Konu: 2. Bölümün 2.Partı...
↓Rm↓
Son 3 gündür ona ulaşamadın... telefonlarını açmıyordu ve sorduğun bts üyeleri bile onun nerede olduğunu bilmiyordu.
Her pazar onunla gittiğin aynı zamanda ilk tanıştığınız yer de olan çocuk parkına gittin. Oradaydı... ilk tanıştığınız bankta öylece oturuyordu. Hemen arkasında durdun.
"Bunu bana nasıl yapabildin (adın)..."
"Ne yaptım... söyle namjoon"
"Seni çok sevdiğimi bile bile neden o adam..."
"Eğer o adamı diyorsan.Namjoon o benim çok eski bir arkadaşım... ayrıca evli..."
Başını arkasına çevirip sana baktı. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Banktan kalkıp sana sarıldı.
"Affet beni..."↓Jin↓
Ağlamaktan kızarmış burnunu bir kez daha sildin. Jin seni yanlış bir anlaşılmadan dolayı terketmişti. Telefonun sesini duyunca açtın. Arayan Jungkook idi.
"(Adın) hemen buraya gel jin yeme içmeden kesildi ve bayıldı yurda gel."
"Hemen geliyorum."
Yurda girdin. Hemde pijamalarınla... herkes sana tuhaf tuhaf bakarken üyelerin odasına girdin. Jin kanepede öylece uzanmış yere bakıyordu. Üyeler desen onların yerinde yeller esiyordu.
"J-jin?"
"Hangi yüzle hala buraya gelebiliyorsun."
"Ehhh yeter be! O benim türkiyeli eski bir arkadaşımdı. Evli ve 4 çocuk sahibi başlarım senin ayrılığına"
Koltuktan düştü. Hemen ayağa kalktı ve önünde durdu.
"G-gercekten mi?"
"Evet..."
Akan gözyaşlarını silip dudağına bir öpücük kondurdun. Küçük bir çocuk gibi ağlayan jine hiç sarilmadigin kadar sıkı sarıldın.↓Suga↓
Suga nın anlamadan etmeden böyle bir şey yapması seni derinden etkilemişti. Yine de gururunu bir kenara fırlatıp evine gittin. Kapıyı bilmem kaç kere çaldın ama açmadı. Saksının altında ki anahtarı alıp kapıyı açtın. Ev darmadağınık idi ve her yer içki kokuyordu. Yüzünü buruşturup içeri girdin. Suga nın banyoda elinde bıçakla gördüğünde aklın başından gitti. Bıçağı elinden kaptığın gibi klozete attın.
"Suga bunu nasıl yaparsın???"
Pis bir şekilde kahkaha attı. Daha yeni içmişti anlaşılan. Göz altlarındaki morluğu görünce duraksadın. Uykuya doyamayan suga belli ki günlerce uyumamıştı.
"Asıl sen bunu nasıl yaparsın?"
"Suga o benim türk bir arkadaşım üstelik evli..."
"Haaaaa demeeek iylee"
"Hay ben senin içki kokan ağzına yoongi sus"
"Affet beni be (adın)"
Kucağına düşen başı ile derin bir nefes verdin. Bacaklarından sürükleye sürükleye onu yatağına yatırdın ve yanına yattın.↓J-hope↓
Atığın tüm mesajlara cevap vermeyen hoseok a kızgındın. Yurda gittin ve her yerde onu aramaya başladın. Üyeler yoktu. Tam pes etmiş çıkıyordun ki karanlık bir odadan gözüken ayaklar gördün. O ayakkabıları nerede görsen tanırdın. Çünkü onları sen hoseok a hediye etmiştin. Kapıyı açıp ışığı yaktın.
"Hoseok!!! Noldu sana böyle???"
Yanındaki antidepresan ilaçlarını gördün.
"Bırakamadım (adın)..."
"Hoseok niye yaptın bunu?"
Gözlerindeki yaşlar onun yüzüne damladı.
"Sen beni bıraktın..."
"Bırakmadım Hoşik ve asla bırakmayacağım."
Morarmış ellerini öptün. Yorgun düşmüş vücudu içini acitiyordu.
"O ilaçları bir daha kullanmayacaksın birlikte atlatacağız. Ben seni hiç bırakmadım seni seviyorum..."
Ona sımsıkı sarıldın. Karşılık vermiyordu veremiyordu daha doğrusu.
"Geleceğini biliyordum..."↓Jimin↓
Sokakta hala deli gibi onu arıyordun onu gördüğüne yemin edebilirdin. Arkadaşından özür dileyip ayrılmıştın. Kalabalığın arasından geçerek kuytu bir yere gittin. Kimsecikler yoktu. Dar sokaklardan geçerken ağlama sesi ile duraksadın. Bu onun sesiydi. Bir yandan koşuyor bir yandan da sesin geldiği yönü anlamaya çalışıyordun. Apartman girişinde ağlayan jimin i gördüğünde koştun. Kollarını tüm bedenine sardın. Hemen seni ittirdi.
"Dokunma bana!!! O adama sarıldığın ellerle bana sarılma..."
"J-jimin yanlış anladın."
Telefonunu çıkarıp kendisine gelen mail i gösterdi.
"Jimin bu senin peşini hiç bırakmayan ve bizi ayırmak için saçma sapan yalanlar uyduran kız... farkettin mi?"
"N-ne?"
Ekrana baktı ve telefonu kapattı.
"Seni aldatacagimi nasıl düşünürsün jimin?"
"B-ben özür dilerim (adın) fotoğrafı görünce..."
"Șșșt tamam hadi gel"
Ellerinizi birbirine kenetleyip o karanlık sokaktan çıktınız.↓V↓
Her türlü sosyal ağdan ona mesaj attın. Hiç birine dönmeyince pes ettin. Boynundaki kolyeyi ellerinin arasına aldın. V ve senin resmin vardı iki tane de kalp...
"Neden Taehyung?"
Gece olduğunda kanepeye uzandın kaç gündür uyumuyordun biraz uyumalıyım düşüncesi ile gözlerini kapattın ama deli gibi çalınan kapı ile tekrar açtın. Kapıyı açınca karşında tae yi gördün.
"Beni affet...bilmiyordum..."
Kızarmış gözleri kalbini kanatiyordu. İçeri geçmesi için çekildin. Kapıyı kapattıktan sonra salonda yanına oturdun. Uykudan gözlerin kapanıyordu.
"Bak ben ger-"
Başına düşen başı ile gülümsedi. İkinizde o gün yorgunluktan kanepe de uyuyakaldınız.↓Jungkook↓
Arkadaşların seni evlerine davet etmişti. Kaç gündür evinden çıkmıyor sürekli ağlıyordun. Sümüklü peçetelerinden ayrılan sen kanepe de oturmuş öylece yeri seyrediyordun.
"(Adın) bizim bir işimiz çıktı akşama döneriz."
Cevap vermedin sadece durdun. Kapı kapanma sesi gelince uzandın. Kendini uykunun kollarına bırakırken aklında hala o vardı.
"Nolur sadece bir kabus olsun..."
*kapı sesi*
Gözlerini açamadın. Halin yoktu.
"(Adın) ben özür dilerim... yemin ederim böyle olsun istemedim."
Kalbini hala hızlandıran bu ses karşısında yavaş yavaş gözlerini araladın. Oydu...
"B-ben olayı öğrendim. Gerçekten özür dilerim..."
Ellerini onun yüzüne yerleştirdin. Gözyaşları yüzünden ıslanmıştı.
"Beni çek kurtar bu kabustan Jungkook."
"Kurtaracağım söz veriyorum..."
Ağzından bir hıçkırık kaçtı ve sana sarıldı. Onun kokusunu içine çektin. Karanlıktan ışığa geçen kapıyı görmüştün o an...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♡~BTS Tepki~♡
FanfictionHayallerimizi süsleyen o 7 adamın buradaki olaylara tepkisi ne olabilir? Görmek istiyorsan aç kitabın ilk sayfasını başla okumaya...