Rüzgar Benden Hoşlanıyor Değil mi?

20 4 0
                                    

Abimi de uğurlayıp kafeye geri girdim. Lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkasam iyi olacak. Kafedeki bi kaç kişi bana garip bakıyordu. Kesin yüzümde bir şey vardı. Artık buna emindim. Aynaya baktığımda çığlık atmamak için ağzımı elimle kapadım. Maskaram ağladığında çok akmış. O filmlerdeki tiplerden değil. Ama görüntüsü bile rahatsız ediyor. Yüzümü temizliğimde aynadan kendime baktım. Şimdi daha iyi. Lavabodan çıktım. Kadın yine bana bakıyordu. Ne bakıyorsun? Temizledik ya yüzümüzü işte. Merdivenlerden çıkarken abimin neden buraya geldiğini sormayı unuttuğumu fark ettim.

Kafamı kaldırıp bizimkilerin oturduğu masaya gittim. Oturacakken artık gitmek istediğimi anladım. Ayakta kaldım. Çantamı elime alıp bizimkilere seslendim.

"Ben artık gitsem iyi olacak. Kendimi iyi hissetmiyorum zaten."

Lina sızlansa da kabul etti. Sarıldık. Bizimkilere dönüp veda ettim. Arkamı dönerken Meriç bana seslendi. "Konuşabilir miyiz?"

"Tamam. Aşağıya inelim. Dışarıda konuşalım."

"Tamam olur." diyip telefonunu cebine attı.

Dışarı çıktığımızda lafa başladı. "Siz kaç kardeşsiniz?"

"3... Değil 2." başımı yere eğdim. Kendimi tuhaf hissediyorum. Çınar öleli seneler geçti ama hala alışamadım.

"O çocuk kimdi?"

"Hangi çocuk? Abim mi?"

"Hayır. Bugün kantinde ki çocuktan bahsediyorum."

"Tanımıyorum. Niye ki?"

"Çünkü çocuk sana yiyecekmiş gibi bakıyordu da ondan." sesi yükselmişti. Kaşlarımı çattım.

"Tanımıyorum dedim ya. Ne diye uzatıyorsun? Ayrıca niye bu kadar sinirleniyorsun? Cevabını aldı işte."

"Göreceğiz bakalım. Cevabını almış mı almamış mı?"

"Sana noluyor ki? Sen niye bu kadar sinirleniyorsun? Ayrıca bana bağırma!" artık benim de sesim yükselmişti.

"Bak Elçin o çocuktan hiç hoşlanmadım tamam mı?"

"Ee napayım?"

"Ya sen beni çıldırtmak mı istiyorsun? Ne demek napayım? Uzak duracaksın ondan."

"Ben de çocuğa sarılmıyorum zaten. Ayrıca ben sana niye hesap veriyorum?"

"Vereceksin tabi."

"Allah Allah. Sen kimsin ki ben sana hesap veriyorum?"

Bi şey demedi. Sadece suratıma baktı.
Bi adım attı. "Bak ben zorba biri değilim. Sana kötü davranmak, kısıtlamak en son yapacağım ve isteyeceğim şey olur. Ama anla beni. Ben.."

"Sen ne? Senin sevgilin yok mu? Sen her kıza böyle misin? Daha yeni tanıştık biz seninle Meriç. Neyse fazla uzadı bu konuşma. Başka diyecek bir şeyin yoksa ben gidiyorum artık."

"Benim sevgilim yooo...k"

Kaşlarımı çattım. "Nasıl yok? Alp bize öyle dedi."

"Şaka yapmıştır o. Boşver takma sen onu."

"Neyse ne işte. Sevgilin olsa da olmasa da biz yeni tanıştık. Ve senin bana karşı bu tavrın saçma. Biz arkadaş mıyız daha onu bile bilmiyorum. Neyse bay bay."

"Dur. Yani biz tabiki arkadaşız koruma amaçlı ben şey yapmıştım."

"Koruma." diyip arkamı döndüm. Hızlı adımlar attım. Bitsin artık bugün lütfen. Yorgunum zaten.

Bulutu Seven Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin