Seneler Önce Olan Dostum...

3 2 0
                                    

Gözlerimi açmamın sebebi telefonumun çalmasıydı. Abimin tek kolunu üstümden çekip kalktım. Saat kaç ki? 5.00!

Arayan annemdi. Nasıl ya? Bu saatte rüyasına mi girdim kadının?

Balkona geçtim. Yavaşça kapıyı kapattım. "Efendim anne"

"Ah kızım uyandın mı?"

"Anne iyi misin sen? Bu saatte rüyana mı girdim?"

"Yok kızım. İyisiniz değil mi? Sadece sorayım dedim."

"İyiyiz ama sen nerdesin? Aceleyle gitmişsiniz."

"Biz İzmir'deyiz kızım."

"Anne ne İzmir'i orda ne işiniz var?"

"Lina iyi mi? O da bizde değil mi?"

"Lina iyi. Evet bizde kalıyor. Ama sen soruma cevap ver anne."

"Sonra konuşuruz kızım. Öptüm seni. Abine de baban para yatırdı hesabına. Lazım olursa ordan alır. Kahvaltıyı yap tamam mı?"

"Tamam. Anne?"

"Efendim."

"Önemli bir şey mi var?"

"Sonra konuşuruz Elçin. Hadi öptüm kızım. Sizi seviyoruz."

Ve telefonun kapanma sesi... Ne oldu? Neden orda? Kesin bir şey var. Neyse bu saatten sonra uyumam zaten. İçeri geçtim. Gece yarısı giydiğim şortumu çıkardım. Ve pijama üstümü çıkaracakken Emir girdi içeri. Allah'tan soyunmamıştım. Yoksa namus elden gidiyeah diye anamlar ağıt yakacaklardı. Kaşlarımı çattım.

"Ah kusura bakma. Şarj makinesini alacaktım." gözlerimi devirdim.

"Al ve çık."

"Tamam. Tekrar kusura bakma." bi şey demedim. Alıp çıktı. Kapıyı kilitledim. Ne olur ne olmaz!

Üstüme başka bir siyah taytımı giydim. Üzerine de beyaz sıfır kol atlet tarzı bi şey giydim. Şapkasını düzelttim. Tamam çok açık olabilirdi. Ama bi şey olmaz.

Telefonumu kulaklığımı ve anahtarımı aldım. Anahtarı artık adı neyse onun cebine koydum. Ve kapının kilidini açtım. Abimin sesiyle ona döndüm.

"Nereye?"

"Spora."

Odadan çıkıp mutfağa yöneldim. Bir bardak su içip mutfaktan çıktım. Dış kapıyı açacakken Emir yanıma geldi.

"Nereye?" ayh yeter!

"Spora." kapıyı açtım.

"Ben de geleceğim."

"Sana gel dediğimi hatırlamıyorum."

"Olsun canım istiyor."

"Gelme istemiyorum."

Dışarı çıktım. O da peşimden gelip kapıyı kapattı. Gözlerimi devirdim. Ah ne çok göz deviriyordum bu çocuğun yanında. Aşağı inip ayakkabımı giydim. O da yanımda ayakkabısını giydikten sonra peşimden geldi. Hızlandım. Erken olduğu için pek kişi ve araba yoktu. Bu saati seviyordum. Elimde olmadan gülümsedim.

"Gamzelerin mi vardı senin." diyip gülmeye başladı. Bu çocuk çok konuşuyor!

"Bana bak madem benimle geliyorsun. O çeneni fazla açıp benim sinirimi bozmayacaksın. Konuştuğun zaman gereksiz konuşma. Anladın mı beni?"

"Anladım. Gerekli şeyler konuşalım o zaman."

"Ben seninle konuşmak için dışarı çıkmadım. Koşacağım. İzninle."

Bulutu Seven Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin