Amfi sessizdi. Rosé uzun, beyaz tahtanın önünde arkası öğrencilere dönük bir şekilde duruyordu. Nefeslerin tutulduğu bir andı. Tahtaya orta seviyede bir doğrusal yaklaşım sorusu yazdı ve "Süreniz başladı!" dedi. Arkaya doğru yükselen sıralarda oturan yaklaşık yüz yirmi öğrenci aynı anda kalemlerine sarılıp nereden geldiğini anlamadıkları bu ani sınavın tek sorusunu çözmeye başladı. Kağıttaki soruya bir canavar muamelesi yapıyorlardı, Rosé öğrencilerin bakışlarından memnun olmamıştı. Üç haftadır bu konuyu anlatıyordu ve bu soruyu iki dakika içinde yapabileceklerini düşünmüştü.
"Elli saniyeniz kaldı." Rosé elindeki telefonu ile tahtanın önünden indi. Kağıdın üzerinde heyecan ve endişe ile dans eden kalemlerin sesi... Gözlerini kapatıp bu sesi dinledi. Yaklaşık iki sene öncesine kadar kendisi de bu sıralarda oturuyordu. Orta sıranın tam ortasındaki koltuk onun çukuruydu. Ancak çukurun içi sayı ve sembollerle dolduğunda Rosé güneşi görebilmişti. Süre bitip telefonun sesi yükseldiğinde gözlerini açtı. Amfi kapısının hemen önünde senenin başından beri peşini bırakmayan o öğrenci vardı; Jung Jaehyun. İçeriyi gözetleyen bakışları Rosé'ninki ile buluştuğunda duruşunu düzeltti.
"Kağıtları arkadan öne doğru toplayalım!"
Öğrenciler kalemlerini masanın üzerine bırakırken sıkkınlıkla bir nefes verdiler. Rosé bakışlarını Jaehyun'dan çekip sınıfa yöneltti. Bugün onunla uğraşamayacaktı, bugün olmazdı. Yüzden fazla kağıt ona ulaştığında en üstteki kağıda bir göz gezdirdi. İyi, diye düşündü. En azından formülü yazabilmiş. Masasına ilerleyip eşyalarını toplamaya başladı.
"Kağıtları ne zaman okursunuz?"
Soru, en ön sırada oturan kahverengi saçlı bir kız öğrencidendi. Gözlüklerini geriye itip Rosé'nin cevabını bekledi. "Cuma günü sonuçları bildiririm, olur mu?" diye cevapladı Rosé kızın sorusunu. Kız belli belirsiz bir gülümseme sunup çıkışa yöneldi. Tüm öğrenciler amfiden çıktığında Rosé hâlâ çantasını toparlayamamıştı. Sonunda çantasını koluna takıp sınav kağıtlarını da eline aldığında karşısında Jaehyun'u buldu. Bölümden buraya koştuğunu bildiren ter damlaları hala yüzünde parlıyordu. Sözüne her zamanki gibi saygı çerçevesinde "Hocam." diyerek başladı. "Bu ayın sonunda tek ders sınavı yapacakmışsınız." Sözlerine her zaman bilgi vererek devam ediyordu. Rosé bıkkınlıkla bir nefes verip yürümeye başladığında Jaehyun küçük, tüylü bir köpek yavrusu gibi onu takip etmeye başladı. "Ama sadece bölüm içineymiş." İki yıldır yaptığım gibi, diye geçirdi içinden Rosé. Amfiden çıkmış koridorda yürüyorlardı.
"Sınavı bölüm dışına da açsanız?"
Soru belliydi. Cevap da öyle. Bir yıldır bir çemberin içinde dönüp duruyorlardı. Jaehyun tek ders sınavına girmek için yalvarıyor Rosé ise her seferinde reddediyordu. Rosé yürümeyi bırakıp Jaehyun'a döndü. Aynı yaştalardı. Birisi doktorasına hazırlanan bir matematik öğretmeni iken diğeri bu sene genel matematik dersini verebilirse mezun olabilecek bir dans bölümü öğrencisiydi.
"Tek ders sınavını sadece bölüm içine açabiliyorum."
Jaehyun'un yüzündeki ifade Rosé'nin cevabı ile değişmiş, köpek yavrusu bakışlarının yerini bir aslanın kendinden emin bakışları almıştı. "Neden?" diye sordu. "Diğer bölümlere açma yetkiniz olmadığından mı?"
Jaehyun Rosé'nin yetkisini sorguluyordu. Ağırlığını bir ayağından diğerine verirken tek kaşını da havaya kaldırdı. O da sıkılmıştı artık bu çemberin içinde koşmaktan. Sonunda mezun olabilecekti ama Rosé'nin katı kuralları her seferinde onun önüne taş koyuyordu. Jaehyun'un sorusu Rosé'yi afallatmıştı, böyle bir şeyi ilk kez soruyordu. "Hayır." dedi Rosé. Bakışları bir an için Jaehyun'unkilerle buluştu. Onun gözündeki meydan okumayı çoktan fark etmişti. Artık geri adım atamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İrrasyonel | Jaerosé
Fanfiction❝Rosé üniversitede bir matematik hocası Jaehyun ise ilk senesinden kalan genel matematik dersini geçebilirse mezun olacak bir dans bölümü öğrencisi.❞ İrrasyonel |@Balaccie| Tüm hakları saklıdır.©