir istisnadan çok gerekli bir teşekkür gibi görünecek. Üzgünüm, bunu yapmak zorundayız, oğlu için asırlardır süregelen kanunları esneten bir kral olamam. Anlıyor musun beni?''

Bu duyduklarım beni çok şaşırtmıştı, ne diyeceğimi bilememiştim. Odin benim iyiliğim için bir şeyler yapmaya çalışıyor gibiydi, çok garip bir hissiyat diye düşünmeden edemedim.

''Sen gerçekten benim iyiliğim için mi yapıyorsun tüm bunları? Onunla meşru bir yolla evlenebileyim diye mi?''

''Sana bunca zaman iyi bir baba olamadığımı söylemiştim ya... Şimdi tam zamanı... Hiçbir şeyi düzgün yapamadım, bırak bari bunu yapabileyim evlat.''

Çok derinlerde bir yerde, ufak da olsa bir minnet duygusu belirmişti. Daha önce Odin'e karşı hiç hissetmediğim değişik bir duyguydu bu. Saygıyla karışık bir hürmet, garipti cidden...

''Pekala, neymiş bize vereceğin görev?''

''Evet, gelelim ona. Gördüğüm kadarıyla sen dövüş sanatlarında kendini epey geliştirmişsin. [S/A] kızımız zaten bu konuda Asgard'ın en iyisi... Son birkaç haftadır Jotunheim kralından mesajlar alıp duruyorum. Tehdit içeren mesajlar...''

''Nasıl yani? Neden peki?''

''Tesseract ile ilgili şeyler.''

''Ah ciddi misin sen? Yine mi? Üstelik bu sefer ben bir şey yapmadığım halde?''

''Efendim?''

''Ne? Yok bir şey...'' şaşkınlığım yüzünden ağzımdan kaçan şeyi toparlamaya çalışmıştım. ''Niçin böyle bir şey yapmak istesinler ki? Asgard'a saldıramayacak kadar güçsüz olduklarını biliyorlar.''

''Birileri için çalıştıklarını düşünüyorum. Kim için bilemiyorum, ancak onu kendileri kullanmak için çalmayacaklardır. Haksız mıyım?''

''Hayır hayır, bence de kendileri kullanmayacaktır ama kim için çalışıyor olabilirler?''

''Orasını da size bırakıyorum. Jotunheim'a gidip ajanlık yapmanızı ve Tesseract'ı niçin istediklerini bulmanızı, varsa planlarını çökertmenizi istiyorum.''

''Bu cidden evlenmemiz için gerekli mi peki?''

''Bunun arkasında çok farklı şeyler var ve ben bunu öğrendiğimde, krallığıma saldırmaya ve bir şeyler çalmaya çalışan hiç kimseyi canlı koymayacağım.''

İstemsizce yutkunmuştum, Jotunheim'dakileri umursadığımdan değil ama bu yolculukta [S/A]'ya bir şey olması ihtimali bile beni sinirlendirmeye yetiyordu.

''Odin... Ona zarar gelmesini istemiyorum.''

''O halde onu koru. Bunu yapabilirsin, öyle değil mi evlat? Her detayı iyice öğrenmeden dönmeyin sakın. Size güveniyorum. Yarın yola çıkmanızı istiyorum, istediğiniz her türlü silahı alabilirsiniz.''

''Anlaşıldı.'' eğilip selam verdikten sonra tam arkamı dönmüş gidiyordum ki Odin'in söylediği şey üzerine birkaç saniye bekledim.

''Sakın öleyim demeyin.''

Elimi havada sallayıp yüzümü ona dönmeden oradan ayrıldım.

The Valkyrie Love (Loki x Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin