~9~

1.4K 31 19
                                    

Konu: Biasınla nasıl tanışırsın?

Rm

Sen, yıllardır çabalayarak, gece gündüz çalışarak, en yüksek düzey üniversiteyi kazanırsın.
İngiliz dili ve edebiyatı okuyorsundur. Ellerini kanata kanata ulaştığın bu başarıdan düşmemek için hergün sabahlara kadar kütüphane de çalışıyorsundur. Sınıf arkadaşların bu yüzden seninle pek konuşmasa da takmazsın. Sonuçta sana arkadaş değil not lazım. Arada sırada okuldaki erkekler seni rahatsız ediyor. Şikayetçi olmuyorsun herhangi bir olay çıkmaması için. Gözde öğrencisin sonuçta. Birgün erkeklerin seni rahatsız etmesi kesilince şaşırırsın. Bu durum hayra alâmet değildir. Bunu kutlamak için kütüphaneye çalışmak için gidersin. İşte herşey o gün sen masa başında uyuyakaldığında baş ucuna bırakılan bir fincan sıcak kahve ve bir notla başlar.
"Yarın saat 17:00 inek prenses ♥"

Jin

Yağmur altında eve doğru koşuyorsundur. O kadar çok ıslanmışsın ki şimdiden burnun akmaya başlamıştır bile. Nefesin yetmemeye başlayınca bir iki saniye soluklanmak için durursun. O anda başının üzerinde beliren şemsiye ve bir şahıs ile şaşırırsın.
"İzin verin sizi evinize kadar bırakayım, en azından daha fazla hasta olmazsınız." Nefesini düzenlemeye çalışırken çocuğu baştan aşağı süzersin.
"Omuzlarınızdan bana da yer kalacaksa eğer... neden olmasın?" O an gözlerinde seninkinden başka bir duygu görürsün. Gülümsemesi yağan yağmuru ve zamanı durdurmuştu bile.

Suga

"Bir bardak daha barmen"
"Bu gece fazla içmediniz mi hanımefendi?"
"Soran olmadı. Doldur." Gözlerini deviren barmen bardağına içkini doldurdu.
Bugün senin için diğer günlerden daha zor geçmişti. Aileni trafik kazasında kaybettiğini öğrendin. Eski sevgilin yakın arkadaşını çaldı. İşten kovuldun... kısacası kafanı dağıtmak için gelmiştin işte ama biraz fazla kaçırmıştın.
2. Şişenin dibini görürken gülmeye başladın.
"Lingo lingo şişeler *kahkaha*"
"Burada ne işin var (Adın)?!" Başını kaldırıp sana bağıran kişiye baktın. Tanımıyordun ama o seni tanıyordu.
"Şişe çevirmece oynuyorum. Gelsene~"
"Seni eve bırakacağım, şuna bak! Kafa 300 500!"
"Gelmicem ben eve! *hıçkırık* oyunum daha bitmedi!"
"Ben göstereceğim sana oyunu!" Gözlerin sırtıyla buluştuğunda bağırmaya başladın.
"İndir beni mavi saçlı şeker!" Seni arabasına oturtturdu ve sürücü koltuğuna geçti.
"Sen kimsin be?! Seni tanımıyorum!"
"Yuh! Geçen günkü Fanmeeting de başımın etini yiyordun ama!"
"O ne lan?!"
"Sus be sus!" Tırsıp iyice yerine sindin. Hala hatırlayamıyordun.
Sabah uyandığında gerindin. Elin direk olarak telefona uzandığında başın çatlıyordu. Mesajlar bölümünde o mesajı görünce donup kaldın.

Mavi saçlı şeker:
Tekrar görüşeceğiz.

J-hope

Elini kese kağıdına daldırıp bir avuç yem daha alırsın. Bu sefer biraz daha uzağa fırlatırken yüzüne vuran güneş ışığı seni daha da gülümsetir.
Her sabah buraya gelir, güvercinleri yemler ve yanındaki kafede kahvaltını ederdin. Senin için büyük bir sevinç kaynağı olan bu park, moralinin bozuk olduğu anlarda bile seni gülümsetiyordu.
"Kuşları seviyorsunuz sanırım." Yanına aniden oturan gençle şaşırırsın. Yüzü maskeyle kapalı olduğundan neyin nesi anlamazsın ama yine de başınla onaylarsın.
Gencin saçları güneşte parlıyordu. Bir an kayboldun o saçlarda. Göz göze geldiğinizde utancından başını bir süre eğersin. O kadar uzun süre başını kaldırmazsın ki gencin gittiğini farketmezsin. Üşüyen ellerini cebine attığında gencin telefon numarasının olduğu bir kağıt bulursun. O gülümsemen diğer gülümsemelerinden daha samimidir.
~~~~~~~~~~~~~~~~
082*********

Saçlarına hayran kaldığın genç.

~~~~~~~~~~~~~~~~~

Jimin

Çokta işlek olmayan şirin bir kafede garsonluk yapıyorsun. Tek tük gelen insanlara en güzel gülümsemeni yollarken içeri giren bir genç dikkatini çekti. Siyah kot pantolonu ve deri ceketi ile oldukça havalı görünüyordu. Seni bekleyen yaşlı çifte siparişlerini verdikten sonra gencin siparişini almaya gidersin.
"Ne isterdiniz?"
Eliyle menüdeki içeceği gösterip camdan dışarı izlemeye devam eder. Siparişleri görevliye iletirken görevli çocuk yanağından makas alır ve içeriye gider. Gülümsemekle yetinirsin.
Hazır olan içeceği alıp havalı gencin yanına dönersin. Sen daha tepsiden alıp masaya koyamadan o, yerinden kalkıp içeceği üzerine devirir. Tam ağzını açacaktın ki:
"O gülümsemeni benden başka birisi görmeyecek. Tenine kimse dokunmayacak. Yoksa sonuçlarına katlanırsın." Arkasından bakakalırsın.

V

"Uluslar arası oyun müsabakası başlıyor!" Ellerini çıtlatıp konsolu eline aldın.
10 yılda bir yapılan dünyanın en gözde turnuvası... farklı dallara ve oyunlara katılabiliyordun ama sen teke tek girilen bir dala katılmıştın. Finaldeydin ve karşındaki rakip te pek kolay gözükmüyordu.
"Oyuncular birbirlerini tanısın." Elini karşındaki çocuğa uzattın. Elini sıktı ve kare şeklinde bir gülümseme sundu.
"Ben (Adın Soyadın) sen?"
"Kim Taehyung"
Elini çektiği anda yerine geçersin. O ise farklı bir yöne gider. Birkaç dakika boyunca ne olduğunu idrak etmeye çalışırsın. Sonunda sunucunun sesi gelir.
"Kim Taehyung oyundan çekilmiştir. Kazanan (Adın Soyadın)!"
Alkış tufanı koparken kalabalığın arasından o çocuğu görürsün. Yavaşça sana doğru gelir ve aniden sarılır.
"Bana borçlusun. Hayallerimden vazgeçtim. Karşılığında sevgilim olacaksın."
Donup kalırsın.

Jungkook

"Evet (Adın) iyileşme süresince bu odada kalacaksın."
Eliyle hastane odasını gösteren hemşireye karşı gözlerini devirdin. Alt tarafı böbreğinin taşı alınmıştı.
"İyiyim ben. Eve gideceğim."
"Üzgünüm. Olası bir durum için birkaç gün burada kalmalısınız. Oda arkadaşınız da birazdan gelir."
Oda arkadaşı da ayrı bir sorundu. Onunla konuşmayı pek düşünmüyordun. Az sonra çıkagelen bir genç gözüne gözüktü.
"Hah! İşte kendisi de geldi. Jungkook bak bu senin oda arkadaşın."
"Ben çocuk değilim. Yeni oda arkadaşı da istemiyorum. Başka biryere götürün."
"Sanki ben sana çok meraklıydım."
"Sakin olun. Jungkook başka boş oda olmadığı için (Adın) birkaç gün yanında kalacak."
Sinirle seni süzen gence karşı dil çıkardın. Daha çok sinirlendi ve içeri girdi. Hemşireye sorun yok dedikten sonra sende girdin. Başka şansın yoktu. Sağlığın için gerekirse şu suratsız gence bile katlanırdın.
Odaya girdiğinde genci göremezsin ama az sonra arkandan gelen nefes ile irkilirsin.
"Kurallara uymazsan kendini kapının önünde bulursun."
Sen daha cevap veremeden odadan çıkan genç ile kalbin normale döner. Ne olmuştu böyle?

♡~BTS Tepki~♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin