" Mevsim rüzgarları ne zaman eserse o zaman hatırlarım .."
Sınıftan herkesin çıkmasını beklediğim için yavaş toparlanmıştım.
Şimdi ise koridordaki tek öğrenci olmanın verdiği rahatlıkla şarkı mırıldanıyordum.
"..çocukluk rüyalarım, şeytan uçurtmalarım.."
Koridorda sınav sonuçları panosuna ilerlerken mırıldanmaya devam ettim.
"..öper beni annem yanaklarımdan , güzel bir rüya da sanki sevdiklerim hayattalarken hala.."
Telefonumu çıkardım. Panoya gelmiştim.
Fotoğrafını çekerken mırıldanmaya devam ettim.
"Akşama doğru azalırsa yağmur, kız kulesi ve adalar.."
Aynı listeyi bir iki kere çektikten sonra telefonumun ekranını kapattım.
"Ah burda olsan çok güzel hala-"
"İstanbul'da sonbahar..."
Aniden yumuşak bir sesin mırıldandığım şarkının son kısmını tamamlaması ile gözlerimi kırpıştırdım.
Kimdi ki?
Yavaşça arkamı dönerken asla karşılaşmayı beklemediğim bu bir çift göz içimde bir yerlerde bir şeyleri devirmişti sanki.
Kalbimin atışlarını o kadar hızlandırmıştı ki..
"İstanbul'da sonbahar.." kısmını o söylemişti.
Şaşıracaksınız belki ama sesini ilk defa duymuştum.
Sesi çok çok güzeldi.
Gözgöze gelişimiz ile kafasını yana yatırdı.
İçimde kopan fırtınalara rağmen soğukkanlılığımı korudum ve sorarcasına bakan gözlerim ile boğazımı temizledim.
Eğer onunla iletişime geçseydik bana kuracağı ilk cümleyi hep ne olabilir diye düşünmüştüm ve o iletişime böyle geçti. Bana yönelik kurduğu ilk cümle;
"Severim o şarkıyı eskimez hiç." Oldu.
Heyecanımı gizleme çabamdan ötürü sadece
"Aynen." demekle yetindim.
Sonra bir şey daha demem gerekiyormuş gibi telaş yaptım. Neyse ki buna gerek kalmadı ve yeniden konuşmaya başladı."Sınav sonuçlarının neden fotoğrafını çektin? Zaten birinci değil misin?"
O cümlesini bitirdiğinde ben kalakaldım.
Birinci oluşumu.. yani beni evet beni biliyordu.
Gözlerimin ışıldadığına emindim. İçimden kahkaha atasım geliyordu o beni biliyordu ama sadece hafifçe tebessüm ettim ve hislerimi bastırmak istercesine konuşmaya başladım.
"Birinciliğimi çekiyor olamaz mıyım?"
Duygularımı o kadar iyi saklamıştım ki kendimle gurur duydum. Karşısında cümle bile kuramam sanıyordum oysa ki.
Tek kaşını kaldırdı ve bana doğru bir adam attı.
"Çekmekte haklısın bunun senin son birinciliğin olması içine doğmuş olmalı."
Bana okuduğu meydan karşısında şaşırdım ama yüzümde mimik oynatmadan bende ona doğru bir adım attım.
Can senden deli gibi hoşlanabilirim ama sen hayırdır? Konuşmaya başladım.
"Nedenmiş o ? Senin demenle mi son birinciliğim olacak?"
Ben asla aksi halimden taviz vermezdim. Yani.. en azından şimdilik ona karşı..
Alaylı gülümsemesi yüzüne iyice hakim olurken bana doğru bir adım daha attı.
"Son birinciliğin olacak çünkü devreye artık ben giriyorum."
Pekala Can da en az benim kadar başarılıydı. Aynı sınav sonuçlarını yaptığımız bile oluyordu ama genel olarak ben birinciydim o ikinciydi.
Yapmacık bir şekilde gülümsedim ve ona doğru bir adım attım. Aramızdaki mesafe iyice azalıyordu.
"İkinciliğin ile yeterince devrede değil misin?"
Kaşlarını kaldırdı ve kısık alaylı bir kahkaha attı.
Tanrım yapmacık bir kahkahaydı ama bana neden içimde filler tepiniyormuş gibi bir hissiyat yaşatmıştı?
Keşke ses kaydına alsaydım. Keşke.
Bakışlarını tam gözlerime dikip bir adım daha attı.
Aramızdaki mesafe son adımıyla o kadar azalmıştı ki parfüm kokusu burnuma yeterince dolarken kalp atışlarımı umursamamaya çalışmak çok zordu.
Tanrım.
Gözleri yakından ne kadar da güzeldi öyle.
Keşke zamanı durdurabilseydim.
İşte o zaman onu saatlerce izleyebilirdim.
Gözlerini gözlerimden bir saniye bile ayırmadan konuşmaya başladı.
"İkinci olmaktan sıkıldım. Artık birinci olmaya karar verdim."
Okul birincisine ek puan veriliyordu. Birinci olmayı istemekle tabii ki haklıydı.
Bu yakınlıkta ona ne kadar sağlıklı meydan okuyabilirdim bilmiyordum ama hafif bir tebessüm ettim.
Bakışları dudaklarıma kayarken konuşmaya başladım.
"O zaman sana iyi şanslar."
Sonunda bakışlarını dudaklarımdan çektiğinde gözgöze geldik ve ben bakışları karşısında yeniden eridim.
Bana hep baksın istedim.
Evet bu büyülü bir andı ve aniden geri çekilmem ile tüm büyüyü bozuvermiştim.
O da gözlerini kapatıp açtıktan sonra bir nefes aldı ve bana yeniden baktı. Alaylı bir şekilde konuşmasını sürdürdü.
"Şansa oldukça ihtiyacı olan sen olacaksın ."
"Şansa inanmıyorum. Şansına küs ."
Son kelimelerimi söyledikten hemen sonra arkamı döndüm ve koridorda hızla ilerlemeye başladım.
Tanrım ben az önce ne yaşamıştım öyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RA| Texting
Подростковая литература054*: neden bu kadar üzgünsün? A: Kimsin? 054*: kim olduğumun ne önemi var? A: Elbette önemi var. Kimsin? A: Numaramı nerden buldun? 054*: üzgünsün. bu daha önemli değil mi? A: Bak üzgün olmama neden bu kadar takıldın bilmiyorum ama tanımadığım ins...