Blood and Tears // S T E R E K

-1-

Yarı çıplak bedeni kanlı elleriyle kavrayıp gencin kafasını göğsüne yasladı.

"Merhaba..."

Gencin pürüzlü sesini duyduğunda, ağzından çıkan hıçkırığa engel olamadı.

Gözleri gencin iyice kurumuş dudaklarının arasından akan kırmızı damlacıkları izliyordu.

"Gözlerime bak, lütfen."

Adam, elini gencin ensesine getirdi, kendi yüzüne biraz daha yaklaştırdı.

Gözlerini kapadı.

"Bakamıyorum...seni böyle görmek, Tanrım..."

"Ölmeyeceğim."

"Biliyorum..."

Gencin titreyen elini yanağında hissetti.

"Bana bak."

Adamın gözleri yavaşça açıldı, gencin kehribar gözlerine baktı, göz bebeklerinin yanındaki küçük noktalara kilitlenmişti.

"Beni...öpebilir misin?"

Gencin gözleri yanağına düşen küçük damlayla kısılmıştı.

"Seni her zaman öpebilirim."

Adamın ağlamamak için kasılan yüzünü iki eliyle kavradı.

Baş parmaklarıyla yanaklarını okşadı sevdiğinin.

"Neden...neden bana iyi olduğunu söyledin? Seni oradan alabilirdim ve o oros-"

Gencin dudakları birbirine bastırıldı.

"Derek..."

"Sana-sana çok kötü şeyler yaptılar...seni kaç kere aradım, ve sen telefonu açtığında bana iyi olduğunu söyledin!"

"Özür dilerim..."

Adamın hıçkırıkları konuşmasını kesiyordu.

"Seni kaybetmekten korktum!"

Genç olan, kalan tüm gücünü kullanarak onu azarlayan adamın dudaklarını öptü.