Gece başımı yastığa koyduğumda, hemen uyuyabilecek kadar rahat bir hayatım olmadı hiç. Saatlerce düşündükten sonra, kafayı yememek için yastığıma gözyaşlarımı akıtıp zar zor uyuduğum gecelerim oldu hep benim. Annemin gece babamdan yediği dayakların sesi, hep kulaklarımda oldu. Ben uyanmayayım diye yediği her tokatta biraz daha susan annemin çıkaramadığ sesi babamın döverken ettiği küfürleri örttü. Delirmemek için kulaklarımı kapatabildim sadece. Küçüktüm ama farkındaydım her şeyin. Her gece, büyüyüp annemi bu zulümden kurtaracağım günün hayalini kurardım. Küçükken, kulaklarımı ve gözlerimi kapatınca acının bittiğini sanırdım. Babam annemi her dövdüğünde, yorganın altına girip kulaklarımı ve gözlerimi kapatırdım bu yüzden. Sonra odanın kapısı açılır, annem içeri girip sarılırdı bana. Sessizce ağladığını duyardım ama kafamı kaldıramazdım. Annemin gözyaşları saçımı, benim gözyaşlarımsa yastığımı ıslatır dururdu her gece. Yinede her sabah o hiç eksiltmediği güler yüzüyle kahvaltı hazırlar, cebime dün babamdan yediği dayağın sebebi paraları koyar, okula gönderirdi beni. Çok güçlüydü benim annem. Bir gün okuyup onu bu zulümden kurtaracağıma inanırdı. Her sabah beni okula gönderdiğinde, "annecim, aslan oğlum benim biliyorum okuyup koca adama olacaksın, kurtaracaksın anneni bu zulümden. Ben inanıyorum sana. Son nefesime kadar da inanacağım." Derdi. Ben büyüdüm, koca adam oldum ama annemi kurtaramadım o zulümden. Daha koca adam olamadan, cansız bedenine sarıldım. Daha okuyup onu kurtaramadan, bir avuç toprağına muhtaç kaldım. Ben daha kokusuna doyamadan, öksüz kaldım. Söz vermiştim ona, kurtaracaktım onu. Babamın zulmünden kaçıp huzurlu bir hayat kuracaktık kendimize. Mutlu olacaktık. Özgür olacaktık. Biz zulümden kaçıp kurtulamadan zulüm bizi ayırdı.
YENİDEN HAYAL KURABİLENLER
"Hayalleri olanlar değil, hayalleri ölenler uyuyamazmış." derler. Ya defalarca ölmesine rağmen, her gece başını yastığa koyduğunda korka korka hayal kuranlar. Gerçekleşemeyeceğini en çok kendisi bildiği halde, içindeki o küçücük kırıntıya umut bağlayıp gecenin sonunda yastığına gözyaşlarını biriktirenler. İçindeki çocuğu yaşatmak için geceye aldanıp mutluluğun hayalini kuranlar... İşte onlar en çok kaybedenlerdir. En çok canı yananlardır. En çok gözyaşının tadını bilenlerdir. Onlar umut ettikçe, gökyüzü ağlar. Tutunmaya çalıştıkça, dalları kopar. Onlar özgürlüğü düşledikçe, anneler kafes doğurur. Sevgiye muhtaç insanlardır onlar. Birilerine sarılıp içini dökmeye en çok ihtiyacı olanlardır. Bu yüzden hayalleri ölmesime rağmen, her gece hayal kurabilen insanları üzmeyin. Onlar zaten yaşarken kaybetmiştir.
Hayalleri öldükçe, yaşatabilenlere...
Saat gecenin bilmem kaçı. Kendimi balkon demirlerine tutunmuş, atlayıp atlamamak arasındaki arafta buluyorum. Atlarsam her şey son bulacak. Yıllardır çektiğim acı bitecek. Her gece, rüyamda annemi bir kere görebileyim diye ağlayarak dua etmeyeceğim. Sokakta annesine sarılan çocukları gördüğümde, eve gelip beş yaşındaki çocuk gibi ağlamayacağım. Bize bu acıları çektirdiği için yaşarken yasını tutmayacağım babamın. Keşke bir kere başımı okşasaydı, baba sevgisini bir defa tadabilseydim diye yastığıma gözyaşlarımı biriktirmeyeceğim gecelri artık. Acı bitecek. Çaresizlik bitecek. Özlem bitecek. Yıllar sonra anneme gideceğim. Sımsıkı sarılacağım, o mis kokusunu yılların hasretiyle çekeceğim. Ama atlarsam yıllar önce anneme verdiğim sözü tutamayacağım. "oğlum, eğer bir gün bana bir şey olursa seni her şeyden çok ve hep sevdiğimi sakın unutma. Kendine iyi bak olur mu?" dediğinde annem, "öyle şeyler söyleme anmem, sana bir şey olursa ben hayatta yaşayamam, bende kendimi öldürürüm." demiştim. O da " bak oğlum sakın öyle şeyler yapma. Sen çok akıllı ve sözünde duran bir çocukaun. Şimdi söz ver bana, bana bir şey olsa da olmasa da asla öyle bir şey yapmayacaksın söz mü?" " ama anne sana bir şey olusa nasıl yaşarım ben?" diyince" yaşayacaksın oğlum, kimsen olmasa bile hayata sımsıkı tutunmayı öğreneceksin. Bak bana, sen yokken de babanın zulmüne karşı hep dimdik ayakta durdum. Ne olursa olsun pes etmedim, yılmadım, umudumu yitirmedim Allah'a dua ettim hep. O da zulmün karşısında daha güçlü durabileyim diye seni verdi bana. Bak, şimdi çok güçlüyüz. Kötülere asla boyun eğmeyeceğiz. Ben olmadığımda da eğmeyeceksin sen. Ölmek ve öldürmek korkakların işidir. Biz yaşayacağız. Allah'ın verdiği canı yalnızca Allah alabilir oğlum. Bunu sakın unutma ve şimdi söz ver bana. Allah'ın verdiği canı Allah'tan başkasının almasına asla izin vermeyeceksin." " söz anneciğim, Allah'ın verdiği canı Allah'tan başkasının almasına asla izin vermeyeceğim." yıllar önce anneme böyle verdiğim bu sözü, ne pahasına olursa olsun tutmalıydım. Annemden bana yadigar kalan tek şey bu sözdü. Şimdiye kadar anneme verdiğim her sözü tutmuşum. Küçük bir çocukken bile yaşımdan büyük sözler verir, tutardım hep. Annem için yaşayacaktım. Annemden sonra tutunacak dalım kalmasa da, onun gibi dimdik, güçlü duramasam da verdiğim sözü tutacaktım. Tutunduğum balkon demirlerinden çekilerek, gözlerimde yaşlarla gülümsedim. Yıllar önce verdiğim sözü gökyüzüne bakarak telrarladım, "söz annecim, Allah'ın verdiği canı Allah'tan başkasının almasına asla izin vermeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Deli Değilim
PoetryBu bir çöküş hikayesi değil, yeniden doğuş hikayesi... Ölüm ilk kez bir doğuşun hikayesi oldu!