The Valkyrie Love (Loki x Reader)

Vol. 11

Bölümü beğenirsek yıldızlamayı unutmayalım lütfen^^♡

 Loki, sana babasının planını anlattığında çok şaşırmıştın ama sevinmiştin de. Daha önce sana çok daha zor görevler verildiğini hatırlayınca, çantada keklik diye düşünerek sırıttın.

Loki sinirli bir şekilde ''Ne gülüyorsun? Tehlikeli bir görev olduğunun farkında değil misin?'' demişti.

''Ahaha! Sen buna mı tehlikeli diyorsun? Hayatım, hiçbir sorun olmayacak, sen merak etme. Şimdi... Düşünelim bakalım... Oraya gizlice girmek çok sıkıntı olmaz ama hızlı davranmalıyız ki bunca bilgiyi kısa zamanda-'' Loki bir anda elini dudağına götürüp ''Dur bir dakika!'' dedi yüksek sesle.

''Huh?'' Loki'nin elini kavrayıp ağzından uzaklaştırdın şaşkınca.

''Daha iyi bir fikrim var! Oraya gizlice girmemize hiç gerek yok. Teknik olarak Laufey benim öz babam, onlara gelinlerini tanıştırmak için dostça bir ziyarete geleceğimizi haber veririz, sonrasında da istediğimiz bilgiyi alır ve döneriz.''

''Aaa! Çok daha iyi! Böylece davetsiz misafir gibi de algılanmadan ortalıkta rahatça dolaşabiliriz.'' Bu fikir aklına yatmışa benziyordu, heyecanla sordun. ''Ne zaman gidiyoruz?''

*****

Jotunheim krallığı size hızlı bir dönüş yapmış ve en kısa zamanda sizleri ağırlayabileceklerini söylemişti. Bunun üzerine fazla vakit kaybetmeden üç beş eşya ve tabii silahlarınızı da alarak yola koyuldunuz. Yürürken düşmesin diye Loki'nin sana doğum gününde verdiği mavi saplı hançeri çizmenin içine iyice sıkıştırmıştın.

''Beğendiğine sevindim.'' Loki sana göz ucuyla bakıp sonrasında gülümsemiş ve Bifrost'ta yürümeye devam etmişti.

''Zevkimi çok iyi biliyorsun, nasıl beğenmem?'' diyerek kıkırdadın.

Loki bir anda durunca sen de durup ona döndün, ''Loki?'' kafanı eğip biraz önünde duran tanrının suratını görmeye çalışmıştın.

Loki sana dönerek ciddi bir ifadeyle ''Biliyorsun [S/A], bu çok tehlikeli olabilir.''

Gülümseyerek yanıtladın. ''Ben ne tehlikelere göğüs gerdim bunca yıl, senin haberin var mı bayım? Loki...'' elini kavrayıp konuşmana devam ettin. ''...Cidden bu kadar endişelenmene gerek yok. Bu benim ilk görevim değil, merak etme.''

''Biliyorum ama aklıma kötü senaryolar da geliyor... Sadece iki kişiyiz, başarısız olursak bizi orada-'' Loki'nin bu sözleri seni istemsizce huzursuz etmişti ama kendinden emin bir şekilde onu susturdun.

''Shh, başarısız olmak benim için bir seçenek dahi değil. Bunu düşünmeyeceğiz... Neyin peşinde olduklarını anlayacağız ve geri döneceğiz. Unutma bu babana gelinini tanıştırma seyahati gibi bir şey... Kirli işleri ben hallederim.''

''Ne? Hayır, seni tek başına-''

''Bak! Sen ziyafetteyken bir şekil babanı ve diğerlerini oyalarsın, ben de gidip kısa bir araştırma yapar dönerim. Üç gün boyunca orada olacağız. Mutlaka işe yarar bir şeyler bulmuş oluruz.''

Daha fazla konuşup vakit kaybetmek istemediğin için Loki'ye söz hakkı bile tanımadan onu omuzlarından tutup döndürdün ve Heimdall'ın yanına kadar itekleyerek götürdün. Sürekli kötü senaryolardan bahsetse de senin cesur duruşun karşısında daha fazla dayanamamış ve Heimdall'ın yanına geldiğinizde pes edip ''İyi! Ben boşuna endişeleniyorum, ne halin varsa gör be kadın!'' demişti.

Heimdall ''Hanımefendilerle böyle konuşulmaz Loki.'' diyerek bıyık altından gülünce Loki sinirle ''Sana ne kör bekçi?'' diye tıslamıştı. Onun bu haline gülerken birden kendinizi Jotunheim'ın soğuk topraklarında buluvermiştiniz. Kahkahaların soğuk diyarda buhar olan nefesinle havaya karışmıştı ki birden içini bir ürperti kapladı.